Ateşin odunu yediği gibi, gıybetin de salih amelleri yok ettiğiyle ilgili hadis var mıdır?

Ateşin odunu yediği gibi, gıybetin de salih amelleri yok ettiğiyle ilgili hadis var mıdır?

TEFEKKÜR 21.11.2024 10:08:00 754 0
Ateşin odunu yediği gibi, gıybetin de salih amelleri yok ettiğiyle ilgili hadis var mıdır?

Soru Detayı

- Gıybet, sevapları nasıl yok eder?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Gıybetin, ibadetlerin sevaplarını imha edeceğini haber veren bir hadis rivayeti şöyledir:

“Kişiye kıyamet günü kitabı açılmış olarak getirilir. Kitabına bakan kişi şöyle der: Ya rabbi, benim işlediğim şu şu ibadetlerimin sevapları nerede? Onları kitabımda göremiyorum.”

Bunun üzerine Allah teala şöyle buyurur:

“İnsanları gıybet etmen nedeniyle ibadetlerinin sevapları imha edildi.” (Münziri, et-Tergıb, Beyrut, 2002, 3/332)

Buhari'yi şerh eden İbn Battal, bir kaynak belirtmeden, Hz. Peygamber (asm) Efendimizden şöyle bir hadis rivayet edildiğini belirtir:

"Ateşin odunu yiyip bitirdiği gibi, gıybet de sevapları yer bitirir." (bk. Şerhu Sahihi'l-buhari, Riyad, 9/245)

İmam Gazali ise hadis olup olmadığını belirtmeden şöyle der:

“Ateş odunu nasıl yer bitirirse, gıybet dahi salih amelleri yer, bitirir.” (Gazali, Sülvetü'l-arifin, Lübnan 1971, 1/233-234)

Bediüzzaman da hadis olup olmadığını belirtmeden şöyle der:

“Nasıl ateş odunu yer bitirir; gıybet dahi a'mal-i sâlihayı yer bitirir.” (Mektubat, Yirmi İkinci Mektup, Hatime)

Hadis kaynaklarında benzer bir ifade ise, haset ile ilgili olarak şöyle yer almaktadır:

“Sakın haset etmeyin, çünkü ateş odunu yiyip bitirdiği gibi, haset de salih amelleri yer bitirir.” (Ebu Davud, h. no: 4903)

Ebu davud’un rivayet ettiği bu hadis için Buhari sahih olmadığını söylemiştir. Fakat Irakî, "Tarihu Bağdad" adlı eserde yer alan rivayetin hasen olduğunu belirtmiştir. (Tahricu ahadisi’l-İhya/İhya ile birlikte,1/51)

- Ateşin odunu yiyip bitirdiği gibi, gıybet de sevapları yer bitirir, ifadesinin manası şudur:

Ahirette günah-sevap oranlarına göre insanlara muamele yapılır. İnsan hakları karşısında insanlar bazen müflis durumuna düşerler. Gıybet de bir kul hakkı olduğu için, eğer gereği gibi tövbe etmezse, kişinin salih amellerini -manen- yer bitirir ve onu iflas ettirir.

Yoksa bir gıybet yapmakla kişinin bütün sevapları yok olmaz. “Her bir günahta küfre gidecek bir yol var.” olduğu gibi, “Her giybette de iflasa götürecek bir yol olabilir.” demektir. Yani bu yanlış yoldan dönmezse, kişi zamanla iflas edebilir.

- Salih amellerin yok olması, ya günah-sevap dengesinin bozulması ya da kıyamet günü karşı tarafa sevapların verilmesi sonucu iflas bayrağının açılması manasına gelir.

Prensip olarak giden sevaplar tekrar verilmez. Çünkü, bu bir imtihandır. İmtihanda kaybedenin yapması gereken -yanlış yaptığı sorularının kağıt üzerinde düzeltilerek sınıfı geçmek değil-, bir sonraki imtihana çok daha iyi çalışmaktır. Bunun gibi, din imtihanında da kazanılan günahlar ve sevaplar vardır. İkisinin de yerinde durmasıyla ancak âdil bir imtihan gerçekleşir.

Ancak, Cenab-ı Hak sonsuz rahmetinin bir yansıması olarak, tövbe edip günahlarından pişmanlık duyan kimsenin günahlarını affeder ve o günahların yerine de onlara sevap yazar. Bu konuda ayet ve hadisin işaretleri vardır.

- Konuyu daha açık bir şekilde şöyle özetleyebiliriz:

Gıybet veya başka bir günahın salih amelleri yok etmesi demek, terazinin iki kefesindeki sevap-günah oranının bozulması anlamına gelir. Buna göre, bir günah olan gıybet söz konusu olduğu zaman, kefenin diğer tarafındaki sevap kefesi oran itibariyle kendinden kaybedecektir. Söz gelişi -temsilde hata olmasın- 50 kilo sevap ve 40 kilo günaha sahip olan bir kişi gıybet etmekle 10 kilo daha günah kazanırsa, bu takdirde günah-sevap cetveli 50’ye 50 olarak eşittir. Şayet bundan sonra 10 kilo daha gıybet ederek günah kazanırsa, bu durumda günah 10 kilo ağır gelecek ve sevaplara fark atacaktır. Bu fark, sevaptan 10 kiloyu yok etmek anlamına gelir.

İşte bu gibi hadislerden anlaşılması gereken budur, diye düşünüyoruz.

Gıybetten dolayı tövbe etmenin farz olduğu kabul edilmekle birlikte, helâlleşmenin gerekli sayılıp sayılmadığı hususu tartışmalıdır. Kurtubî bu husustaki farklı görüşleri şöyle sıralar:

a. Gıybet etmek, mala ve cana zarar vermek gibi zulümlerden olmadığı için sadece tövbe etmek yeterlidir.

b. Gıybet etmek, zulümlerden olup hem tövbe etmek hem de çekiştirilen kişi için hayır duada bulunmak gerekir.

c. İslâm âlimlerinin çoğunluğu konuyla ilgili bir hadise dayanarak (Müsned, II, 506; Buhâri, Mezâlim, 10) ayrıca helâlleşmenin de gerektiğini ileri sürmüşlerdir. (bk. Kurtubi, Hucurat 12. ayetin tefsiri)

Diğer taraftan, günahlarla kirlenen kalp, tövbe ile temizlenmezse, namaz ve diğer ibadetlerden alınacak feyzin hissedilmesine engel olur.

Sonuç olarak, gıybetin salih ameli bitirmesi gibi hususlar; gıybet kul hakkı ihlali olduğu için gıybeti yapılan kişi hesab günü gıybetçinin sevablarından bir kısmını alarak hakkını almış olur. Dolaysıyla gıybet eden kişinin sevaplarında azalma olacak. Diğer kul hakları için de bu durum geçerlidir.

İlave bilgi için tıklayınız:

Gıybet nedir, hangi konularda gıybet haram olmaz?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet


1

ÇAYMER sezonu açtı, kendi yaş çay fiyatını açıkladı

2

Macaristan’dan getirdiler, Rize’de denenmeye başlandı

3

Projenin ilk ayağı Rize Pazar’da başladı.

4

İSTANBUL’DA DÜZENLENEN YÖRESEL ÜRÜNLER FUARI SONA ERDİ.

5

BATUM’DA SINIR TEMSİLCİLERİ TOPLANTISI YAPILDI