Tarih: 22.05.2020 10:14

RAMAZAN GÜNLÜĞÜ (“Bu sıcakta, Hem de çay zamanı Oruç mu?”)

Facebook Twitter Linked-in

“Yüzlerinde sonsuz mutluluğun tarifsiz parıltısını göreceksin.

Onlara, mühürlü (el değmemiş) saf bir içecekten içirilir.

Onun (içiminin) sonu bir misktir (ağızda misk gibi koku bırakır.)

İşte yarışanlar, bunun için yarışsınlar.”

(Mutaffifin: 83/24-26)

Bedevinin biri Nebi’ye (sav) geldi:

Ey Allah’ın Rasulü!

“İşlediğim takdirde cennete gireceğim bir amel söyle bana”

Rasûl-i Ekrem (sav):

“Allah’a, hiçbir şeyi ortak koşmaksızın kulluk edersin.

Farz olan namazları kılarsın. Yine farz olan zekâtı verirsin ve

Ramazan orucunu tutarsın”

Bedevi:

“Canım kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki,

bu söylediklerine hiçbir şey ilave etmem.”

Adam dönüp gidince Peygamber (sav):

“Cennetlik birini görmek kimi mutlu ediyorsa, şu kişiye bakıversin!”

(Buhari, Zekât 1; Müslim, İman 15)

Soru:

Hocam, yüzdük yüzdük sonuna geldik. Finiş çizgisini yani Bayram sabahını görmeden rehavete kapılmak tehlikeli midir?

Cevap:

“Zincirlere bağlı olduğu halde” Şeytanın ve Şeytan taraftarlarının oruç tutan Müslümanı en çok zorladığı son düzlükteyiz.

Hele Ramazan ayının son günlerindeki yüksek sıcaklık Karadeniz bölgesi için “imtihan içinde bir imtihan” yapmıştır.

Üstüne üstlük bir de “çay hasadının yapıldığı” günler. Kulluk imtihanının zirvede olduğu günler demektir.

İnsan nefsinin “imtihan kâğıdını bir anda yırtıp atma” seçeneğini günde kaç kez akla getirdiği çetin günler.

Bu günlerde bir Müslümanı “sırat-ı müstakimde/çizgide tutacak olan şey” Rabbine olan imanı ve ebedi âlemde kendisine vadedilen tarifi imkânsız nimetlerdir.

“Ahiretini yıkıp, onun yıkıntıları üzerine dünyasını kuran hakikatte ne kazanmıştır?”

Unutmayalım ki,

“Eğer bugün nefsimize taviz verip şeytanın oyununa gelir,

Orucumuzu feda edersek yarın ölüm anında

“bizden imanımızı feda etmemizi istediğinde savunmasız kalırız.”

Aman dikkat…




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —