HOPA’DA KOOPERETİFLEŞME ÇALIŞTAYI DÜZENLENDİ.

Hopa Tarımsal Kalkınma Kooperatifi, “Halk İçin Kooperatifleşme Çalıştayı” düzenledi.

YÖREDEN HABER 21.03.2018 07:18:03 9 0
HOPA’DA KOOPERETİFLEŞME ÇALIŞTAYI DÜZENLENDİ.

Hayati Akbaş

HOPA- Hopa Ticaret Odası Atatürk Konferans Salonu’nda gerçekleştiren çalıştay’a ÖDP Genel Başkanı Alper Taş, Kemalpaşa Belediye Başkanı Ergül Akçiçek, Ardanuç Belediye Başkanı, Yıldırım Demir, Hopa TSO Yönetim Kurulu Başkanı Osman Akyürek, Artvin Esnaf Odaları Birlik Başkanı Demirhan Elçin, CHP il Başkanı Ahmet Biber, ÖDP İl Başkanı Sercan Dede, AFGAD Başkanı İsmet Başar, CHP İlçe Başkanı Adnan İskender ve ilçe Örgütü, CHP Kemalpaşa İlçe Başkanı Fehmi Şahin ve çok sayıda vatandaşın katıldığı çalıştayın açılış konuşmasını Kooperatif Başkanı Şerafettin Çeliklik yaptı. Çelik, “2017 yılında 400 ton çay üretildi ve 5 binin üzerinde insanla iletişim kuruldu” dedi. Oturum Başkanlığını Gürbüz Akyüz’ün yaptığı Çalıştay da ilk sunumu Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu gerçekleştirdi.

Hopa Ticaret Odası Atatürk Konferans Salonu’nda gerçekleştiren çalıştayın açılış konuşmasını Kooperatif Başkanı Şerafettin Çelik yaptı. Çelik yaptığı konuşmada kooperatifin tarihinden bahsederek, “Halkın kendi gücüyle kurduğu kooperatif hayati önem taşıyor. 2017 yılında 400 ton çay üretildi ve 5 binin üzerinde insanla iletişim kuruldu” dedi. Başkan konuşmasını “ Onlar ki tarlalarda çayı toplayan, onlar ki çayları paketleyen kadınlarımız, biz kadınlarımızı baş tacı yaptık. Hepinizin önünde onları saygı ve sevgiyle selamlıyorum” diyerek konuşmasını bitirdi.

Alternatif mülkiyet biçimi olarak kooperatifler

Açılış konuşmasının ardından çalıştayın“Kooperatifçilik Üzerine Düşünmek” başlıklı ilk oturumu başladı. Oturumda ilk sunumu “Bir Seçenek Olarak Kooperatifçilik” başlıklı sunumla Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu gerçekleştirdi. Kozanoğlu kooperatiflerin çıkarcı, sömüren, özel sisteme karşı alternatif mülkiyet biçimi olduğunu söyleyerek, “Piyasa toplumunun, neoliberalizmin yaygınlaştığı ve en son şeker fabrikalarının kapatıldığı dönemde kooperatifçiliğe sahip çıkılmalıdır. Türkiye’de AKP rejiminde, saray rejiminde, bizim nefes alabileceğimiz alanların olduğu, ırkçılığın, cinsiyetçiliğin, faşizmin olmadığı alanlar yaratabileceğimiz için kooperatifler çok önemlidir” dedi.

Konuşmasında Alman filozof Karl Marx’a değinen Kozanoğlu, “Marx, kooperatifleri toplum mücadelesinin geliştiği alanlar olduğu için önemsiyor. Değişim değerinin değil, kullanım değerinin ortaya çıkması için önemli bir yere sahiptir kooperatifler” dedi ve yapılan çalıştayın siyasi dönüşüm ve ileriye dönük açıdan çok önemli olduğunu vurguladı. Kooperatifin içerisindeki toplumsal iş bölümünün bireylere kendilerini geliştirme açısından doğru yapılması ve demokratik paylaşımcı ve dayanışmacı üretimin doğru yansıtıldığı yerler açısından çok önemli olduğunu belirten Kozanoğlu, “Bu tarz sosyal alanların birbiri ile iletişimleri de çok önemli. Buraya gelirken Rize’de Bizum Kitap-Kültürevi’ne uğradık, orada Hopa Çay içmemiz bunun bir örneği, bu örnekler arttırılabilir” dedi.

