Tarih: 30.11.2013 10:17
    
    
    Boğazın sırlarını onlar saklıyor.
    
    
    
Boğaz'ın yalısı da çok kavgası da… Cemiyet hayatının önde gelen  isimlerinden Aslı Üstünkaya ve Heves Ekinci (Üstünkaya'nın  ayrıldığı eşinin annesi) arasındaki "benim yalım seninkini döver" kavgasıyla dikkatler yeniden Boğaziçi'ne yöneldi. Hangi yalıda ne  yaşandı, hangisinin mimarisi en özgün, talihsiz günlerle anılan  hangisi ve Osmanlı tarihinin en gizli aşk gecelerinden birisine  hangisi ev sahipliği yaptı? 'Boğaz Hakkında Her Şey' kitabının  yazarı Saffet Emre Tonguç anlatıyor. 
 
Edib Efendi Yalısı
Harem ve selamlık olmak üzere iki bölümden ibaret. Özgün yanı bu  bölümlerde, birbirine simetrik olan büyük taşlıklarla bunların  üzerindeki oval sofalar. Yapım tarihi 1753. 
Kont Ostrorog Yalısı
Kandilli'de esrarengiz görünümlü bu yalının tarihi pek bilinmiyor.  Kimine göre 140 kimine göre 190 yaşında. Bakanın bir daha baktığı farklı bir mimarisi var. Denizden bakıldığında birleştirilmiş iki  yalı görüntüsünde. 
Hadi Bey Yalısı
Manford Evi olarak da bilinen, 1800'lü yıllardan kalma Kanlıca'daki  bu yalı, özellikle el değiştirme hikâyesiyle dikkat çekiyor. İngiliz işgâlinden sonra Licardopulos isimli Yunanlı bir armatör  tarafından satın alındı. Avukat Hadi Bey, Selanik'teki Türk malları ile yalıyı takas ederek binanın sahibi oldu ve ismini verdi.
Zarif Mustafa Paşa Yalısı 
Boğaziçi'nin eşsiz eserlerinden, Beykoz'daki bu yalının her dönemi  ayrı hikâye. Eski bir Bizans manastırının kalıntıları üzerinde yer  aldığından, 'ayazma' (Rum geleneklerine göre kutsal su kaynağı) halen binanın bahçesinde duruyor. Yalıya ismini veren Zarif Mustafa  Paşa'nın damadı Sadık Bey, kayınpederinin sürekli verdiği  ziyafetlerden sıkılınca selamlık ve kayıkhane bölümlerini satın  alıp araya da kocaman bir duvar ördürdü. Sadık Bey'in oğlu, Osmanlı mebusu Mehmet Esat Bey, yalıda muhafaza edilen, Hz. Muhammed'in  sakalına (Sakal-ı Şerif) ait bir teli Anadolu Hisarı'ndaki Fatih  Camii'ne hediye etti. Bu yüzden yöre halkı da yalıyı 'Esat Bey  Yalısı' olarak adlandırdı. İngilizlerin İstanbul'u işgali sırasında  Esat Bey'in oğulları yalıyı Anadolu'ya silah ve mühimmat göndermek  için kullandılar.
Edhem Pertev Yalısı
Bazı yalıların geçmişinde talihsiz kazalar var. 1860'a tarihlenen,  Kanlıca'daki Edhem Pertev Yalısı'nın (ilk ismi Saraylı Hanım  Yalısı) da böyle bir hikâyesi bulunuyor. Türkiye'nin ilk  eczacılarından, geçmişin meşhur el bakım kremi 'Pertev'i üreten  Edhem Bey'in çocuklarından biri yalının kayıkhanesinde oynarken,  yükselen bir dalganın kurbanı oldu.
Yağcı Şefik Bey Yalısı
Belirgin özelliği balkonsuzluğu… Kanlıca'daki bu yalının yerinde  daha önce 1. Abdülhamid'in kız kardeşi Cemile Sultan'a ait yalı bulunuyordu. Donanma Cemiyeti'nin kurucusu Şefik Bey, 'batı özentisi' gördüğü balkonlardan nefret ettiğinden binayı 1905'te  bugünkü haliyle, klasik Osmanlı üslubuyla inşa ettirdi. 
Fethi Ahmet Paşa Yalısı
