Tarih Kokan HALA köyünün bilinmeyen yönleri

Abdullah UZUN
Bu köy hakkında detaylı bilgiler elde ettik. Yazarımız Murat Ümit Hiçyılmaz tarafından hazırlanan Çamlıhemşin Seyahatnamesinde tamamı detaylı şekilde ele alınacak olan Köy adeta tarih kokuyor.

 

Köyün en eski sakinlerinden Mesut Çolak anlatıyor.

 

“Ben 64 yaşındayım. Hala köyünde doğdum. İlkokulu burada, Ortaokulu Çamlıhemşin’de, oradan Ankara’da Liseyi bitirip çalışma hayatına başladım. Hala dört köyden oluşan bir merkez. Aşağı Şimşirli, Yukarı Şimşirli, Güroluk ve Kaplıca köyleridir. İnsanları sıcak kanlıdır.Hoştur,neşelidir.Halalılar olmadan ne düğün ne de şenlik olur. Eğer bir etkinlik varsa Hala’lılar mutlaka olması gerekiyor. Köyler birbirine yakındır. Herkes birbirini görür. Eskiden burada Mısır ekilirdi. Gurbetçilik yoğundur. İnsanlar gurbete gitmeden burada geçinemediler. Cumhuriyet öncesi ve Cumhuriyetin ilk yıllarında Rusya, Polonya, İran oralarda gurbetçilik yaptılar.1930 yıllardan sonra Türkiye’ye dönmeye başladılar. Özellikle 2.Dünya Savaşının başlangıcında 1939 dan sonra Rusya’nın Polonya’yı işgali ardından dönüşler başladı. İnsanları orada barındırmamaya çalıştılar. Hatta babamın Polonya’da Pastanesi vardı. O dönemde babamı ve dedemi geri gönderdiler. İstanbul ve köye dönenler oldu. Büyük dedem Moskova’dan Kiev’e giderken Tren’de Çay aklına geliyor Tren çok sallanıyor ve Çay’ı dökülüyor. Rahat Çay içemeyince görevliyi çağırarak “bu treni durdurursam cezası nedir” demiş da 500 Manat” demiş dedem de alsana 500 Manat diyor ve Treni durdurup Çayını içmiş bir adamdı. Eskiler bunu çok iyi bilirler” dedi.

“Hala ismi rivayetlerden öğrendiğimize göre eskiden şimdiki Çamlıhemşin Pazar yolu yoktu. Viçe nin üstünden Kanlı Boğaz’dan arka Hemşin Köylerine gidiyorlar,lamgo’dan Pazar’a geçiyorlardı. Alış veriş yapıp, gurbete gidip geri dönüyorlardı. Bu gidiş gelişlerde bir kızı buraya almışlar. Ardından yeğen ve akrabaları da yukarıya doğru geliyorlar yol ters, nereye gidiyorsun deyince halama gidiyorum demiş. Sonunda burası Hala olarak kalmış. Rivayet budur. Buranın tarihi 300 yıldan fazladır. Konaklar 1700’lı yılların sonu ve 1800 sonlarına doğru kurulmuştur. Rusya’da gurbetçilik yapanlar orada çok para kazandılar. Getirip burada yatırıma dönüştürmüşler. Konaklar 200 yıllık ama eski evlerin 400 yıllık olanları da var. Bizim aile dışarıdan geldi. Osmanlı Rus Savaşından 93 harbinde Mehmet Efendi dedemiz varmış savaşta yararlılık göstermiş onun hatırasına evde bir sancağımız ve beratımız Var. Burayı bize Padişah’ın tuğrası ile verdiler. Tapılarımızın tamamında Padişahın tuğrası vardır. Sanıyorum Borçka-Artvin tarafından gelmişiz. İnsanların bir kısmı buranın yerlisidir, bir kısmı da dışarıdan gelmedir. Ama sonunda hepimiz Türkiye Cumhuriyetinin vatandaşlarıyız” açıklamalarında bulundu.