Bazı aileler vardır ki, geçmişleri mensubu oldukları kazanın tarihleri ile doğrudan örtüşmektedir. Böyle ailelerin tarihlerini bilmek, o ilçelerin tarihlerini bilmenin kaçınılmaz bir dayanağıdır. Hemşin ilçesinde de günümüzde “Halidağalar” diye bilinen aile, işte tam da bu tür bir ailedir. Halidağazade ailesinin geçmişini bilmeden, yetiştirdiği önemli şahsiyetlerin görev ve konumlarını anlamadan Hemşin ilçesinin genişçe bir dönemini anlamak mümkün olamaz. Bu yüzden yolumuz Hemşin’in eski adı Badara olan Bahar Mahallesi’ne düştü. Burada yerleşik olan Halidağa ailesinin yaşayan fertlerinden Servet Güzey’in evinde misafir olduk. Servet Bey, ailesinin tarihi bilgilerine oldukça malik biriydi. Üstelik atalarından yadigâr kalan konağında hatırı sayılır bir otantik eşya koleksiyonuna sahipti. Özenle muhafaza ettiği Osmanlıca belgeler de ne derece bilinçli bir şahsiyetle karşı karşıya olduğumuzun ispatıydı.

SERVET GÜZEY
Servet Güzey, hayatını Ankara’da idame ettiriyordu ancak yaz aylarında hemen hemen her yıl köyüne geliyor, ceddinden miras kalan konaklarını geçici olarak da olsa şenlendiriyordu. Kendisi yerel seçimlerde Milliyetçi Hareket Partisi’nin Hemşin ilçesindeki belediye başkan adayı da olmuştu. Bu yüzden de tanıdık bir sima sayılırdı. Servet Bey’i ziyaret etmemizin esas sebebi ailesinin hikâyesini dinlemek ve elindeki belgeleri incelemekti. Arşiv kayıtlarından atalarının Hemşin tarihi içerisinde ne derece önemli bir yere sahip olduğunu bir nebze biliyordum.

BADARA KÖYÜ(FOTOĞRAF MERHUM MUSTAFA GÜRDAL)
Servet Bey, atalarının Arap diyarlarından Kars’ın Ani kentine, oradan yola çıkıp Erzurum’a, sonra da Hemşin’e göçüp yerleştiklerini ifade etti. Hemşin’de doğrudan Badara köyüne bir serdengeçti ailesi olarak yerleşmişlerdi. Bu noktada serdengeçti ya da diğer adıyla yalınkılıç askerlerinin gerçekte ne olduğundan bahsetmem gerekir. Serdengeçti bölükleri Osmanlı Devleti’nin sınır boylarında kelle koltukta savaşan, bir nevi günümüzdeki Özel Kuvvetlere (Bordo Bereliler) denk gelen kalifiye bir askeri bölüktü. Serdengeçti bölükleri yaklaşık 100 askerden oluşur, başlarındaki komutana da “Serdengeçti Ağası” denirdi. Serdengeçtiler, Osmanlı’nın savaş yapacağı devlete önceden ve ansızın saldırı düzenler, kaleleri kuşatır ve daha savaş başlamadan düşmanın moralini bozardı. Serdengeçti askerleri için savaşta şehit olmak bir onurdu ve asla cephede ölmeyi sorun etmezlerdi, hatta bu hususta o kadar ataktılar ki, sırf bu nedenle “kellesinden geçmiş” anlamında onlara “serdengeçti” denmişti. Serdengeçti askerleri diğer askeri sınıflardan farklı olarak kavuklarını hafif yana eğik olarak takarlarmış, bu yüzden mezar taşlarının sarık kısımları aynı şekilde yana eğik stilde imal edilirdi.

