Haber; Samet MANİOĞLU ; Fotoğraf; Baki Sarısakal
Abdullah Uzun (kaçkar53.com)
Karadeniz’in dalgalarıyla yıkanan kayalık bir ada üzerinde, dimdik ayakta duran bu taş yapı, sadece bir kule değil… Zamanın derinliklerinden günümüze ulaşan sessiz bir tanık. 1934 yılına ait bu siyah-beyaz kare, Rize’nin Pazar ilçesinde yer alan ve halk arasında Pazar Kız Kulesi olarak bilinen bu gizemli yapıyı gözler önüne seriyor.
Yazılı kaynaklarda adı nadiren geçen bu kule hakkında resmi belgeler sınırlı olsa da, yöre halkı arasında dilden dile dolaşan efsaneler, onun kimliğini yaşatmaya devam ediyor. Kimilerine göre bu kule, yasak bir aşkın hüzünlü anıtı; kimilerine göre ise denize açılan bir askerin ya da gurbete giden bir sevdanın bekleyiş sembolü.
Ancak anlatıların ortak noktası, kulenin yalnızlığı ve vakur duruşu…
Dalgalar arasında bir başına kalmış bu yapı, tıpkı geçmişimizin izleri gibi; görünmeyen ama hissedilen, uzak ama bir o kadar da yakın.
Bu fotoğraf, sadece bir kare değil… Aynı zamanda tarihe düşülmüş bir not. Araştırmacıların görevi, bu tür görüntülerin ardındaki anlamları gün yüzüne çıkarmak. Kimi zaman bir taşın yüzeyinde, kimi zaman yosun tutmuş bir duvarda saklı kalan hikâyeleri bugüne taşımak.
Çünkü bu kule, sadece Karadeniz’in değil, bizim hikâyemizin de bir parçası.
Her çatlağında bir ses, her taşında bir iz gizli…
Pazar Kız Kulesi, unutulmaya yüz tutmuş pek çok yerel mirastan sadece biri. Ancak bu kare sayesinde, bir dönemin sessiz tanığı olarak yeniden hafızalarımıza kazınıyor. Günümüzde bu yapının kalıntılarından pek eser kalmamış olabilir; ama fotoğraflar, anlatılar ve kolektif belleğimiz, onu yaşatmaya devam ediyor.
Son Söz:
Belki bir gün, Pazar’ın kıyısında yürürken, dalgaların arasından yükselen bu sessiz kuleyi yeniden görebiliriz. Ama bugün, onu hatırlamak bile geçmişe bir selam göndermek demektir.