Türkiye'nin yakın tarihine damga vuran "Üç Fidan" olarak bilinen Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın mücadelesinde önemli bir yere sahip olan Cihan Alptekin, Karadeniz'in hırçın ama sıcakkanlı ruhunu taşıyan bir devrimciydi.
Rize'nin Ardeşen ilçesinin Öce (Yeniyol) köyünde 1947 yılında doğan Alptekin, Deniz Gezmiş için sadece bir yol arkadaşı değil, aynı zamanda "Cihan varken bana bir şey olmaz" diyecek kadar güvendiği değerli bir dosttu. Gezmiş'in baba tarafının da Rize İkizdere Cimil'den olması, aralarındaki bağı daha da güçlendiriyordu.
Cihan Alptekin'in ablası Nuran Alptekin Kepenek'in anlattıkları, Cihan'ın çocukluğundan itibaren nasıl bir karakter yapısına sahip olduğunu gözler önüne seriyor. Yoksulluk içinde geçen çocukluğunda ailesine destek olan çalışkan bir çocuk olan Cihan, haksızlığa karşı boyun eğmeyen, adalet duygusu yüksek bir kişiliğe sahipti. Okul yıllarında zekasıyla öne çıksa da, haksızlığa tahammülü olmayan yapısı nedeniyle "hal ve gidiş" notu pek parlak değildi.
Siyasi bilinci, babasının ve köydeki aydın figürlerin etkisiyle erken yaşlarda oluşmaya başladı. İstanbul Hukuk Fakültesi'nde okurken bu bilinci daha da derinleşti. Amerikan emperyalizmine karşı duruşu, hayatının ve mücadelesinin temelini oluşturdu.
1969 yılında Filistin'e giderek El-Fetih kamplarında askeri eğitim alan Alptekin, Türkiye'ye döndükten sonra tutuklandı. Ancak mücadele azmi onu cezaevi duvarları ardında bile durduramadı. Kasım 1971'de Mahir Çayan ve Ulaş Bardakçı ile birlikte Maltepe Askeri Cezaevi'nden tünel kazarak firar etti.
Ocak 1972'de, idam kararları verilen Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan'ı kurtarmak amacıyla Mahir Çayan'la Ankara'da buluşarak ortak eylem kararı aldılar. Bu karar sonucunda Ünye'deki NATO üssünde görevli İngiliz teknisyenler kaçırılarak Kızıldere'ye götürüldü. Ancak rehinelere karşılık idamların durdurulması talepleri kabul edilmedi.
Kızıldere'de saklandıkları evin tespit edilmesiyle CIA koordinasyonunda gerçekleştirilen operasyon, Türkiye'nin devrimci hareketleri için bir dönüm noktası oldu. Cihan Alptekin, Mahir Çayan ve diğer yoldaşlarıyla birlikte kıstırıldıkları evde bombalanarak hayatını kaybetti. Kaçırılan NATO elemanları da çıkan çatışmada yaşamını yitirdi.
Cihan Alptekin'in ölümü, ailesi ve sevenleri için büyük bir yıkım oldu. Ablası Nuran Alptekin Kepenek, o günleri anlatırken duyduğu acıyı hala ilk günkü gibi hissediyor. Köylerine akın eden insanlar, Alptekin ailesinin acısını paylaştı ve Cihan'ın mücadelesine duydukları saygıyı dile getirdiler. Köy imamının tüm engellemelere rağmen Cihan için cenaze namazı kıldırması, halkın ona olan sevgisinin ve bağlılığının bir göstergesiydi.
Cihan Alptekin, ardında mücadele dolu bir hayat ve anlamlı şiirler bıraktı. Şiirlerinde hayatın geçiciliğini, gençliğin kaybını ve aşkın çaresizliğini derin bir hüzünle dile getirdi.
Onun anısı, yoldaşlarının ve onu sevenlerin kalplerinde yaşamaya devam ediyor. Karadeniz'in aslan yürekli çocuğu Cihan Alptekin, Türkiye'nin devrimci mücadelesinde unutulmaz bir simge olarak kalacaktır.
Fatih Sultan Kar