Rize'nin Çamlıhemşin ilçesine bağlı Sıraköyler ve Verçenik Yaylası'nda, 8 yıldır yalnız başına çobanlık yapan Kadir, doğanın kalbinde, insanlardan uzak ama hayatla iç içe bir yaşam sürüyor.
Kadir Yaylaya, sabahları gün doğmadan uyanıyor. Güne, Verçenik’in zirvesine doğru uzanan kapılı göllere, Atmaydanı Gölleri’ne doğru 400 keçilik sürüsüyle birlikte yürüyerek başlıyor. Dağ bayır demeden, sisin ve güneşin arasında zamanın nasıl geçtiğini fark etmeden doğayı adımlıyor.
“Benim arkadaşlarım hayvanlar ve köpekler,” diyor. “Onlarla insanlar gibi konuşuyorum. Onlar beni anlıyor, ben de onları. Yalnızım ama aslında yalnız değilim.”
Verçenik gibi zorlu coğrafyalarda yalnız kalmak cesaret ister. Bazen ayılarla, bazen sinsi kurtlarla karşılaştığını söylüyor. Ayıların genelde sessiz olduğunu, saldırmadıklarını ama kurtların sinsiliğine dikkat edilmesi gerektiğini vurguluyor. “Ayı bir şey yapmazsa, sen de bir şey yapmazsın. Ama kurt öyle değil, o fırsatını buldu mu saldırır,” diyerek yılların verdiği doğa tecrübesini özetliyor.
Kadir'in 8 yıl boyunca doğayla mücadelesi de hayranlık uyandırıcı. “Bu yıllar içinde 40 keçimi yaban hayvanlarına kaptırdım. En çok buna üzülüyorum,” diyor. Ancak bu kayıplara rağmen doğaya küsmeden, onun bir parçası gibi yaşamaya devam ediyor.
Kadir’in yaz mevsiminin 6 ayını Sıraköyler ve Verçenik Yaylası’nda geçirdiğini, şehirden, teknolojiden ve kalabalıktan uzak bu yaşamı isteyerek tercih ettiğini bilmek şaşırtıcı. O, doğayla baş başa, sade ama anlamlı bir hayatın simgesi gibi...
Kadir Yaylaya’nın hikâyesi, sadece bir çobanın günlük yaşamı değil, aynı zamanda doğayla uyum içinde yaşamanın ve sabrın destanıdır. Video ve fotoğraflarla desteklenen bu doğal yaşam portresi, modern dünyanın unuttuğu bir sadeliği ve bağlılığı bizlere yeniden hatırlatıyor.