Devletin amacı kamunun elindeki sektörlerden elini çekmekti ve bunu başardı

Hayri Kozanoğlu’nun yaptığı “Bir Seçenek Olarak Kooperatifçilik” sunumunun ardından, CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, “Türkiye’de Tarım ve Kooperatifçilik” başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. Sarıbal sunumunda devletin, 24 Ocak 1980’deki amacının kamunun elindeki tüm sektörlerden elini çekmek olduğu ancak bunu başaramadığı, akabinde 12 Eylül 1980’de bu örgütlülüğü tamamen ortadan kaldırdığını vurguladı. Sarıbal buna ek olarak 12 Eylül’den sonra devlet politikasının çiftçiyi yalnızlaştırıp şirketleri devreye sokarak yerli üretimi azaltma çabasının var olduğunu ve kırsal kesimde yaşayan halkı fakirleştirerek, verdiği kredilerle biat eden bir toplum haline getirdiğini belirtti.

Milletvekili sunumunun devamında, Türkiye’nin seksen öncesi tarım ürünlerinde ihracat yapan konumdayken, şimdiki süreçte kullandığımız tarım ürünleri tohumlarının yaklaşık yüzde seksen beşini ithal eder konuma geldiğini dile getirerek, “Bu sömürü düzenine karşı tek çözüm üretim yapmak ve üretici ve tüketici için kooperatifleşmektir” diyerek sunumunu sonlandırdı.

Halk kooperatifleri birbiriyle dayanışma içinde

Orhan Sarıbal’ın sunumunun ardından söz alan Dr. Uygar Yıldırım “Kamusallık ve Kooperatifçilik” başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. Yıldırım, son yıllarda Türkiye’nin neoliberal politikalarından dolayı kooperatifleşmenin zorunlu bir hale geldiğini dile getirdi. “Halkın kurduğu kooperatifler, toplumların bir araya gelmesini sağlar. Halk, hem üretim gücünü elde eder hem de güvenilir gıdaya erişim elde eder” dedi ve sözlerine kooperatifleşme sayesinde üreticilerin borç batağından kurtulup büyümeye başladığını vurguladı.

Dünyada sarı kooperatiflere karşı halkın kurduğu kooperatiflerin önemsendiğini belirten Yıldırım, “Kooperatifler kültürel ve sosyal açıdan büyük bir öneme sahiptir ayrıca kadınlar da bu yapıların öznesi olduğundan kadınlar için de büyük önemi vardır” dedi. Yıldırım sunumunun devamında 1967 yılında İzmir’in Tire ilçesinde kurulan Tire Süt Kooperatifi’nden bahsederek, Türkiye’deki halk kooperatiflerinin birbiriyle dayanışma içinde olduğu sürece tarımsal kalkınmanın hızla artacağını dile getirdi ve sunumunu sonlandırdı.

“Üreticilerin Örgütlenmesi” başlıklı sunumu gerçekleştiren Doç. Dr. Özgür Narin, konuşmasında Ordu- Fatsa örneğini vererek, üretenlerin yönettiği bir toplum biçimini savundu. Kooperatifin sisteme direkt çözüm olmadığını belirten Narin, “Kooperatiflerde yapılan işin kadından, emekten oluşması o işin sürekliliği açısından çok önemlidir” dedi.

‘Çiftçinin tek kurtuluş yolu kooperatifleşme’

“Kooperatifçilik Üzerine Düşünmek” başlıklı oturumda “Çay Tarımı ve Kooperatifleşme” başlığıyla son sunumu gerçekleştiren Araştırması/Yazar Fatma Genç, kooperatifleşmenin öneminden bahsederek, kooperatifleşmede kadının yerinden söz etti. “Saray rejimi karşısında gün geçtikçe yoksullaşan çiftçinin tek kurtuluş yolunun kooperatifleşme olduğunu vurgulayan Genç, “Kooperatifler, kapitalist sermaye karşısında ilerici bir çözüm olduğu için tarih boyunca hükümetler tarafından saldırıya uğradı, sendikalı işçiler ağır bedeller ödedi, baskılara rağmen kooperatifler halkın desteği ile daha güçlü bir hale geldi” dedi.

