“Muhammed, (insanüstü ölümsüz bir varlık, bir melek değil), ancak bir Elçidir. Nitekim ondan önce de nice elçiler gelip geçmişti.

Şimdi o ölür veya öldürülürse, bu davayı terk edip gerisin geriye küfre, şirke ve isyana yani eski hayatınıza dönecek misiniz?

Her kim bu yoldan dönecek olursa, şunu iyi bilsin ki, bu davranışıyla Allah’a hiçbir şekilde zarar vermiş olamaz. (Yalnızca kendisini ateşe atmış olur, o kadar.)

Allah, cihadı terk edenleri değil, uğrunda mücadele ederek kendisine şükredenleri ödüllendirecektir.”(Ali İmran: 3/144)

Uhud savaşında Hz. Peygamberin (sav) şehit edildiği haberi yayılınca İslam ordusunda meydana gelen moral bozukluğu ve yılgınlığı eleştirmek üzere inmiştir bu ayetler.

Ve kıyamete dek tüm iman edenlere bir hatırlatma, bir uyarı olarak…

“İslam, Âdem aleyhisselamdan başlayıp kıyamete dek devam edecek İlahi Nizam’dır.” Peygamberler bu ilahi nizamın hayata nasıl tatbik edileceğini fiili olarak gösteren Allah Elçileridir.

Hz. Muhammed (sav) son Elçi, son Peygamberdir. Onun ebedi âleme göçmesinden sonra “Risalet insanlarla değil ilkelerle” devam edecektir.

Son Elçi’den sonra insanlığın elinde,

“Son İlahi kitap Kur’an,

Ve Hz. Peygamberin Örnekliği/Sünnet”(Hac: 22/78) bulunmaktadır.

Bugün Müslümanlar için,

“Helal belli haram bellidir. İkisi arasında ise birtakım şüpheli şeyler vardır ki, insanların çoğu bunları bilmez.

Kim şüpheli şeylerden sakınırsa dinini ve ırzını (namus, şeref ve haysiyetini, Müslüman kimliğini) korumuş olur.

Kim de şüpheli şeylere meylederse harama düşmüş olur…”(Müslim, Müsakat, 107)

Ey Müslümanlar!

Daha fazla özgürlük, taklit hastalığı, hazcılık, tüketim çılgınlığı, moda, başkalarına özenme, kısa yoldan köşe dönme hevesiyle “İslam davasından vaz mı geçeceksiniz?”

“Siz ey İman edenler!

Sarhoşluk veren her şey, tüm şans oyunları, Allah’tan başkasına kurban sunmak ve gelecek hakkında fal bakarak kehanette bulunmak şeytan işi bir pisliktir. Bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz.”(Maide: 5/90)