Doğu Karadeniz´in kanatlı afeti. Özellikle sebze ve meyvelerin öz suyunun yoğun olduğu kısımlarını mekan tutan, Karadeniz´in olmazsa olmaz mahsulleri kivi ve çayın damarlarını kurutan kanatlı bir felaket.

Yörede, çay, kivi, fındık, narenciye, diğer meyveler, sebzeler ve de dalı taze tüm ağaçlar bu zararlıdan nasibini almış durumda. Halk arasında daha çok kelebek olarak anılan ama belli bir olgunluğa erene kadar çekirgeyi andıran özellikler gösteren, zıplayarak ilerleyen bu böcek çiftçiyi çaresiz bırakmış durumda. Özellikle kivi dalları üzerindeki yoğunluğu ile dikkat çeken kelebek alerjik etkisiyle de şikayet konusu olmaya başladı. Çiftçiyi çay ve kivi bahçeleri arasında gezmekten usandıran bu kelebek, son zamanlarda kalabalık yığınlar şeklinde saldırmaya ve saldırının maruz kaldığı vücudun açık kısımlarında da kaşıntı ve şişiklere de sebep olmaya başladı.

Yakın zamanda verdiği zararlarla ilgili hakkında çalıştayın da düzenlendiği bu bitki zararlısı 2007 yılından beri halkın gündeminde, fakat halk bu zararlıya karşı ne yapacağını bilmiyor. Gürcistan´dan Trabzon´a kadar etkili bu olan bu böcek bazı mahsullerde %50´nin üzerinde zararlara neden olmuş durumda.

2 yıl öncesine kadar çaya zarar vermediği açıklanan fakat geçen zaman zarfında çay dahil bir çok ürüne zarar veren bu gri renkli kelebeğin, önceki yıllar göz önüne alındığında zarar verdiği alan ve ürün sayısı artmaya devam ediyor. Halkın en büyük şikayeti ise bu zararlıya karşı ne yapılması gerektiğini bilememesi.

Çay ve kivi bahçelerindeki yoğunlu ile dikkat çeken kelebek, bitkinin öz suyunun yoğun olduğu kısımlara yapışıyor ve yumurta döneminden olgunlaşıncaya kadarki sürede bitkinin öz suyu ile beslenmeye devam ediyor. Bu süreçte bitki hem gelişemiyor hem de verdiği meyveler zarar görüyor.

Kelebek özellikle meyveler üzerinde jöle kıvamında siyah ve yoğun bir leke bırakıyor. Bu hal, ürünün pazara çıkması aşamasında da üreticiye ciddi zarar veriyor. Bilhassa üçüncü sürgünde çayın yeni filizlerini paçavraya çeviriyor. Bu haliyle çayda %60´a varan oranda zarar veriyor. Bu oran bazı sebzelerde %80´ kadar çıkıyor. Yöre halkı bu zararlı böcek yüzünden özellikle hiç fasulye yiyememekten şikayetçi.

Yörede bu zararlı ile alakalı kime dokunsanız bin ah işitiyorsunuz. Halk, gelecek yıllarda zararın daha da büyüyeceği konusunda endişeli. Çünkü önceki yılları da göz önüne aldıklarında belirgin şekilde etki alanının ve sayısının arttığını söylüyorlar.

Şimdilik görünürde bu kelebekle mücadele edebilen tek unsur arı kuşları.

Kelebek sebebiyle bahçelerin istila altında olduğunu, bu sebeple bahçeye uğramak dahi istediğini söyleyen Ardeşen ilçesi Şenyamaç Köyü sakinlerinden Mehmet Karabulut adlı çiftçi, “Bu böcek sebzelerimizi bitirdi. Geçen yıl fasulye yiyemedik mesela. Bütün sebzelerin üstü onlarla kaplı. Sadece sebzeler değil. Kivi dalları bu böcekten görünmez hale geldi. Bir karışlık dalda 100-150 tane kelebek var. Çay bahçeleri onlarla dolu. Her yer onlarla dolu. Ve devamlı yayılıyorlar. Bu yıl daha fazlalar. Yetkililerin bu konuda bir şeyler yapması lazım. Göz göre göre ürünümüz helak oluyor. Geçen yıl daha azdılar. Gelecek yıl daha fazla olacaklar.” diye tepkisini dile getirdi.

Pazar ilçesi Yeşilköylü İhsan Kara ise, “Bu kelebek burada daha önce yoktu. Bunlar büyük ihtimalle Gürcistan´dan ve diğer yerlerden gelen fidelerden kaynaklanıyor. Aşırı derecede sebze ve meyvelerimize zarar veriyorlar. Mesela fasulyenin etrafını sarıyor, öz suyunu çekiyor. Fasulyede kurumalar meydana geliyor. Bu, kivide de aynı, diğer sebzelerde de meyvelerde de aynı şekilde devam ediyor. Bu bir-iki değil, korkunç, aşırı derecede çoğalıyor. Şimdiye kadar hiç bir kimyasal ya da biyolojik mücadele yapılmadı. Tek bunun düşmanı olarak gördüğümüz arı kuşları var. O da Ağustos ayının sonlarına doğru geliyor. O zaman etkisini biraz yitiriyor bunlar. Ama o zamana kadar tabi fasulyede, sebzede, domateste, kivide, çayda hiç bir şey bırakmıyor.” diye konuştu.