Genç, kooperatiflerin dayanışmasından bahsetti ve “Tarım kooperatifleri, organik gübre kullanması, sağlıklı ürün elde etmek ve hayvancılık yapan köylüler ve kooperatiflere destek olması açısından önemlidir” diyerek sunumunu sonlandırdı.

Üreticiden tüketiciye kooperatifler

Genç’in yaptığı sunum ardından ilk oturum sona erdi ve soru cevap bölümüne geçildi. Soru cevap bölümünde konuşmacılar, çalıştay katılımcıları tarafından gelen kooperatif ve kooperatifleşmelerle ilgili soruları cevapladı ve çalıştaya bir ara verildi. Verilen aradan sonra “Kooperatifleşme Deneyimleri” başlıklı 2’nci oturum başladı. İkinci oturumda sırayla Boğaziçi Mensupları Tüketim Kooperatifi, Kadıköy Kooperatif, Dayanışma Kooperatifi ve Halk-bes-koop adına temsilciler sunum gerçekleştirdi.

BÜKOOP adına konuşma yapan Hacer Ocak kooperatifin kuruluşundan, amaçlarından, faaliyetlerinden ve işleyişlerinden bahsetti. “Neoliberal sistemlerle tükettiğimiz gıdaların güvenirliği tehlikede ve biz BÜKOOP olarak bunun önüne geçip aracıyı ortadan kaldırıp, üreticinin emeğinin karşılığını alabilmesini sağlamak amacıyla çalışıyoruz” diyen Ocak, kâr amacı gütmediklerini, yaptıkları her işin gönüllüler tarafından yapıldığını belirtti.Kadıköy Kooperatif adına İrem Öztürk ve Selma Eroğlu konuşma yaptı. Kooperatiflerinin üreticilere ulaşma aşamasından bahseden Eroğlu, kooperatifleşmenin üretici ve tüketici için ne kadar önemli olduğuna değinerek, kooperatifleşme sayesinde dışa bağımlılığın azaldığını vurguladı.

Oturumda 3’üncü sunumu gerçekleştiren Halkbeskoop adına konuşma yapan Abdullah Aydın, kooperatiflerinin henüz yeni olduğunu belirterek, “Neoliberal politikalar karşısında sessiz kalamayacağımızı ve mücadele etmemiz gerektiğini düşündük. Ankara, Mersin ve Hatay’da gittiğimiz yerlerde şahit olduğumuz deneyimler daha somut adımlar atmamıza sebep oldu” diyerek daha ileri bir birlikteliği amaçladıklarını ve halktan yana kooperatif oluşturacaklarını dile getirdi.

‘Temel sorun doğal ve menşei belli gıdalara uzaklık’

“Kooperatifleşme Deneyimleri” başlıklı oturumda son konuşmacı olan Dayanışma Kooperatif Temsilcisi Murat Çağrı Aliş, tüketicinin temel sorununun doğal ve menşei belli gıdaya uzaklık olduğunu belirterek, “Kooperatifler, bu sorunu ortadan kaldıracak yapılardır. Ülkenin çeşitli yerlerinde aile üreticiliği yapan kişileri ziyaret ettik ve organik tarımın ne denli zorluklarla yapıldığını gördük. Doğal ve menşei belli gıda sloganıyla çıktığımız yolda üreticiyle ve tüketiciyle birçok buluşma gerçekleştirdik, genel kooperatifçilik anlayışına biraz uzak olarak üretim ve tüketim ayağında aynı anda mücadele ediyoruz” diyerek sunumunu sonlandırdı.

Aliş’in yaptığı konuşmanın ardından forum bölümüne geçilen çalıştayda katılımcılara söz hakkı verildi. Kooperatifleşmede ve özellikle üretimde kadının rolüne vurgu yapan katılımcılar üretici ve tüketicinin bir araya gelerek oluşturacağı kooperatifleşmenin mümkün olduğunu belirttiler.

Forum bölümünün ardından konuşmacılara Hopa Çay takdim edilerek çalıştay sonlandırıldı.


Anahtar Kelimeler:
1

Projenin ilk ayağı Rize Pazar’da başladı.

2

İSTANBUL’DA DÜZENLENEN YÖRESEL ÜRÜNLER FUARI SONA ERDİ.

3

BATUM’DA SINIR TEMSİLCİLERİ TOPLANTISI YAPILDI

4

Z kuşağını anlamanın önemi!

5

Tarım Fuarındaki Yerini Aldı