“Allah’ın rahmetinden umut kesmeyin! Şu bir gerçek ki, Allah’ın kuşatıcı ve kurtarıcı rahmetinden yalnızca kâfirler güruhu umut keser.” (Yusuf: 12/87)
 
Can boğaza dayanıncaya kadar, imtihan alanının son saniyesine kadar, her insan, hayatında “Tövbe” ile yeni ve tertemiz bir sayfa açma hakkına sahip kılınmıştır.
 
Allah (cc) rahmet ve merhametini hiçbir şekilde kesmediği kulunun, affedilme umudunu yitirmesini istememektedir. Günahı ne kadar çok olursa olsun “pişman olarak” kendi kapısına geleni isteğine cevap vermeden asla geri çevirmemektedir.
 
Günaha bulaşmış, karanlıklar içinde kalmış ve “Bu kadar günahla benim affım nasıl mümkün olur?” düşüncesine kapılmayı yasaklamıştır.
 
Siz işlediğiniz günahlar yüzünden kendinizi affedilmez görseniz dahi, Allah (cc) “affedilmeyecek hiçbir günahın olmadığını”, ölüm anına kadar tövbe kapısının açık olduğunu, affedilmeyeceğinize dair Allah adına konuşmamanız gerektiğini vurgulamıştır.
 
“Kim işlediği günahlardan tövbe etmezse, işte onlar zalim olanların ta kendileridir.(Hucurat: 49/11) 
 
Allah’ın rahmetinden kulların günahlarına bakıldığında, ilk insandan kıyamete kadar yaşayacak olan insanların günahları bir araya gelse “Bir serçenin gagasındaki çamur okyanusu ne kadar kirletirse, tüm insanlığın günahı da Allah’ın rahmet okyanusunu ancak o kadar kirletebilir.” (Mustafa İslâmoğlu)
 
Günah, kul olan insanın bir ayıbıdır. İnsan Rabbinin bunca lütufları karşısında “isyankâr, nankör” durumuna düştüğü için kendini suçlu hissetmelidir. “İşlediği suçun büyüklüğüne, küçüklüğüne değil sonsuz merhamet kaynağına karşı yaptığı saygısızlığa” bakmalı ve yüreğine ateş düşmelidir.
 
Yaptığı bu hatayı “Başının üzerinde duran ve her an altında kalacağı büyük bir kaya gibi görmelidir. (Hadis-i şerif) Ve bir an önce “bu isyan haline son vermelidir.”
 
İşte bu noktada Tövbe, bir “yeniden kazanma” iradesidir. Allah’a tövbe etmek, insanın kendisini yeniden kazanması için Allah’tan yardım talebidir.
 
Bu bir onarım faaliyetidir. Zımnen: “Allah’ım! Ben kendimi kaybetmişim! Fakat kendimi yeniden kazanmak istiyorum! Kendimi onarmama yardım et!” demiş olmaktadır. (İslamoğlu, gerekçeli meal, 58)
 
Tövbe’yi geciktirmenin iki büyük tehlikesi vardır:
 
1-Günahların kalbe kök salması ve günah işleye işleye kişinin günahla yoğrulması durumu meydana geldiğinde tövbe etmeye mecalinin kalmamasıdır.
 
Bu şuna benzer: “Bahçenizin en güzel yerinde bir yabani fidan bitmiştir. Aslında onu oradan çekmek istiyorsunuz. Fakat tembellikten, ihmalkârlıktan sürekli yarına erteliyorsunuz. Bu sene çekseniz tek başınıza hem de kolayca kökünden sökecektiniz. Yıllar geçtikçe hem kökü yere dağılıyor, tutunması artıyor hem de başka fidanlar da çıkarıyor. Öyle bir zaman geliyor ki artık isteseniz de o yaban ağacını çekemiyorsunuz. Her tarafı sarmış durumda. Tövbeyi geciktirmenin böyle bir tehlikesi var. Erteledikçe günahlar tüm bedeninizi saran bir hastalık halini almaktadır. Kişiliğiniz haline gelmiş o günahtan nasıl kurtulacaksınız?
 
2-Tövbeyi geciktirmenin ikinci kötülüğü, tövbe etmeden ecelin sizi yakalamasıdır. İşte o zaman da hesaplaşmanız “ilahi mahkemeye” kalır.
 
“Hele şirk ve küfür üzere iken kişi ecele yakalanmışsa, affı imkânsız hale gelmiş demektir ki, bunun sonucunun sonsuz pişmanlık ve sınırsız azap olduğunu da unutmamak gerekir.”
 
Bu duruma düşen kimse “hayattayken tövbe etmekle en azından ebedi cehennemlik olmaktan kendisini kurtarmış olacakken, gafleti sebebiyle kendi kendisini sonsuz pişmanlığa mahkûm etmiş olur.”
 
Allah (cc), hiçbir kulunu cehennem odunu olsun diye yaratmamıştır. Hiçbir kul da kendisini ateşin çocuğu, pişmanlık abidesi yapma hakkını kendisinde görmemelidir.
 
Hayattayken, ölüm anı gelinceye kadar kul günahlarından affedilme, temiz bir sayfa açma hakkına her zaman sahiptir. “Allah (cc) kulun günahının büyüklük-küçüklüğüne değil, pişmanlığının büyüklüğüne ve samimiyetinin derecesine bakar.”
 
Ve unutulmamalıdır ki: Allah’ın affetmeyeceği hiçbir günah yoktur, Allah’ın rahmetini kapsamayacak derecede büyük hiçbir günah ta yoktur. Yeter ki kul, ümidini kaybetmesin ve pişmanlık yoluna girsin.”
 
“Muhakkak Allah, çok tövbe edenleri ve çok temizlenenleri sever” (Bakara: 2/222)
 
Hayırlı cumalar…
 
 
 
 
 
  

S.KAMBUR
6.06.2014 09:39:44
bu güzel yazınız ve verdiğiniz bilgilerden dolayı çok Sağ olun hocam. Allah cümlemizi tövbeleri kabul olanlardan eylesin. hayırlı cumalar. hasretle selamlar.

gürkan
2.11.2016 15:53:16
Allah razı olsun

Affedilmeyecek hiçbir günah yoktur

Yusuf KAMBUR

6.06.2014 07:52:08

23