VİCDANIN SESİNİ DUYMAK!

Yüce Yaratıcı Âdem’i topraktan, neslini iki damla sudan yarattı. Toprak ve su elbette Allah’ın yarattığı değerli maddelerdir. Ancak Allah (cc) kâinattaki en kıymetli varlığına altın değerini kazandırmak için ona kendi ruhundan üfledi. Toprak ve su bir zaman sonra yok olsa da ruh asla yok olmayacak, ebedi kalacaktır.

Yaratıcı en güzel surette yarattığı kulunu tertemiz bir fıtratla, İslam Fıtratıyla dünyaya getirdi. Onun iç âlemine de vicdan terazisini koydu. Vicdan aslında imanın bir tezahürüdür. Yaratılışı gereği temiz, güzel ve iyi olandan mutluluk duyar; pis, çirkin ve kötü olan şeye de alerji duyar.

Bozulmamış bir vicdan, imana yönelik saldırılarda sahibini hemen ikaz eder ve önlem almaya çağırır. Bir insanın iman noktasındaki kalitesi vicdanının verdiği sinyalden anlaşılır. Hz. Peygamber (sav) bu gerçeği şöyle dile getirmiştir:

“Yaptığın güzel bir iş hoşuna gidiyor, iç âleminde huzur meydana geliyorsa, yaptığın bir kötülükten rahatsızlık duyup vicdanın sızlıyorsa sen mü’minsin.”(Mişkâtül-Mesâbîh, Hadis No: 45)

İmanla süslenmiş bir vicdan Allah’ın yasakladığı şeyler işlendiğinde rahatsızlık duyar. Çünkü haramlar imanlı vicdanın fıtratını bozan hastalıklardır. Bozulmamış bir vicdana sahip olan kimse her günah işlediğinde yüreğinin derinliklerinden bir pişmanlık feryadını duyar. Bu feryat onu huzursuz yapar ve sonunda tövbe etmeye yönlendirir. Ve seslenir ona avazı çıktığı kadar. SEN MÜSLÜMANSIN!

Sen Müslümansın! Yalan konuşma!

Sen Müslümansın! Kimseyi aldatma!

Sen Müslümansın! Sözünde dur!

Sen Müslümansın! Haram lokma yeme!

Sen Müslümansın! Kul hakkından uzak dur!

Sen Müslümansın! Namus ve iffetine sahip çık!

Sen Müslümansın! Hayâ perden yıpranmasın!

Sen Müslümansın! Kızını, eşini çırılçıplak sokağa salma!

Sen Müslümansın! Bu kadar gaflete dalma! Uyan haydi uyan ey Müslüman!

 

Fıtratı bozulmuş bir vicdanın ise sesi kısılmış demektir. Feryadı aynen devam etse de sahibinin duyabileceği ve onu huzursuz kılacak yükseklikte olmaz. Kişi günahı alışkanlık haline getirir de ısrarla günaha devam ederse artık onun iç dünyasında nefis ve şeytanın sesi yükselir. Vicdanın alerji duyma hali kaybolur. Hadis-i şerifin mefhumu muhalifine bakalım:

“Yaptığın bir iyilik hoşuna gitmiyor, iç âleminde huzur meydana getirmiyor, yaptığın bir kötülük vicdanını sızlatmıyorsa sen kâmil mü’min değilsin” sonucu çıkar.

İşte günümüz müslümanının en büyük hastalığı. Yaptığı kötülüklerden rahatsızlık duymamak. Morali bozulup uykuları kaçmamak. Nefis ve şeytanın süslemesiyle günahı sevap gibi görmek. Altüst olmuş bir bilinç hali. Cahiliye hamiyeti. Kendi dışındaki herkesi günahkâr ve ham kabul edip kendini kâmil mü’min görme hastalığı.

Günahlarını dokunulmaz kabul eden bir anlayış içinde olmak çok büyük kayıptır. Vicdanın sesinin bu derece kısılması insan için büyük felakettir. Bu anlayış aynı zamanda imanın sesinin kısılması anlamına da gelir ki, belli bir zaman sonra imanın merkezi olan kalbin ölmesine ve mühürlenmesine sebep olur.

Diliyle Müslüman olduğunu her fırsatta söyleyedursun, haram işlemekten rahatsızlık duymayacak hale gelmiş ölü bir kalp, suç mahallindeki suç aleti gibi kabul edilir. Ta kıyamette, Allah’ın huzurunda açılmak üzere mühürlenir ve sahibi aleyhinde bir delil olarak saklanır. Sahibini tüm insanlık önünde rezil rüsva edecek bir suç aleti.

Çare, vicdanın fıtratını bozacak her türlü kötülükten vazgeçmektir. En azından Müslüman Rabbine, insanlara ve maddi çevresine karşı yaptığı yanlışlıkların farkında olup pişmanlık duymalıdır.

Tüm emirler ve yasaklar yaratılıştaki o temiz fıtratın temiz olarak Yaratıcıya teslim edilme çabasıdır esasında.

“O gün ne mal fayda eder ne de çocuklar, sahibi için faydalı olacak tek şey selim bir kalp (bozulmamış bir fıtrat) ile Allah’ın huzuruna gelmektir.” (Şuara Suresi: 26/88–89)

  

seçil
14.08.2013 21:18:32
hocam elinize sağlık her zaman ki gibi çok iyi bir yazı yazmışsınız başarılarınızın devamını dilerim

Kamil
15.08.2013 08:36:50
hocam millet olarak tek farkımız vicdanımızdı onuda kaybetmek üzereyiz galiba. yeni neslin vicdanlı yetişmesi için çok çalışmamız lazım. önemli bir noktaya temas ettiniz, saygılarımla sevgili hocam.

h.kambur
15.08.2013 17:11:35
hocam paylaşmış olduğunuz yazılardan kendımıze gelmekteyiz..allah vicdanı körelen insanlardan eylemesin bizi ...

fatih atay
16.08.2013 10:59:13
hocamızın bu yazısından anlaşılıyorki bir müslüman allah katındakı konumunu gormek istiyorsa allahın onu ne ile meşgul ettiğine baksın

Vicdanın sesini duymak !

Yusuf KAMBUR

14.08.2013 10:32:42

41