Bir anlaşmazlık binası… 1950'lerde Tekirdağ milletvekilliği yapan Şevket Mocan'ın (yalıya ismini veren Fethi Ahmet Paşa'nın torununun  çocuğu) ölümünden sonra, binanın Üsküdar'a bakan tarafı ilk eşinden  olan kızı Ayşe'ye, Kuzguncuk'a bakan kısmıysa ikinci eşinden kızı Rüya'ya kaldı. İki kardeş aralarında anlaşmazlığa düştüler. Bunun  üzerine yalının yarısı beyaza yarısı da pembeye boyandı.
Saffet Paşa Yalısı
Basın tarihine farklı yerlerden temas eden bir yalı. Adını Hürriyet'in kurucusu Sedat Simavi'nin dedesi Sadrazam Saffet  Paşa'dan alıyor. Sabah'ın kurucusu Dinç Bilgin de yalının bir dönem  sahibi oldu. Kanlıca'da bulunan ve 1907'ye tarihlenen yapı, Boğaz'ın en geniş rıhtımlı yalılarından biri. Ama maalesef birçok  benzeriyle aynı kaderi paylaştı ve bir yangına kurban gitti.  2008'deki restorasyonuyla küllerinden tekrar yaratıldı.
Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı
Bir bilim yuvası… Hekimbaşı Salih Efendi, Anadolu Hisarı'ndaki18.  yüzyıldan kalma bu yalıda döneminin en önemli tıp bilginlerini  ağırladı. 1866 yılında Galatasaray'da gerçekleştirilen uluslararası karantina toplantısına başkanlık yapan Salih Efendi'nin yalıda  verdiği davetlere heyecanlı tıp sohbetleri damga vurdu.
Yılanlı Yalı
Alametifarikası şehir efsaneleri… Rumelihisarı'nda 18. yüzyılda  inşa edilen yalı, döneminin en ateşli rekabetlerinden birine konu  oldu. Hariciye Nazırı (Dışişleri Bakanı) Mustafa Efendi'nin  yalısını çok beğenen padişah 2. Mahmud, konuyu ortak dostları Said  Efendi'ye açınca mecburiyetten bir şehir efsanesi doğdu: Said  Efendi, Padişah'ın yalıyı ele geçirmesini engellemek için, orayı yılanların bastığı yalanını uydurdu. Bu yalan padişahı durdurdu ama  yalıya da ismini verdi.                     
YENİ BAŞLAYANLAR İÇİN YALI REHBERİ
* Özellikle Anadolu kentlerinden gelip son yıllarda büyük paralar  kazanan iş adamları, İstanbul iş ve sosyete dünyasına kendilerini  kabul ettirmek için yalı sahibi olmak istiyorlar. An itibariyle  50'ye yakın aile Boğaz'da yalı almak için sırada. Fiyatlar 5 ila  100 milyon dolar arasında. Ancak yalıların alıcısı çok satıcısı az.  Bazı ailelerin yalı sahibi olmak için yıllarca beklediği biliniyor.
* Pek çok alıcının kararını, komşu yalılarda kimlerin oturduğu  belirliyor. Sırf ünlülere yakın olmak için belli yalıları isteyenler var. Yani bazı yalıların fiyatını başka yalılar  artırıyor. Orhan Gencebay, Sezen Aksu ve Ebru Gündeş yalı sahibi  ünlü isimlerden bazıları.
*Yalının konumu da fiyatını değiştiriyor. Avrupa yakasındaki yalı sayısı daha az. Dolayısıyla o yakadakiler genelde daha pahalı. Ancak Anadolu yakasında, Vaniköy ve Kandilli'deki yalıların  fiyatları Avrupa'dakilerle yarışabiliyor.
* Boğaz'da yaşayınca tekne en önemli unsur haline geliyor. Örneğin  Cem Boyner, Anadolu Yakası'ndaki yalısından her gün karşıya  teknesiyle geçiyor. Arabası onu Avrupa Yakası'nda bekliyor.  Yalıların önüne demirli diğer iki ünlü tekne Türkan Sabancı'nın  yalısının önündeki 'Dilek' ile Türker İnanoğlu'nun yalısının  önündeki 'Zeyno'. Yalı sahipleri kızlarına duydukları sevgileri  teknelerine verdikleri isimlerle gösteriyor
