Abdurrahman Akın

Tarih: 20.09.2017 09:55

Milli Eğitim kimin meselesi?

Facebook Twitter Linked-in

Okulların açılmasıyla birlikte “Milli Eğitim meselelerimiz!” tartışılmaya başlandı…

Sayın Cumhurbaşkanı ; “TEOG” kalkmalı biz TEOG’la mi geldik deyince en aşağıdan en yukarıya kadar hepimizi bu tartışmanın içine dâhil etti!

Milletin ortak kanaati; Milli Eğitim konusunu Ak Partinin eline yüzüne bulaştırdığı bir konu olduğu noktasındadır!

“Eğitimi sil baştan ele alıyoruz. Sistemi değiştiriyoruz” diyen birçok bakan geldi geçti ama her defasında başa dönüldü!

Ben bir sistem önermeden, neyin ne olması gerektiği konusunda ki düşüncelerimi bir veli olarak sizlerle paylaşmak istiyorum…

Toplumun kalkınması ve gelişmesi için çeşitli mekanizmalar vardır...

Onları kısaca özetlemeye çalışacak olursak; iyi işleyen bir devlet mekanizması, bu durumu besleyen ekonomik durum ve en nihayetin de bugün ki konumuz olan eğitim ve öğretim meselemiz…

Eğitim ve öğretim için öncelikle olması gereken sağlıklı bir alt yapıya olan ihtiyaçtır. Her şeye rağmen bugün ülkemiz de eğitim konusunda ki alt yapımız küçümsenmeyecek kadar iyi durumdadır.

Sadece Devlet değil, bu konuda özel müteşebbisler eliyle de eğitim-öğretim için gerekli alt yapı meselemiz bugün dünden daha iyi durumdadır…

Türk insanı çocuğuna iyi bir eğitim vermek için üzerine düşen tüm fedakârlıkları göğüslemeye gayret etmektedir. Bunun en basit misali, Devlet okullarının yetersizliğini gören aileler bin bir güçlükle çocuklarını özel okullara göndermeye gayret ediyor olmalarıdır!

Şimdi asıl sorun ya da bizi üzen, düşündüren mesele şudur; Devlet okulları nasıl oluyor da bu kadar kalitesiz eğitim verebiliyor!

Hepimizin ortak kanaati, başarısızlığın  başlıca nedeninin; Milli Eğitim Bakanlarının beceriksizliği, yetersizliği ve yazboz tahtasına çevrilen müfredattır!

Öğrencilere bedava kitap dağıtarak bu sorunun üstesinden gelmeyi düşünen Milli Eğitim Bakanlığı ya da Hükümet bilmelidir ki; Devletin dağıttığı bedava kitap okullar da bir iki yardımcı kitapla takviye edilerek eğitim ancak yapılabilmektedir!

Öğretmenler devletin dağıttığı kitapları beğenmemekte ve her ders için yeni kitaplar aldırmakta velilere!

Bakanlığın bu pespayeliği öğrencilerin okullardan koparak büyük bir maliyet karşılığı dershanelerin kucağına itilmeleriyle sonuçlanmaktadır!

Onun için Hükümet bir an önce bu uygulamadan vaz geçmeli ve buraya aktardığı kaynakla Milli Eğitim Bakanlığı bünyesin de, başka alt yapılara hizmet götürmeli diye düşünmekteyim…

İlköğretimden başlayarak, millî Eğitim müfredatına göre eğitim ve öğretim veren okullarımızdan yetişen çocuklarımızın iler ki yaşlar da topluma yansıyan başarısızlıklarını görmemezlikten gelemeyiz artık!

Yıllardır dile getirilen eğitimde ki fırsat eşitliğini bir türlü gerçekleştiremeyen ülkemiz, büyük şehirlerde bile çocukların kabiliyetlerine göre yetiştirme zeminini oluşturamamıştır.

Bugünün çocukları yarının büyükleridir…

Bu düşünceyle çocuklarımıza ciddi ve kaliteli eğitim veremememizin sıkıntılarını bugün daha fazla yaşamaktayız toplum olarak.

Burada en büyük görev öğretmenlerimize düşmektedir.

Bu söylediklerimizi eğitim dünyasının neferleri olan öğretmenlerimiz mutlaka biliyorlardır! Ama kaç öğretmenimiz bu düşündüğümüz gerçeklere kıymet vererek idealist öğrenci yetiştirmek için çabalar, tartışmamız ve irdelememiz gerek acı gerçekte budur!

Dilinden, tarihinden, sosyal meselelerinden bihaber yetişen çocuklarımızdan, yetişkinliklerinde, şuurlu birey olmasını beklemek hayalperestliktir!

Mahalle aralarında ki internet kafeler de zaman öldüren, araştırma/sorgulama /anlama ve anlatma melekeleri gelişmeyen çocuklarımızın en büyük vebali öğretmenlerimizin üzerindedir!

Eğitim ve öğretim yılının başlaması dolayısıyla kısa da olsa bahsettiğimiz bu meseleler daha geniş izaha muhtaçtır bunu da söylemek istiyorum…

Bizim ilim adamlarımız, edebiyatçılarımız, siyasetçilerimiz, mühendislerimiz Türk Milletinin verdiği vergileriyle hayat bulan bu okullarda yetişecektir.

Adının önün de Milli kelimesi olan bir kurumun daha hassas ve daha idealist olması beklenir. Bugünün çocuklarının yarının büyükleri olacağı gerçeğini asla unutmadan çocuklarımıza “milli kültürümüz” çerçevesin de eğitim ve öğretim vermemiz yarınımızı kurtarmamız için asgari şarttır!

Sonuç olarak eğitim konusunda ki ilk söz de, son söz de bir kişinin tekeline bırakılacak kadar önemsiz bir mesele değildir. Eğitim konusunda ki uzmanlara işi havale etmek ve siyasilerin de ellerini bu meseleden çekmeleri gerekmektedir. Yoksa daha çok sistem tartışması yapar yarınlarımızı heder ederiz!

Bu vesile ile yeni eğitim ve öğretim yılı öğretmen ve öğrencilerimize hayırlı olsun…

Görüşmek üzere, Allah’a emanet olun…


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —