Abdurrahman Akın

Tarih: 26.01.2016 09:29

“Aydın olmak için önce insan olmak lazımdır!”

Facebook Twitter Linked-in

Merhum Cemil Meriç’in; “İnsanlık haysiyetini bütünü ile kaybeden bu zavallılar hiçbir devrin ve hiçbir medeniyetin ölçüleriyle aydın sayılmazlar” sözünü yaşadığı döneme haps edersek yanılmış oluruz!
Yine Meriç’in; “Aydın olmak için önce insan olmak lazımdır” sözü ile birlikte, ben de “entelektüel gevezeler” diye yaftaladığım ve benim için yarım yamalak bile olmayan aydın müsveddeleri için birkaç kelam etmek isterim bu yazım vesilesi ile…
 
Cemiyetin değer yargılarından bihaber yetişen ve hasbelkader ülkenin sosyal ve siyasal yapısı üzerinde söz sahibi olan bu ülkenin “aydın geçinen akademisyenleri” ülkemizde meydana gelen olumsuz gelişmeler karşısında kafalarını kuma gömerek “millete ders” vermeye kalkarlar!
Bu dün de böyleydi bugün de maalesef böyle…
Devletin ya da milletin zaafa düştüğünü hissettikleri an söyleyemeyecek ve yapamayacak şeyleri de yoktur bu kişilerin!
 
Yıllarca toplumda muteber olarak değer gören bu akademisyenler; söz konusu mesele devletin ve milletin hayrına ise yargısız infazlarına başlar ve bu kesimin kışkırtmaları sonucu halkın öfkesini galeyana getirirler…
 
Milletin kahir ekseriyetinin hemfikir olduğu gibi, devletin adaletinin hukuka dayanmaması noktasında ki endişeler, aslında tüm toplumun üzerinde mutabık olduğu gerçeklerdir!
Fakat hukuk sadece adalet dağıtması gereken en temel fonksiyon olması gerekirken, ülkemizde özellikle sözde akademisyenlerin bildirisin de olduğu gibi çifte standardın adı olmuştur!
 
Bu kesim olup bitenlere rağmen ülkemizin bir bölgesinde siyaset yaptığını zanneden ve ülkemizin birlik ve beraberliğini her Allah’ın günü dinamitleyenlere karşı büyük bir hoşgörü gösterilebildiğine ve buna rağmen adaletten bahsettiğine şahit olmaktayız…
 
Ellerinde ki silahlarla, dillerinde ki nefretlerle PKK’yi kendi açılarından güçlü gören bu zihniyet, Doğu İllerimizde olup bitenleri görmezden gelmekte ve “Kürt sorunu” arkasına sığınarak seslerini hayasızca çıkarabilmektedir!
 
Benim hayretle gördüğüm ve müşahede ettiğim gerçek şudur;  bu akademisyen titri olan okumuş yazmışlar, bu ülkenin değerlerin tahribi karşısında suskun ve teslimiyetçi kalıyorsa bunun tek sebebi vatan sevgisi karşısında ki gösterdikleri zaaftır!
 
Bana öyle geliyor ki biz toplum olarak güce boyun eğmeye meyilliyiz!
Güç kimdeyse o haklıdır, diğerleri bu gücün karşısında peşinen kaybetmişlerdir!
 
Toplumu yönlendirmesi gereken fikir adamları ve entelektüellerimiz de bu güce ram oluyor her dönem!
Maalesef görülüyor ki, bu ülkenin sözde aydını, cemiyet menfaatine hareket ettiğini söylerken yalan söylemektedir!
Aslında güce boyun eğdiğini söz ve davranışlarıyla da teyit etmektedir…
Ve bu kesim toplumu “bir sürü” ve “gücün esaretine”  girmesi konusunda başarılı manevralar yaparak iknada edebilmektedir!
Acı olan gerçekte budur aslında!
 
Devletin kazılan hendeklere karşı birkaç aydır başlattığı süpürme hareketine bakış açımı merak eden okuyucularıma şunu ifade edeceğim;
Dışı ağrıyan bir kişiye şefkat ve merhamet, onu yanaklarından okşamak mıdır?
Yoksa bağırta bağırta dışını çekmek midir?
Devletin bugün yaptığı bundan başka bir şey değildir…
Bu ülkenin en büyük sorunlarından bir tanesi; toplumsal meselelerde ortak bir noktada birliktelik gösteremememiz ve buna bağlı olarak halledilmesi gereken meselelerimizi erteleyerek kangren haline dönüşmesine zemin hazırlıyor olmamızdır…
Evet sizi duyar gibiyim; Devletin bu bölgede “açılım “ adı altında gösterdiği zaaflara ne demeli diye soruyorsunuz!
Bu konuda on yıldır yazıp çizen birisi olarak geçmiş yazılarıma bakmanızı tavsiye edebilirim…
 
Son sözüm; Mehmetçik bu zorlu kış şartlarında ülkemizin bir bölgesin de, zor, meşakkatli ve bir o kadar da onurlu bir görev ifa ederken bu ülkenin her bir ferdi Mehmetçiğe sahip çıkarak dualarını esirgememelidir…
Ve tabii; “Aydın denilen kişi “vatanının ve milletinin şaşmaz savunucusu değilse; aydından çok şarlatandır!”
 
Görüşmek üzere, Allah’a emanet olunuz… 
Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —