Hepimizin diline pelesenk olan “Milli Birlik ve Beraberlik” ifadesi, milletçe bir arada yaşamayı ve ülkemizin bütünlüğünü ifade eder.

Bu topraklarda yaşayan her birimiz “Anadolu Coğrafyasına” nereden gelirsek gelelim, hangi etnik unsura ait olursak olalım, “etle kemik gibi” kardeş olmuşuz.

Vatan dediğimiz yer; aynı dil, aynı duygu ve aynı ülkü ile bir arada yaşayan insanların coğrafyası değil mi?

Bu toprakların tarihi birikimini hep birlikte sahiplenip koruyup kollamadık mı?

Kaç asırdır bu coğrafyada birlikte yaşama kararlılığını ve erdemini göstermedik mi?

Bu gerçeğin ötesi berisi var mı?

“Milli Birlik ve Beraberlik Ülküsü” diye parola haline getirdiğimiz düşüncemiz, öyle alelade bir düşünce cümlesi değildir!

Bu ülkümüz şu demektir;

Bu topraklarda “kardeşliğimiz demektir”

Bu toprakların “güvenliği demektir”

Bu toprakların “üretmesi demektir”

Bu topraklarda “türkülerin söylenmesi demektir”

Bu topraklarda “hainlerin barınamaması demektir”

Bu topraklarda “emperyalizmin at koşturamaması demektir”

Bu topraklarda “ milletin ilelebet birlikte yaşama iradesi demektir”

Bu topraklarda “yabancı işgal ve müdahalelere karşı dik durmak demektir”

Bu topraklarda “bağımsız ve özgür yaşamak demektir”

Bu topraklarda “devletin ülkesi ve milletiyle bölünmemesi bütünlüğü demektir”

Anlatmaya çalıştığım bu düşüncelerim aslında “vatan savunması refleksidir” de bir bakıma!

Yani düşman sınırlarından içeri girmeden bu düşüncelere sahip olmak bizim geleceğimizin “teminatıdır” aynı zamanda.

Bugün coğrafyamız yangın altındadır.

Emperyalist güçlerin kendi aralarındaki “güç savaşları” mazlum milletlerin vatanlarını kan gölüne çevirmiştir.

Kısaca düne bakarak Ruslarla olan savaşların bize nelere mal olduğunu ifade etmek isterim.

“1806-1812 Osmanlı-Rus Savaşı”, “Osmanlı İmparatorluğu ile Rusya” arasında birçok cephede yapılmış ve savaşta Ruslar kazançlı çıkmıştır.

28 Mayıs 1812 tarihinde imzalanan “Bükreş Antlaşması” sonucunda; savaş sırasında isyanları süren ve Ruslar tarafından desteklenen Sırplar 1817 yılında özerklik kazanmışlardır.

Ayrıca, Ruslar Gürcistan üzerindeki egemenliklerini pekiştirmişlerdir.

Ruslarla “93 Harbi” diye bildiğimiz 1878’de yeni bir savaş daha yapmış ve yaklaşık 40 yıl kadar “Kars ile Ardahan” Rusların elinde kalmıştır.

Osmanlı Devletinin içinde asırlardır huzur içinde yaşayan Ermenileri devlete karşı kışkırtanlar “Batılı emperyalistler ve Çarlık Rusyası’dır.” Osmanlı Devleti’nin topraklarını paylaşmak isteyen büyük devletler, Ermeni örgütlerini kışkırtarak savaşa sevk etmişlerdir. Osmanlı Devleti, TBMM hükümeti ve Müslüman halk, bu durumda savaş önlemleri almış ve ayaklanan Ermeni çetelerine karşı haklı bir savaş vermiş, kendi vatanını savunmuştur.

Ermenilerin tehcirle Anadolu Coğrafyasından sürgün edilmesi ve daha sonra “Sarıkamış da yaşadığımız facianın” baş sorumlusudur Rusya.

1.Dünya Savaşından önce Batı Emperyalizmi Çanakkale’ye kadar gelmiş, fakat “Çanakkale’de ki Türk Savunması “ dünya tarihinin serini değiştirmişti.

Türk Milleti, Çanakkale’de uzun süre direnip emperyalist güçlerin “Çanakkale Boğazından” geçerek o günkü “Çarlık Rusya’sına” yardım götüremeyince, sıkıntıların altından kalkamayan Rusya’da “Bolşevik İhtilalı” olmuştu.

Yeni bir sayfa açılan Rus topraklarındaki yönetim, İstiklal Savaşımızda bize karşı cephe olamadı böylece!

