CÜZ: 27
“Şüphesiz ki takva sahipleri, Rablerinin kendilerine ihsan ettiği nimetleri almış kimseler olarak, Cennetlerde, pınar başlarındadırlar. Çünkü onlar, dünyada iken yürekten inanmış ve güzel ameller işlemişlerdi.
Onlar geceleri çok az uyurlardı,
Seher vakitlerinde yürekten Allah’a yalvarır, bağışlanma isterlerdi.
Mallarında, isteyen ve (hayâsından dolayı) isteyemeyen ihtiyaç sahipleri için bir pay ayırırlardı.”(Zariyat: 51/15-19)
“Büyük günahlardan ve ahlaksızca fiillerden kaçınanlara gelince: ufak tefek kusurlar işleseler de, kesin olarak bilsinler ki senin Rabbin engin bağış sahibidir. O, yeryüzü (toprağından) sizi var ederken de, anneleriniz karınlarında cenin halindeyken de sizinle ilgili her şeyi bilir; şu halde kendinizi temize çıkarmayın! (Kendinizi yunmuş yıkanmış görmeyin!) Kimin takvaya uygun davrandığını en iyi bilen O'dur.”(Necm: 53/32)
Hadis-i Şerif
'Faziletine inanarak ve sevabını Allah'tan bekleyerek “Kadir gecesini” değerlendiren kişinin geçmiş günahları bağışlanır.'(Buhari, İman, 25)
Hz. Ayşe (ra):
“Ey Allah'ın Rasulü! Kadir gecesinin hangi gece olduğunu bilecek olursam, o gece nasıl dua edeyim?” diye sordum.
'Allah’ım! Sen çok affedicisin, affetmeyi seversin. Beni bağışla! diye dua et' buyurdu.(Tirmizi, Daavat, 84)
Biliyor muydunuz?
İbadetle ihya edilen bir geceyi “Bin aydan” yani bir ömürden hayırlı kılan şey nedir acaba? Hiç kuşkusuz “Kadir suresinde” bu hakikat apaçık dile getirilmiştir.
“Biz onu (Kur’an’ı) Kadir gecesinde indirdik.”
Eğer hayatımızı Kur’an’la şekillendirmezsek bir gecede kazandığımız bin aylık güzellikleri ertesi gün bir anda heba etmiş oluruz. Bu sebeple istenen amacın gerçekleşmesi için büyüklerimizin söylediği anlayışa sahip olmalıyız:
“Her geceyi Kadir bil, her geçeni Hızır bil!”
Geceniz mübarek olsun…