SERDENGEÇTİ İBRAHİM AĞA'NIN MEZAR TAŞI
İşte Servet Güzey’in ailesi de bir serdengeçti ailesiydi, üstelik en eski atalarından İbrahim Ağa, sıradan bir serdengeçti askeri değil, bilakis bir serdengeçti ağası yani bir komutandı. Bu durum Hicri 1196 (Miladi 1778) tarihli mezar taşında açıkça yazılmıştı. Baba adı Hacı Ahmet olan Hacı İbrahim Ağa’nın mezar taşı, Badara köyü camisinin tarihi mezarlığında bulunuyordu. Zaten Servet Bey’in demesine bakılırsa bu mezarlıktaki taşların büyük bir çoğunluğu ailesine aitti. Hacı İbrahim Ağa’nın mezar başlığı bakana göre hafif sola eğikti ve kitâbesinde açıkça “serdengeçti ağası” olduğu yazılıydı. Zaten serdengeçti ağalarına ait bu tür mezar taşları diğer taş türlerine nazaran oldukça iri gövdeli oluyordu. İbrahim Ağa’nın taşı da oldukça büyük hacimli bir taştı.

HALİD AĞA'NIN MEZAR TAŞI
Serdengeçti ağaları akıncı ocağının pasif duruma düşmesiyle birlikte askeri açıdan önemini yitirince, bu sefer de yaşadıkları bölgelerde “ayan” ya da “derebeyi” olarak öne çıkmaya başladılar. Muhtemelen İbrahim Ağa da yaşadığı dönemde Hemşin’in en önemli ve sözü geçen insanlarından biriydi. Zaten yörede itibarlı bir aile olan Ortaköylü Yazıcıoğlu ailesinin damadı oluyordu. Kendisinden sonraki nesilde de aynı saygınlık ve yöneticilik vasıfları devam etti. Ailedeki yöneticilik statüsü torunu sayılabilecek Halid Ağa ile adeta doruğa çıktı. Halid Ağa anlaşılacağı üzere kendinden sonraki nesline adını sülale adı olarak miras bırakan kişi idi. Ondan sonraki nesillere artık Halidağazade denmişti.

KAPUCU BAŞI İBRAHİM AĞA'NIN MAAŞININ HEMŞİN'DEN ÖDENMESİ
Halid Ağa, Servet Bey’in demesine bakılırsa uzun yıllar Hemşin ayanlığı yapmıştı. Ayanlık müessesi yarı resmi bir makam olup, özellikle taşra bölgelerde ortaya çıkan askeri, mali ve toplumsal bir güce sahip kimselerin üstlendiği bir mevki idi. Halid Ağa’nın pozisyonu ile ilgili Osmanlı arşivlerinde yaptığımız araştırmalarda gördük ki 1820-1832 yıllarında tam 12 yıl boyunca ayanlık etmişti. Ondan önce ayan olan kişi Çingitli Sıçanoğlu Mehmet Ağa idi. O da âyanlığı yine serdengeçti ağası olan meşhur Sıçanoğlu Hacı Hüseyin Ağa’dan devralmıştı.

