Hepimizin yaşadığımız cemiyette kabul edeceği hakikati şu olmalıdır; siyasetçiler, düşünce insanları, sanatçılar, din adamları, sporcular her an toplumun önünde oldukları için üsluplarına çok ama çok dikkat etmelidirler!

Sokak ağzı tarzı ifadeler, belden aşağıya vurmalar, toplum önündeki insanın üslubu olmamalıdır.

Bu güzel ülkenin; sanatına, siyasetine, dini hayatına, ekonomisine, sporuna, nihayetinde insanına karşı sorumluluk makamında olanların yerlerde sürünen üslubundan hepimiz bıkıp usandık!

Takım tutar gibi siyasi partilere, sanatçılara, din adamlarına gönül veren vatandaşlarımız, maalesef kendi düşüncesine yakın olan kişilerin iğreti duran üslubuna ses çıkarmamakta-çıkaramamaktadır!

Bunun yerine hemen gardını alarak “neyin doğru neyin yanlış olduğuna” bakmadan hemen cephe açarak muhatabına en ağır üslupla ağzına gelen sözlerle saldırmaktadır!

Hâlbuki bir kalbi kazanmak ile kaybetmek arasındaki ince çizgidir insanın üslubu.

Yukarda saydığım özelliklerin içindeki insanların uzun yıllardır ortaya çıkan üslup problemi beni gerçekten ama gerçekten çok fazla üzmekte ve zaten inanıp güvenmediğim başta siyasetçiler olmak üzere bu kesimlere karşı daha bir mesafe koymama vesile olmaktadır!

Öyle ki; televizyon programlarında ya da sosyal medyanın her hangi bir platformunda, tane tane, sakin, bağırmayan, muhatabına saygılı, nezaketli üslupla konuşan insanlara hasret kaldık!

Bu yüzden, uzun zamandır çok önemli görmediğim televizyonlardaki tartışma programlarını bile izlemiyorum artık.

Üslupsuzluğa prim veren vatandaşa sitem eden birçok yazı kaleme aldım.

Gözümüzün önünde cereyan eden bu sıradanlıklar kimden, hangi düşüncenin insanından gelirse gelsin ona karşı dik durup sorgulamak gerekir diye inanmaktayım.

Çünkü bu ülkenin insanına yakışan bu olmalıdır!

Her alanda toplumun önünde olan kişilerin zihni bulanık olunca üslubu da kötü oluyor bu kişilerin ve doğal olarak toplumda da öfke patlaması yaşanıyor.

Burada insanımızı eleştirdiğim nokta şu.

İnsanlar bağlı olduğu siyasi partiyi, cemaati, futbol takımını savunma telaşına düşerek asıl konuşulması gerekenlerin güme gitmesine sebep oluyorlar.

Elbette tenkitlerimiz, kritiklerimiz olacak.

İşte benim bu makalede yapmaya çalıştığım da bu zaten.

Fakat toplumdaki kendi mahallesinden olana “biat edip” eleştiri yapmama kültürü ümitsizliğe kapılmama sebep oluyor ülkenin geleceği adına!

Toplumun önünde konuşan insanların üslubu üzerine sosyal medya ortamında öyle kavgalar, hakaret ve küfürler oluyor ki, bunlara laf yetiştirmekten, tenkit ve kritik yapmaya zamanımız bile kalmıyor!

Siyasetçinin, zaman zaman tecavüzcülerin yaptıkları rezilliklere rahmet okutan üslubuna kim nasıl dur diyecek, asıl sorgulamamız gereken husus bu olması gerekirken, insanların savunma mekanizması geliştirmesi anlaşılır gibi değil!

Sıradan bir meseleyi konuşurken bile “kötü olan üslup” söylemek istediklerimizi mahvetmeye yeterken, bir siyasetçinin ya da bir din adamının “yerlerde sürünen üslupla” insanlara bir şeyler anlatması bana göre “kibirle ahmaklık” arası bir şeydir!

Kötü üslup, yalan söylemek gibi fena da bir meziyettir insan için.

Onun içindir ki; insanlar hamasetten ve kötü üsluptan beslenmeye başladığı an o toplumun felaketi yakındır!

Bu üslup bugün; gazete sayfalarından, televizyon ekranlarına ve sosyal medyan her platformuna kadar her yere hâkimdir maalesef!

Sakın bu yazıyı okurken niyet okuyuculuğu yapmayalım!

Bu düşüncem, bugün ülkemizde siyaset yapan, her hangi bir sanatı icra eden ve kürsülerden vaaz veren herkes içindir!

Elbette bu kesimlerin içinde “güzel üslubu olan insanlar” vardır ve zaten onlar benim eleştirilerimin muhatabı da değillerdir.

Zira, sizin gibi bende biliyorum ve şahidim ki; dört dörtlük siyasetçilerimiz, sanat insanlarımız, edebiyatçılarımız, din âlimlerimiz vardır bu ülkede.

Suyun başındakilerin tavırları, davranışları ve üslupları genel itibariyle daha çok dikkat çektiğinden, benim eleştirilerim de suyu bulandıranlara oluyor!

Sonuç olarak şu tespiti rahatlıkla yapabilirim.

Üslubu beyan ayniyle insandır” diye harika bir atasözümüz var biliyoruz.

Toplum önünde olan insanların “sıradan üslubu” toplumun ihtiyaçlarına cevap vermeyeceğini, bu kötü üslubun “insanı seviyemizi” aşağılara çekeceğini anladığımız an kurtuluşumuzun yakın olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim!

Tabii şu şerhi de düşmek isterim.

Bugün ülkemizde her alanda yerlerde sürünen “üslup sıradanlığı” kimden gelirse gelsin tenkit edebilmeyi başardığımız an, bilmeliyiz ki; biz vatandaşlar olarak her şeyi “idrak etmeye başlamış olacağız” ve toplumun önünde “arz-ı endam” eden insanların kendilerine çekidüzen vermelerinin önünü de açmış olacağız!

Görüşmek üzere; Allah’a emanet olun…


Fatma Kiraz
8.08.2022 12:10:03
İşte toplumun konusu bu olmalı dedim okurken yazınızı. üslup konuşmanın olmazsa olmazıdır.

Alpaslan
8.08.2022 13:10:16
Toplumu uyarmaya ve uyandırmaya devam sevgili dostum

Kamil Al
8.08.2022 15:04:56
Siyasetçiler ya da bir başkaları, önemli değil kim olduğu, insan saygılı olmalı muhatabına. Türkçesi kıt olan dağarcığı boş olan konuşurken usturuplu konuşamaz. Bu yüzden yaşadıklarımız,yoksa neyi paylaşamıyoruz ki.

Esma Sultan
8.08.2022 18:39:26
Zayıf insanların genelde konuşmaları sınkaflıdır, günümüzde üslubuna dikkat edip konuşan kimse kalmadı neredeyse. Sosyal medya buna tuz ekti diyebiliriz. Kitap okumak sanki bu sorunu biraz hafifletir gibi düşünüyorum.

İsmail küçük
8.08.2022 21:31:36
Bu sosyal medya oldukça kimse diline üslubuna sahip olmaz.

Mustafa yeşil
9.08.2022 16:29:25
Hislerimize tercüman olan bir yazı. Siyasetçilerin konuşma sorunlarını biliyoruz ,fakat toplumu bilgilendirmesi gereken insanların üslupsuzluklarını son zamanlarda daha sık görür olduk.

Üslup insanın kimliğidir!

Abdurrahman Akın

8.08.2022 10:48:18

796