Çocukluğumda günlük gazetelerde makaleler yazan çok önemli kalemler vardı.
Herhangi bir olay ya da bugün ki gibi, bir seçimin ardından analizler yapar, okuyucuyu tatmin eden, onu düşündüren değerlendirmelerde bulunurlardı.
Günümüzde böyle bir şey artık mümkün değil!
Daha sandıklar açılır açılmaz ilk sonuçlar gelmeye başlayınca, sosyal medyanın değişik mecralarında milyonlarca insan yazıp konuşmaya, seçim analizi yapmaya başlıyor!
Ortaya tabiri caizse her kafadan bir ses çıkarak, neyin doğru neyin yanlış olduğunun belli olmadığı bir durum çıkıyor.
Seçim günü oyumu İzmir’de kullandıktan sonra, İzmir’in Karabağlar İlçesinde bulunan Aydınoğlu Mehmet Bey İlkokulunun bahçesinde seçim için bulunan insanları izledim, onlara kulak misafiri oldum.
Her partiden insanlar birlikte oy kullanmaya gelmiş, bazen şakalaşıyor, bazen ciddi ciddi memleket meselelerini tartışıyorlardı.
Çok hoşuma gitti bu durum.
Sonra eve geldim sosyal medyada sıcağı sıcağına şu düşüncemi paylaştım.
Bu seçimin hakikati şudur;
İdeal hale gelen bu güzel ülkenin insanlarının sorumluluk anlayışı, 14 Mayıs Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerinde bir kez daha tecelli etmiştir.
Bu saatten sonra temennim şudur; seçim sonuçları ülkemize, adalet, dürüstlük, liyakat, merhamet, hakça bir paylaşım ve huzur getirsin.
Seçim yasakları bitip televizyon kanallarında sonuçlar verilmeye başlayınca, birkaç saat içinde işin rengi belli olmuştu benim açımdan.
Düşüncelerimizi herkesin yaptığı gibi Whatsapp guruplarında, rakibimiz olan siyasi partilere gönül veren yakın akrabalar, dost ve arkadaşlarımızla paylaşmaya başlamıştık.
Bu makaleyi yazarken tekrar baktım yazdıklarıma.
Saat 20; 45’de seçimin büyük bir ihtimalle 2. Tura kaldığını guruplarda yazmışım.
Buna rağmen yinede, televizyon kanalları arasında dolaşıyor seçime dair gelişen yeni durumu öğrenip değerlendirmeler yapıyordum.
Benim için bu seçimin hakikatleri şunlardır.
İlk defa Ak Parti girdiği bir seçimde galibiyetini seçim akşamı ilan edememiştir.
Yıllar sonra oy oranı %35’lere gerilemiştir iktidar partisinin.
Çünkü, Ak Partiye yıllarca oy veren insanlar Türkiye Cumhuriyeti ve onun bayrağı olan Türk Bayrağı ile sorunu olan bir siyasi partiyi kabullenememişlerdir.
Bu yüzden iktidar partisine yıllarca oy veren insanlar tercihlerini MHP’den yana kullanmışlardır.
Değişik düşüncedeki partiler önyargısız diyalog kurulabilirse bir araya gelebiliyorlarmış.
Millet İttifakı bunu başardı, fakat başarılı olmasının önündeki engel ve söylemleri bir türlü aşamadı.
Bu nedenledir ki; Vatanımızın bir bölgesinde alacakları oy oranına göre “özerk yönetim” sözü verenlere Türk Milletinin gerekli cevabı verdiğini düşünüyorum!
Çok kısa sürede, önce aday olacak imzayı toplayıp, kısa süre sonrada girdiği seçimde başarılı olmakla kalmayıp, 2. Turda kazandıracak anahtarı eline alan Sinan Oğan, seçimin en başarılı olan aktörlerindendir.
Sosyal medyada, özellikle Twitter’de en boş paylaşımı bile yüzlerce hatta binlerce kez paylaşılan marjinal görüşteki siyasi partilerin aslında toplumda hiçbir karşılığı olmadığı bir kez daha görülmüştür.
Terör örgütü ile arasına bir türlü mesafe koyamayan, PKK’nın uzantısı bir partinin tüm uğraşlarına rağmen %8’lerde kalmış olması bu ülke insanının sağduyusunun ne kadar değerli olduğunu bize bir kez daha göstermiştir.
Ülkemiz insanının maddi ve manevi olarak kutuplaştığı bir seçim dönemi geçirdiği muhakkaktır!
Bir araya gelen bütün ittifak partileri bu kutuplaşmaya az ya da çok katkı yapmıştır!
Özellikle seçimden sonra Cumhur İttifakına ve Millet İttifakına oy veren insanların, destekledikleri ittifakların aldıkları oy oranı üzerinden birbirlerine kurdukları ipe sapa gelmez cümleleri bu ülkenin insanına yakıştıramadığı ifade etmek isterim.
Bundan sonrası için düşüncem şudur.
Sinan Oğan’ın aldığı oy oranı ifade ettiğim gibi 2. Turun anahtarıdır.
Bu yüzden daha şimdiden hem Cumhur İttifakı hem de Millet İttifakı yetkilileri, Ata İttifakının adayı Sinan Oğan ve birlikte hareket ettiği Zafer Partisinin Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın kapısını çalmaya başlamışlardır.
Bana göre de bu iki değerli Türk Milliyetçisi fikriyatında olan siyaset insanının vereceği kararlar, yeni Cumhurbaşkanının kim olacağı konusunda belirleyici olacaktır.
Seçim analizlerini matbaadan taze çıkmış gazetelerin köşe yazarlarından okuyamayan günümüz insanına, daha doğrusu siz okuyucularıma son olarak şunları ifade etmek isterim.
Her ne kadar gazete sayfasındaki tadı vermeyen bir makale ile seçim sonucunu analiz etmeye çalışsam da, bilmenizi isterim ki;
Siyasi rakibini düşman gören, onu aşağılayan, her türlü iftirayı atmaktan geri durmayan, sosyal medya kuklalarından ve hokkabazlarından olmadan, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonrada inandığım yoldan yürüyecek ve sanal sayfalarda da olsa sizlerle düşüncelerimi paylaşmaya devam edeceğim.
Görüşmek üzere; Allah’a emanet olun…