Hafta için Akşam ve Yatısı namazı arasında Erkeklere, Haftada üç gün bayanlara Kur’an dersleri veren Cami İmamı İlahiyatçı Yazar Yusuf Kambur ve Fatih Atay çocuklara ve gençlere de hafta sonları Kur’an okuma ve Dini bilgileri içeren
Haftanın belirli günlerinde Pazar Hatuniye ve Sahil Camilerinde cemaate vaaz veren ve aynı zamanda yayımlanmış eserleri ile Pazar ilçemizde çok sevilen kaçkar53.com sitemizin yazarı İlahiyatçı-Yazar Yusuf Kambur ve Fatih Atay görevli bulundukları Cumhuriyet Mahallesi Şehitler Camiinde başlatmış olduğu uygulama ile takdir topluyor.
Yusuf Kambur On günde bir gençleri Camide Yatısı namazından sonra toplayarak onlara dini bilgiler veriyor. Bu durumdan Cemaat çok memnun konu ile ilgili açıklamalarda bulunan Yusuf Kambur “ Diyanet İşleri Başkanlığımızın başlattığı ve İlçe Müftülüğümüzün koordinesinde yapılan Cami ile buluşma programını bizde mahalle camimizde uygulamaya çalışıyoruz. Haftada üç gün yetişkin bayanlara Kur’an dersi ve dini bilgiler konusunda kendilerine yardımcı oluyoruz. Hafta içi her akşam, akşam namazı ile yatısı namazı arasında da yetişkin erkeklere Kur’an ve dini bilgiler derslerimiz oluyor. Katılım şu an için iyi. On günde bir de yatısı namazının ardından dini sohbetler yaptıktan sonra Çay içme faslı başlıyor. Daha sonra ise onlar da menun bizde memnun bir şekilde evlerimize dağılıyoruz” dedi.
28.12.2017 Cuma akşamı yatısı namazından sonra gençlerle sohbet eden Yusuf Kambur önümüzdeki yılbaşı kutlamalarıyla ilgili şunları söyledi
“Acısıyla tatlısıyla bir yılı daha geride bırakıyoruz. Bir yılın sonuna daha yaklaşırken bir muhasebeci titizliğiyle hesaba oturmak ve bu yaşımıza kadar kazandıklarımız ve kaybettiklerimiz hanesine dikkatlice bakmak lazım değil mi ey dost?
Sahi kazanan neyi kazandı, kaybeden neyi kaybetti? Gerçek kazanç, kâr, sermaye nedir? Gerçek zarar, kayıp, hüsran ve iflas nedir?
Bu hayat pazarında kim kârda kim zararda? Buradan öte âleme ne göndermişiz, ne kadar göndermişiz? Temmuz sıcağında tek sermayesi kar olan adam gibi hayat sermayemiz her an erirken bu sermayeyi ebedi kazanca dönüştürebildik mi? Bu sermayemize bire on, bire yüz, bire yedi yüz veren var mı? Oldu mu acaba? Dünya gözüyle ve şu maddi âlemin ölçütleriyle bakıldığında kâr edenler gerçekten ne elde etmişler, zarar edenler neyi kaybetmişler? Kâr ve zarar nedir? Kazanmak ve kaybetmek nedir?
-Yılbaşı çekilişinde “şu kadar milyon lira” biletine isabet eden sözüm ona bahtiyar(!), dünya gözüyle büyük bir kazanç elde etmiş gibi gözüküyor. Komşularının “Ah keşke onun sahip olduklarına biz sahip olaydık!”(Kasas: 28/79) dedikleri adam gerçekte ne kazandı ne kaybetti?
-Bir zavallının başını ezme pahasına “şu kadar kâr, arazı, maddi imkân” elde eden bir hazır yiyici -haramzade- büyük bir sermaye elde etmiş midir?
-Kardeşinin, komşusunun “metrelerce toprağını veya bir karış toprağını” kendi arsasına ekleyen Müslüman çok şey elde etmiş midir? Evlatlarına çok şey mi bırakıyor? Sevinmeli mi evlatlarına bıraktığı servete? Evlatları babalarından gurur mu duymalıdırlar?
-Hayatlarında herhangi bir kırmızı çizgisi olmayanlar, istedikleri gibi özgürce bir yaşam sürenler talihli kimseler midir? “Ne mutlu onlara! Onları sınırlayan herhangi bir engelleri yok mu demeli?”.