SERVET GÜZEY'İN EVİ
Halid Ağa’nın ayan olduğu döneme ait çok önemli bir belgeden bahsetmem gerekir. 1827-1828 yıllarında cereyan eden Osmanlı-Rus harbi için birçok bölgeden olduğu gibi Rize bölgesinden de asker talep edilmesi gündeme gelmişti. Bu maksatla Padişah Sultan II.Mahmut’a arz edilen tezkirede Trabzon eyaletinde olan ve Lazistan tabir edilen Sürmene, Of, Rize, Hemşin ve Gönye halkının sert mizaçlı olmalarına rağmen hepsinin dindar, alimlerinin çok ve devlete itaatli bir taife oldukları bildirilmişti. Buradan talep edilecek askerler için buranın din adamları ve ağalarına hitaben ahvâl-i hâzire ve İslam birliği beyanıyla bir emirname yazılması, emir yazılırken de her birine ayrı ayrı değil ağaların isimleri zikredilerek hepsine birden tek ferman yazılmasının uygun olacağı belirtilmişti. Böyle bir fermanın üzerinde bizzat padişahın mübarek hatt-ı humâyunu bulunur ise o zaman halkın hepsi şevk ve alaka göstererek padişahımız, efendimiz bize ferman göndermiş diyerek cân-ı gönülden iştirak edecekleri ifade edilmişti. Bunun üzerine bizzat Padişah Sultan II. Mahmud tarafından yazılan hatt-ı humâyunda Trabzon eyaletinde olan ve Lazistan tabir edilen Sürmene, Of, Rize, Hemşin ve Gönye’den 8.050 asker çıkarılması istenmişti. Bu listeye göre Hemşin’den Âyan Halid Ağa tam 450 asker göndermişti.
Başka bir belgede ise istenen askerlerden 1000 askerin Hemşin âyanı Halid Ağa komutasında süratli bir şekilde Ahıska civarına sevk edilebilmesi için hazineden 5000 kuruş verildiği görülmektedir. Bu da Halid Ağa’nın ayanlığının ne derece mühim bir görev olduğu daha rahat anlaşılmaktadır. Halid Ağa 1832 yılında vefat etmiş ve ayanlığı sona ermiştir. Kendisinden sonra ayanlık müessesesi oğlu Hacı Reşid Ağa’ya geçmiş ve onda da 2 yıl kalmıştı. 1834 yılında ise yetki tekrar Sıçanoğlu ailesine geçmişti.

SERENDE DE MENTEŞE
Servet Güzey, Halid Ağa’nın altı oğlu olduğunu söyledi. Bunlar Hacı Mehmet Ağa, Hacı Osman Ağa, İbrahim Bey, Hacı Ahmet Ağa, Mustafa Ağa ve Hacı Reşit Ağa idi. Saydığı kardeşlerden dördünde “Hacı” unvanı dikkatimi çekmişti, anlaşılan ailede hacca gitmek neredeyse bir zaruret halini almıştı. Zaten arşiv kayıtlarını incelediğimde Halid Ağa’nın çocuklarından üçü imamdı. Şöyle ki İbrahim Bey Zuğa köyü imamı, Hacı Osman Ağa Sağırlı köyü imamı ve Hacı Ahmed Ağa Tepan köyü imamıydı. İbrahim Bey aynı zamanda hem binbaşı rütbesine erişmiş hem de “rikâb-ı hümayun kapucubaşılık” rütbesine layık görülmüş olan önemli bir devlet adamıydı.
Binbaşı İbrahim Bey, Batum Sancağı komutanı iken üstün hizmetlerinden ötürü Sultan Abdülmecit döneminde 'mecidiye' nişanı ile şereflendirilmişti.
Ailedeki itibar ve zenginlik sonraki yıllarda da devam etmiş ve bu durum belgelere de yansımıştır. 13 Eylül 1880 tarihinde Trabzon Valisi Sırrı Paşa tarafından hazırlanıp Babıâli’ye gönderilen Doğu Karadeniz bölgesinin kıdem, haysiyet, emlâk ve servetçe önde gelen kişilerini gösteren 236 kişilik listede isim ve şöhretleri verilen kişiler, emlâk ve haysiyetlerine göre kademelendirilmiş ve isimlerin karşılarında birinci, ikinci veya üçüncü derecede oldukları belirtilmiştir. Bu raporda Halidağazade ailesinden iki kişi bulunmakta idi. Bunlardan biri Halid Ağa’nın oğlu Hacı Osman Ağa ve diğeri de Hacı Reşit Ağa’nın oğlu Halit Efendi idi.

Halidağazade Hacı Osman Ağa: Emlak ve haysiyetçe birinci derecededir.