Rusya’nın İstiklal Savaşımızda Türk Milletine karşı cephe açamamış olması Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının elini güçlendirmişti.

II. Dünya Savaşı sırasında Nazilerin karşısında duran “ABD, İngiltere ve Sovyetler Birliği Devletleri” arasında “Aralık 1945'te Moskova'da” düzenlenen dışişleri bakanları konferansının tutanaklarında o dönemki Rus lideri Stalin'in Türkiye'den “Kars ve Ardahan'ı” talep ettiği ve “İstanbul ve Çanakkale Boğazlarında” üs istediği bilinen tarihi bir gerçektir.

Bugün Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etme girişimi, işgalden sonraki dünyada çok şeye gebedir!

Tıpkı Çanakkale’yi geçemeyen emperyalist güçler gibi, Ukrayna’daki savunmada Rus emperyalizmine geçit vermeyecek ve bu işgal hareketi dünya için yeni bir milat olacaktır diye düşünmekteyim.

Biz zaman zaman unutsak da, ülkemizin çevresinde uzun zamandır savaşlar olmaktadır.

Şükür ki; ülkemizi idare eden siyasi iktidarlar bu savaşlardan uzak kalmayı ve orta yol bulmayı bugüne kadar becerebilmişlerdir.

Bu dönemlerde ülkeyi yöneten her iktidarın sağduyusu için millet olarak teşekkür etmeliyiz.

“Anadolu Coğrafyasında” var olduğumuz sürece, dün olduğu gibi, bugün ve yarında, “Batı Emperyalizminin” her türlü oyunu ile karşılaşacağız bu topraklarda.

Yalnız emperyalizmin unuttuğu şudur; Türk Milleti, ta Orta Asya’dan gelerek Anadolu Coğrafyasını yurt yaptığından bu yana, bu topraklar kendisini bağrına bastı ve o günden bugüne kendisini bağrına basan bu toprakları çiğnetmedi ve “ay yıldızlı bayrağımızı” göklerden hiç indirmedi.

Batının emelleri en son “İstiklal Savaşımız” ile tarihin sayfalarındaki yerini almıştı.

Merhum Galip Erdem demişti ki; 'Bir millet ancak sınır boylarında dövüşür. Vatanının, imanının, soyunun düşmanlarına karşı dövüşür.

Kardeş kavgası başlarsa kimin haklı olduğunu araştırmanın bile bir değeri kalmaz.'

Bu 'sözün ruhuna” uygun düşünce üretmek “Türk Milletinin” geleceği için çok önemlidir!

Nihayet hepimiz bu güzel ülkenin insanlarıyız; siyasilerin 'kendi ikballeri için” milletimizi ayrıştırarak 'oy toplamaları' karşında söyleyecek sözümüz, coğrafyamızda yaşanan olaylara karşı bir düşüncemiz ve bir duruşumuz olsun.

Allah, bizleri bu topraklarda ilelebet “İstiklal Marşımızın” ruhuna uygun yaşamayı nasip etsin.

“Türk Milletine” bir daha “İstiklal Marşı” yazdırmasın.

Milletimizi “Milli Birlik ve Beraberlik Ülküsünden” ayırmayarak, ezansız, vatansız ve bayraksız bırakmasın.

Görüşmek üzere; Allah’a emanet olun…


Hasan Okumuş
7.03.2022 12:12:21
Sizi tebrik ediyorum. Birlik ve beraberlik vurgusu ancan bu kadar güzel anlatılabilir.

Alparslan
7.03.2022 13:20:33
Kalemin var olsun dostum

Fatma Akmeşe
7.03.2022 16:05:01
En çok birlik ve beraberliğe ihtiyacımız olan zamanda yazılan bu makale çok güzel ve anlamlı. Etrafımzı ateş çemberi bize bizden başka dostta yok. Onun için millet olarak çok uyanık ve çok akılı olmamız gerekiyr. Makaleyi çok değerli buldum bu yüzden.

Yılmaz Mert
7.03.2022 19:15:50
Herkes sizin gibi düşünnse güllük gülistanlık olur ülkemiz.

Süleyman Yağcı
8.03.2022 11:48:56
Milletle birliği iktidarla birlik olarak algılayan bir kesim var bu ülkede. Millet ve devlet birliği denen bir anlayış var Türk kültüründe .

Milli Birlik ve Beraberlik Ülküsü!

Abdurrahman Akın

7.03.2022 10:14:53

440