“Sonra bu kitabı kullarımızdan seçtiklerimize miras bıraktık. Onlardan bazıları kendilerine zulmettiler. Bazıları orta yolu tuttular. Kimileri de Allah’ın izniyle hayır ve iyiliklerde en önde giden gayretli Müslümanlardır. İşte en büyük lütuf, en büyük fazilet bu sonuncusudur.”(Fatır: 35/32)
“Salih ameller işlemede acele edin!”
(Müslim, İman, 186)
Soru:
Hocam, şu Rahmet ve mağfiret ayında bile hâlâ gafletten uyanamamış kendine Müslüman diyen insanlar var. Elin Hristiyan’ı, inançsızı oruca, Ramazana saygı gösteriyor da bizimkisinin umurunda değil. Bu nasıl iştir hocam?
Cevap:
Hikâye bu ya bizim Temel hiç oruç tutmazmış ama sahur yemeğini de kaçırmazmış. Karısı demiş ki,
“Ola Temel, oruç tutmuyorsun ama sahur yemeğini de kaçırmıyorsun bu ne menem iştur?” Temel karısına şu cevabı vermiş,
“Ola kari, Sahura da kalkmayayım da hepten Gâvur mu olayım?”
Koskoca rahmet, mağfiret, bereket ayı Ramazan geldi geçiyor da hiç umurunda olmayan ve dahi saygı bile göstermeyip adeta “Allah’a meydan okuyan kimse” hâlâ Müslümanlık iddiasında bulunuyorsa vay başına gelene kardeş…
Soru:
Hocam, Ramazan ayının fazilet ve bereketleri çoktur çok olmasına da “bizde onun izleri pek yoktur.” Neler kazanıyor neler kaybediyoruz?
Cevap:
“Ramazan ayında oruç tuttuğu halde Kur’an’la hemhal olmayan kimse savaşta yenildiği halde zafer şarkıları söyleyen kimse gibidir” der Hayrettin KARAMAN hoca. Ramazan ayının üçte biri geride kaldı… Ne kazandık ne kaybettik?
“Ramazan ayı sayısız ikram ve ihsanların bulunduğu bir rahmet deryasıdır. Ayet-i kerimede ifade edildiği gibi kimi bu deryadan nasiplenmek için elekle gider. Elekle ne kadar rahmet suyu taşınabilirse o kadarını alır döner.
Elekle taşıdığı suyla övünen kimse ne kazanmıştır?
Kimi kaşıkla gider nasibini onunla aldığıyla yeterli görür bir kaşıklık istifadesi olur. Şeytan ve avenesinin cirit attığı bu hararetli ortamda bir kaşık suyla yetinenler ne kazanmış ne kaybetmiştir?
“Böylece Allah, yaptıkları o çirkin işleri onlara, (ahirette) kendileri hakkında derin bir üzüntü, pişmanlık ve hayal kırıklığı olarak gösterecektir.”
(Bakara: 2/167)
Kimi de neyi var neyi yoksa almış gitmiştir. Orucunu tutuyor, öfkesini yutuyor, şükrünü sunuyor, kitabını okuyor, hayatını ayetlerle ilmek ilmek dokuyor.
Teravihle gecesini ibadete sokuyor, sahurla bereketler topluyor, içi dışı Misk kokuyor.
“İşte en büyük lütuf, en büyük fazilet bu sonuncusudur.”
(Fatır: 35/32)