Yeğeni Halit Efendi: Keza.
Görüldüğü üzere Osmanlı’nın bir uç bölgesi olan yöremizde serdengeçti ağalığı ile başlayan ailenin serüveni, âyanlıkla devam etmiş ve âyan isyanlarının bastırılması sonucunda bu müessese sonlansa da bölgenin ileri gelen aileleri olmayı sürdürmüştür. Ailesinin tarihinin gizemli geçmişini bizim için aralayan, arşivinde bulunan elliye yakın belgeyi bizimle paylaşan ve tarihi konağında güzel sohbeti ile bizi ağırlayan Servet Güzey’e de ne kadar teşekkür etsek azdır.    

HEMŞİNLİ
2.06.2016 08:05:32
tebri̇kler murat bey.abdullah abi̇ böyle tari̇he işik tutan olaylari di̇le geti̇rdi̇ği̇n i̇çi̇n ayrica teşekkür ederi̇m. "teksi̇ni̇z" yola devam

PAZARLI
2.06.2016 08:06:13
i̇yi̇ki̇ varsiniz valla

SALİM
2.06.2016 08:06:53
murat bey her yazinizi heyecanla bekli̇yorum.bi̇rde bi̇zi̇m zuğayi yazsaniz olurmu

m.ü.hiçyılmaz
2.06.2016 10:05:42
salim bey, tabiki zuğa köyünü de yazmak yazarız. önce bizi zuğa.da gezdirmeniz, zuğa.yı anlatmanız lazım. fotoğraflar çekmemiz lazım. zuğa köyünü anlatmak kolay olmasa gerek.

VEYSEL ATACAN
2.06.2016 11:06:52
teşekürler murat eli̇ne sağlik.

İsmail Haberal
2.06.2016 11:54:06
çok güzel, çok önemli bir çalışma, tebrik ediyorum. tarihin bilmeyen milletler yok olmaya mahkümdür.

SERVET GÜZEY
2.06.2016 12:50:39
Abdullah bey size sonsuz teşekkür ederim. Beni çok heyecanlandıran bir yazıyı kaleme aldınız. Bizzat görüşmek dileğiyle sağlıkla ve huzurla yaşayın.

hamşinli
2.06.2016 13:17:58
bir hemşinli olarak sizi tebrik ederim.umarım belediye başkanı bunları görür de detaylı hemşini size kitap haline getirtir.saygılarımla

AYLİN KARAKUŞ
2.06.2016 14:04:33
Halidağanın torunu Elmas Kaboğlunun torunuyum ...Rahmetli annanem hep anlatırdı gidip konaklarını görmek mezarlardaki sarıkların anlamını onlardan dinlemekde nasip oldu...Böyle bir soya sahip olmak gurur verici

ayla güzey incearap
2.06.2016 14:43:59
Geçmişimle gurur duyuyorum Sizede kaleme aldığınız için teşekkur ederim.

orhan
12.06.2016 18:41:58
bölgemizi kayış kayış geziyorsunuz.en ufak bir bilgiyi dahi unutsanız ekliyorsunuz.güzel bir çalışma yapıyorsunuz.i̇leride siz çok aranacaksınız.sevgilerimle kal..manisa

Gürol Güzey
30.06.2016 21:36:53
Güzel bir anlatım teşekkürler

Nevin biçer ihsan efendinin en büyüktorunu
21.12.2016 09:12:08
Hep merak etmişimdir bu asil ailemizin gçmişini çok güzel anlatmışsınız teşekkürler

Ensar HATIRNAZ
9.11.2018 10:00:39
Yazıyı ilgiyle okudum.Bizler Hatırnaz(Halitoğlu) ailelerinin ,dedelerimiz tarafından Hemşinden geldiğimizı anlatılmıştır.Geçmişimiz hakkında önemli bilgiler edindim.Bu yazıda emeği geçen arkadaşlara teşekkür ediyorum.Ayrıca Halitoğlu ve Güzeylerle de iletişim kurmak isterim.Selam ve saygılarımı sunarım.

Servet Güzey ile “Âyan” Sohbetleri

Murat Ümit HİÇYILMAZ

2.06.2016 07:40:12

18