Tarihi eser statüsü de değerleri oynatıyor. Birinci sınıf tarihi  eser statüsündekiler elbette zirvede. Örneğin, Emirgân'da Hamid-i  Evvel Camii'nin hemen yanındaki Şerifler yalısı 18. yüzyıldan kalma  tarihi bir eser.
Bahçe ve rıhtım büyüklüğü, tavan yüksekliği, toplam kullanım alanı, mevki ve otopark da yalının kıymetini belirleyen unsurlar. İyi  yalının tavan yüksekliği 5 metreden başlıyor.                     
Çalışanların sayısı da bir başka kriter. Orta halli bir yalıda iki şoför, iki garson, iki aşçı, iki temizlikçi ve bir bahçıvandan  oluşan 9 kişilik bir çalışan grubu bulunuyor.
Dekorasyon da en az mimari kadar önemli. Rahmi Koç'a ait olan Kont  Ostrorog Yalısı, Boğaz'ın en güzel döşenmiş yalılarından biri. 850  bin tirajlı, dünyaca ünlü iç dekorasyon dergisi Architectural  Digest'e 2006'da kapak olan yalının çalışma odasında Koç'un sayılı koleksiyonlarını görmek mümkün. Demet Sabancı Çetindoğan'ın  yalısındaki Osman Hamdi Bey'in Enver Paşa tablosu da bir başka  nadide örnek.                      
Yalıda yaşamak hiç kolay değil. Bir kere rutubete dayanacak kadar  sağlıklı olmak gerekiyor. Üstelik masraf da çok. Cephe rüzgârı ve  tuzlu suyun aşındırdığı ahşap ve paslanmaz yüzeylere, tavandan  zemine, çatıdan bahçeye, kayıkhaneden kazan dairesine kadar her  köşeye iki yılda bir bakım yapmak şart. Bu masraflar yaklaşık 20  bin lira tutuyor.
Sadece yalıya sahip olarak, cemiyet hayatına damga vurulmuyor.  Kendinden söz ettirmenin şartı, yılda en az iki kere, tercihen yaz  başı ve sonunda birer davet vermek. Örneğin Kandilli'deki Edip  Efendi Yalısı'nın sahibesi iç mimar Ebru Mengenecioğlu'nun 'temalı' davetleri etkili. (Bu davetlerden biri Harper's Bazaar dergisinin  ABD edisyonuna da kapak oldu.)                     
RAKAMLARLA YALILAR
366'sı tarihi 600 yalının bulunduğu Boğaz'da en çok mülke Sabancı Ailesi sahip. Ailenin toplam değeri yaklaşık 1 milyar dolar eden 27  yalısı var. Yalçın Sabancı, 5 yalıyla ailede en çok yalıya sahip  isim. Son dönemde oldukça popüler olan yalı ise Demet Sabancı'nın  sahibi olduğu Zarif Mustafa Paşa Yalısı. Yalı ünlü isimleri hatta  prens ve prensesleri ağırlıyor. Geçmişte Cem Uzan'ın olan  Yeniköy'deki Afif Ahmed Paşa Yalısı'nın şimdiki sahibi ise Suzan  Sabancı Dinçer... Fakat o yalıda yaşamıyor, kiraya veriyor.        
Boğaz'ın en pahalılarından biri Rumelihisarı'ndaki Tophane Müşiri  Zeki Paşa Yalısı. Şu an satılık. 100 milyon dolar istendiği  konuşuluyor.
İKİ BİN YILLIK MİMARİ
Yunanca 'yalos' kelimesinden türeyen ve ilk örnekleri iki bin yıl  önce inşa edilen yalılara eskiden 'sahilhane' denirdi. Klasik Türk  mimarisinin en şaşaalı dönemi olan 18. yüzyılda sultanlar,  vezirler, paşalar, ulema ve sefarethane mensuplarının yaşadığı bu  evlere 'deryahane' ismi de veriliyordu. milliyet                   
           
    
    
    
    Orjinal Habere Git
    
    — HABER SONU —