Yusuf KAMBUR

Tarih: 19.07.2013 23:05

HZ.PEYGAMBERLE KARDEŞ OLMAK

Facebook Twitter Linked-in





“Bir kavim ki, benden sonra gelecekler ve beni görmedikleri halde bana inanacaklar…
İşte onlar benim kardeşlerimdir…”
Miladi 610 yılında tüm insanlığa ta kıyamete kadar devam edecek olan bir güneş, Allah’tan aldığı ilahi nefha ile yeryüzünü şenlendirdi.
Kapkaranlık dünyayı aydınlığa çevirdi. İnsana yeniden insanlığını öğretti. Mayasındaki güzelliklerin ortaya çıkmasını sağladı.
Çorak bahçe bir anda dönüştü gül bahçesine,
İşte bitti hasret, kardeş kavuştu kardeşine,
 
Kölelik ayaklar altında, baş üstünde namus,
Kadın onuru kurtuldu, bitiverdi bu kâbus.
 
Onun getirdiği iman nuruyla kâinat bahçesi öylesine yeşillendi ve filizlendi ki asırlar sonra bile meyve vermeye, kâmil mü’min yetiştirmeye devam etmektedir. Rengi, ırkı farklı da olsa Allah’ın Peygamberi’nin kardeşi olmak gibi bir şerefe nail oldu.
 
Allah Rasulü (sav) bir gün ashabıyla birlikteyken onlara:
 
“Mahlükatın hangisinin imanı daha ziyade taaccübe (hayret edilmeye) layıktır?”
Dediler ki:
“Meleklerin imanı…”
Rasulüllah (sav):
“Melekler nasıl inanmazlar? (Onlar semada sizin görmediğiniz nice şeylere şahit oldukları halde iman etmeme imkânları var mı? Onların imanlarında hayret edilecek bir şey yoktur.)
 
Meleklerin yiyecekleri zikrullah, içecekleri muhabbetüllah, ünsiyetleri Allah’a hamd-ü sena, zevk ve lezzetleri ise Allah’a hizmettir. Bunun için yaratılan varlıkların imanı hayrete şayan olur mu?
 
Sahabe:
“Öyleyse Peygamberlerin imanı hayreti muciptir.”
Rasulüllah (sav):
“Peygamberlere Allah’tan vahiy geliyor, onlar nasıl iman etmezler?”
Sahabe:
“Öyleyse imanları hayrete mucip olanlar bizleriz” dediler.
Rasulüllah (sav):
 
“Nasıl olur ki sizin imanınız taaccübe şayan olur? (Size Allah’ın ayetleri okunuyor, Allah’ın peygamberi de aranızda bulunuyor. Siz iman etmeyeceksiniz de kim iman edecek?)
 
“Lakin bir kavim ki, benden sonra gelecekler ve beni görmedikleri halde bana iman edecekler. İşte herkesten çok onların imanı taaccübe şayandır. Siz benim ashabımsınız onlar ise benim KARDEŞLERİMDİRLER.”(Suyuti, Durru-l Mensur: 1/65–66)
 
Peygamber (sav) ile kardeş olmanın sorumluluklarını yerine getirmek oldukça zordur. O, güzelliği, alçak gönüllülüğü, hoşgörüyü, tevazuu, edep ve hayâyı, iffetli olmayı, görüp gözetmeyi, zarafeti temsil eden bir GÜL’dü.
 
Peki, biz onun temsil ettiği güzelliklere ne kadar sahibiz? Bize bakan bizi Hazreti Muhammed (sav)’e benzetebilir mi sizce? Bu mübarek günleri onun güzellikleriyle donanmaya vesile kılalım.
 
Ey varlık bahçesinin sen en nadide çiçeği!
Ehseni takvim olan, kâinatın göz bebeği!
Kur’an güneşin, kapatma aydınlığa gözünü,
Tabi ol GÜL Muhammed’e, aydınlatsın yolunu.
 
Güzelliği bozmaktasın, düzelt artık huyunu!
Kardeşi ezip, çiğneme kardeşlik hukukunu,
Hep toprak gibi ol, indir tevazu kanadını,
Çünkü sen Müslümansın, bak, Allah koymuş adını.
 

Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —