Tarih: 09.12.2016 16:21

RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİ’NDE “DOĞU KARADENİZ’DE RADYASYON KOLOKYUMU” DÜZENLENDİ

Facebook Twitter Linked-in

RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİ’NDE “DOĞU KARADENİZ’DE RADYASYON KOLOKYUMU” DÜZENLENDİ

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Baltaş’ın yürütücülüğünü yaptığı ve TÜBİTAK (ÇAYDAG, Proje No: 113Y148) tarafından desteklenen araştırma projesinin radyoaktivite sonuçları “DOĞU KARADENİZ BÖLGESİNDE DENİZ ORTAMINDA RADYOAKTİVİTE” başlıklı KOLOKYUMU’nda sunularak tartışıldı. Gerçekleştirilen bu bilimsel etkinliğe Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Karaman, Rektör yardımcısı Prof. Dr. Ali Bilgin, Üniversitenin genel sekreteri Adnan Er, Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Oktay Torul ve çok sayıda öğretim üyesi katıldı. 

Davetli konuşmacılar; Bitlis Eren Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Doğru, Karadeniz Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Uğur Çevik ve Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Göktuğ Dalgiç katılarak konuyla ilgili bilgilerini paylaştılar.

Üniversite Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Karaman, açılış konuşmasında, Deniz kirliliği, çevre sorunlarının giderek yaygınlık kazandığı günümüzde, önemli bir sorun teşkil ettiğini ve bu tür bilimsel çalışmaların arttırılması gerektiğini ve çözümler üretilmesi gerektiğini vurgulayarak, Çernobil kazası ile ilgili bir animasyon gösterisi izleterek, radyasyon konusuna ilgili ve duyarlı olduğunu gösterdi.

Prof. Dr. Hasan Baltaş bilimsel etkinliğinin açılış konuşmasında; Doğu Karadeniz Bölgesi’nin en önemli geçim kaynaklarından birisi denizel ortamda yaşayan canlılardır. Sürekli olarak gelişen teknoloji ve nüfus artışı gibi birçok etkenler yüzünden radyoaktif maddeler, petrol ürünleri ve değişik metaller gibi kirleticiler çevrede devamlı bir artış göstermektedir. Diğer yandan bu tip radyoaktif kirliliklerin deniz yoluyla besin zincirine katılması insan sağlının olumsuz etkilenme riskini ortaya koymaktadır. Bu tip insan kaynaklı veya doğal kirleticilerin denizlerde hangi türlerde ne oranda birikim yaptığı ise yeterince bilinmemektedir.

Bu bakımdan denizel ortam için radyasyon kirliliğinin belirlenmesine yönelik kapsamlı çalışmaların düzenli olarak izlenmesi, son zamanlarda kıyı şeridinde gelişen teknoloji ve sanayi, buna ilaveten tıbbi atıklar ve nükleer santral kazaları etkilerinin araştırılması gerektiğini ifade etti.

Ayrıca, Doğu Karadeniz Bölgesi deniz ortamında radyoaktif kirliliğin besin zincirine geçme riskinin araştırılması ve halk sağlığı açısından potansiyel bir risk oluşturup oluşturmadığı ayrıca ileride bu konuda yapılacak değerlendirmeler ve çalışmalara ışık tutması açısından çok önemli olduğunu vurguladı.
Prof. Dr. Hasan BALTAŞ sunmuş olduğu “Doğu Karadeniz Bölgesi’nde Akdeniz Midyesi (Mytilus galloprovincialis) Örneklerinde Radyoaktivitenin Dağılımı” başlıklı çalışmasının sonuçlarına göre Doğu Karadeniz Bölgesinde Giresun, Trabzon, Rize ve Artvin illerinin kıyısal denizel ortamında kanserojen risk değerlerinin uluslararası limit değerinden düşük olduğunu ve radyoaktivite değerlerinin bu bölgedeki halk sağlığı açısından her hangi bir risk taşımadığını ifade etti.

Buna ilaveten, Prof. Dr. Baltaş bu çalışmayla şuan için Çernobil kazasının halk sağlığını etkileyen bir faktör olmadığını ve Doğu Karadeniz Bölgesi için zaman zaman basında çıkan kanser vakalarının Çernobil kazası nedeniyle arttığına ve hala devam ettiğine dair haberlerin bilimsel verilere dayandırılmadan açıklama yapılmasının yanlış olduğunu söyledi.

Nükleer Fizik alanında çok sayıda bilimsel çalışması olan Bitlis Eren Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut DOĞRU radyasyon ölçen dedektörlerle ile ilgili bilimsel tecrübelerini aktararak yurt dışından çok yüksek fiyatlarla satın alınan bu dedektörlerin Türkiye’deki üniversitelerde çok düşük maliyetle imal edilebileceğini ifade ederek, kendi grubunun bazı radyasyon dedektörlerini üretebildiklerini açıkladı.

Prof. Dr. Uğur Çevik yaptığı açıklamada Çernobil kazasından sonra atmosfere yayılan radyasyonun hava akımının etkisi ile yağmur bulutlarıyla sadece Avrupa ülkelerini etkilediğini ifade ederek, Türkiye’nin bu hava akımından etkilenmediğini açıkladı. Kaza sonrası insanların tahliye edildiği Çernobil kasabasına son yıllarda insanların tekrar yerleştirildiğini söyleyerek hatta şuan bu santrale gezi amaçlı ziyaretler düzenlendiğini ifade etti.

Su Ürünleri Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Göktuğ Daşgiç, Midyeler ile ilgili bilgi vererek deniz kirliliği araştırmalarında midyenin indikatör olduğunu, denizin çöpçüsü olduğunu ifade etti.

Prof. Dr. Hasan Baltaş desteklerinden dolayı TÜBİTAK’a ve Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi yönetimine teşekkürlerini sundu.



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —