Rusya; Gürcistan’a girdi, vurdu, dünyadan ses çıkmadı!
Aynı Rusya; Ukrayna’yı karıştırdı, kan döktü!
Sonrada; Kırım’a girerek kendisine bağladı yine medeni dünyanın sesi çıkmadı!
1940’lı yıllarda Boğazlar üzerine hak iddia eden Rusya, bu defa Suriye’de at oynatmaya başladı ve yine kimseden bir ses çıkmadı!
Şimdi ; 'Biz Anadolu’da ki son Türk varlığının, Türk tarihinin, Türk ruhunun son akçeleriyiz; bu akçe de sokağa atıldı mı, ne Anadolu ki Türk egemenliğini koruyabiliriz ne de bize umut besleyen mazlum İslam Coğrafyasına dönüp bir şey deme hakkımız olabilir!
Demek ki, son Millî Türk devletini zaafa düşmemeli!
Birinci Dünya savaşında Sevr planının esasını teşkil eden gerçek; Türk topraklarından Kürdistan ve Ermenistan çıkarma işiydi!..
Bu iş; bizim de bildiğimiz gibi Amerikalı ve İngiliz hatta Rus işiydi!
1950’li yıllarda Filistin topraklarında kurulan İsrail devleti bu ülkeler vasıtasıyla güçlendirilerek bugün ki planlarına ortak edilmiş ve adeta bu devletlerin uzak karakolu gibi hareket etmeye başlamıştır!
Bu son yaşanılan hadiseler, belki aklımızı başımıza getirir!
Yıllardır Orta Doğuya ve İslam Coğrafyasına çeki-düzen vermeye çalışan batılı güçlerin önünde ki en büyük engel Anadolu Coğrafyasında ki Türk varlığıdır!
Siyasi kavgalarımızı bir kenara bırakmanın zamanıdır artık!
Toplumsal barış ve huzur için, devletin geleceğini günlük siyasi gelişme ve çıkarlara feda etmemeliyiz…
Rusya’nın uçağının ihlal ettiği hava sahamızda vurulması haklıdır ve bu işin çözümü de budur!
Biz kim ne derse desin “Büyük bir Devletiz” Büyük devlet olmanın gereğini yerine getiremezsek bu boşluğu elbette birileri dolduracaktır.
Belki son yıllarda yaşadığımız bazı hadiseler bizi biraz tedirgin etmiş, umudumuzu dumura uğratmış olabilir, ama bütün bunlar Türk Devletinin kabuğuna çekilmesini asla gerektirmez!
Asırlarca birlik ve beraberlik içinde Osmanlı Devleti eliyle yaşamış bu kadim medeniyetin insanlarının bugün ki halleri içler acısıdır ve bu durumu tersine çevirecek tek umut da Türk Devletidir!
Artık devleti idare edenler de, milletimizin fertleri de kendisine çekidüzen vermek zorundadır.
Her zaman söylediğim gibi; hangi siyasi partiden hangi cemaat ve sivil toplum örgütünden olursak olalım, devlet ve millet meselelerinde hepimiz mesuliyet duygusuyla hareket etmeliyiz…
“Haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytandır” sözü üzerine bütün düşüncelerini bina eden bir devletimiz olsun istemeyiz mi?
Başkalarının gücüne değil kendi tarihine ve kendi gücüne inanan bir milletin hiç kimseden akıl alacak ve korkacak bir durumu olamaz/olmamalıdır! Rusya’da diğer ülkelerde bilmeliler artık ki; Türk devleti; bağımsızlığına halel geldiği noktada gereğini yapmaktan bir an bile tereddüt etmeden hareket edecektir!
Ve ;'Nihayet Şeriatın kestiği parmak acımaz diyen de Türk milletidir.'
Görüşmek üzere, Allah’a emanet olun…
