Said Nursi Siyaseti Neden Terketti

Said Nursi Siyaseti Neden Terketti.

TEFEKKÜR 17.11.2014 08:05:33 12 0
Said Nursi Siyaseti Neden Terketti
Bir çok insanın, özellikle günümüzdeki yaşanan 'siyaset ve cemaat' tartışmaları içinde en çok merak ettiği konuların başında, Said Nursi hazretlerinin siyasete bakış meselesi gelmektedir.

Biz de bu konuda gereksiz yorum yapmamak adına bizzat Said Nursi hazretlerinin kendi verdiği cevabı neşrediyoruz.Kendisine zaten bu sorular yaşadığı dönemde de sorulmuş, buyurun soruları ve cevapları okuyun takdir sizin.

'Nur Talebeleri, tek bir şeyi gaye edinmiştir: 'İmanlarını kurtarmak niyetiyle Risale-i Nur'u okumak ve rıza-yı İlahi için iman ve İslamiyete Risale-i Nur'la hizmet etmek.' Bu gayelerinde muvaffak olmak için, her şeylerini bu hizmete hizmetkar yapmışlardır.' (Tarihçe-i Hayat Sayfa: 163)

Said Nursi hazretlerine sorulan sorular ve verdiği cevap !
Dünyanın siyasetine karşı ne için bu kadar lakaydsın?
Bu kadar safahat-ı aleme karşı tavrını hiç bozmuyorsun?
Bu safahatı hoş mu görüyorsun?
Veyahut korkuyor musun ki, sükut ediyorsun?

Elcevab: Kur'an-ı Hakim'in hizmeti, beni şiddetli bir surette siyaset aleminden men'etti. Hatta düşünmesini de bana unutturdu. Yoksa bütün sergüzeşt-i hayatım şahiddir ki, hak gördüğüm meslekte gitmeye karşı korku elimi tutup men' edememiş ve edemiyor.

Hem neden korkum olacak?

Dünya ile, ecelimden başka bir alakam yok. Çoluk çocuğumu düşüneceğim yok. Malımı düşüneceğim yok. Hanedanımın şerefini düşüneceğim yok. Riyakar bir şöhret-i kazibeden ibaret olan şan ü şeref-i dünyeviyenin muhafazasına değil, kırılmasına yardım edene rahmet...

Kaldı ecelim.

O, Halık-ı Zülcelal'in elindedir. Kimin haddi var ki, vakti gelmeden ona ilişsin. Zaten izzetle mevti, zilletle hayata tercih edenlerdeniz. Eski Said gibi birisi şöyle demiş:

'Öyle insanlarız ki, bir orta seviyemiz yoktur. Ya herşeyin üstünde, ya da kabirde oluruz.'

Belki hizmet-i Kur'an, beni hayat-ı içtimaiye-i siyasiye-i beşeriyeyi düşünmekten men'ediyor.

Şöyle ki: Hayat-ı beşeriye bir yolculuktur. Şu zamanda, Kur'anın nuruyla gördüm ki, o yol bir bataklığa girdi. Mülevves ve ufunetli bir çamur içinde kafile-i beşer düşe kalka gidiyor.

Bir kısmı, selametli bir yolda gider.
Bir kısmı, mümkün olduğu kadar çamurdan, bataklıktan kurtulmak için bazı vasıtaları bulmuş.
Bir kısm-ı ekseri o ufunetli, pis, çamurlu bataklık içinde karanlıkta gidiyor.
Yüzde yirmisi ( %20 ) sarhoşluk sebebiyle, o pis çamuru misk ü anber zannederek yüzüne gözüne bulaştırıyor.Düşerek kalkarak gider, ta boğulur.
Yüzde sekseni ( %80 ) ise, bataklığı anlar, ufunetli, pis olduğunu hisseder.Fakat mütehayyirdirler, selametli yolu göremiyorlar.

İşte bunlara karşı iki çare var:

Birisi: Topuz ile o sarhoş yirmisini ayıltmaktır.
İkincisi: Bir nur göstermekle mütehayyirlere selamet yolunu irae etmektir.

Ben bakıyorum ki; yirmiye karşı seksen adam, elinde topuz tutuyor. Halbuki o biçare ve mütehayyir olan seksene karşı hakkıyla nur gösterilmiyor. Gösterilse de; bir elinde hem sopa, hem nur olduğu için emniyetsiz oluyor. Mütehayyir adam 'Acaba nurla beni celbedip, topuzla dövmek mi istiyor?' diye telaş eder. Hem de bazan arızalarla topuz kırıldığı vakit, nur dahi uçar veya söner.
İşte o bataklık ise, gafletkarane ve dalalet-pişe olan sefihane hayat-ı içtimaiye-i beşeriyedir.
O sarhoşlar, dalaletle telezzüz eden mütemerridlerdir.
O mütehayyir olanlar, dalaletten nefret edenlerdir, fakat çıkamıyorlar; kurtulmak istiyorlar, yol bulamıyorlar.. mütehayyir insanlardır.
O topuzlar ise, siyaset cereyanlarıdır.
O nurlar ise, hakaik-i Kur'aniyedir.

Nura karşı kavga edilmez, ona karşı adavet edilmez. Sırf şeytan-ı racimden başka ondan nefret eden olmaz. İşte ben de nur-u Kur'anı elde tutmak için 'Euzü billahi mineşşeytani vessiyase' deyip, siyaset topuzunu atarak, iki elim ile nura sarıldım.

Gördüm ki: Siyaset cereyanlarında hem muvafıkta, hem muhalifte o nurların aşıkları var. Bütün siyaset cereyanlarının ve tarafgirliklerin çok fevkinde ve onların garazkarane telakkiyatlarından müberra ve safi olan bir makamda verilen ders-i Kur'an ve gösterilen envar-ı Kur'aniyeden hiçbir taraf ve hiçbir kısım çekinmemek ve ittiham etmemek gerektir. Meğer dinsizliği ve zındıkayı siyaset zannedip ona tarafgirlik eden insan suretinde şeytanlar ola veya beşer kıyafetinde hayvanlar ola...

Elhamdülillah, siyasetten tecerrüd sebebiyle, Kur'anın elmas gibi hakikatlarını propaganda-i siyaset ittihamı altında cam parçalarının kıymetine indirmedim. Belki gittikçe o elmaslar kıymetlerini her taifenin nazarında parlak bir tarzda ziyadeleştiriyor.

Said Nursi
Risale-i Nur / Onüçüncü Mektup / Üçüncü Sual
 Kaynak : Risale Ajans
 

Anahtar Kelimeler:
1

ÇAYMER sezonu açtı, kendi yaş çay fiyatını açıkladı

2

Macaristan’dan getirdiler, Rize’de denenmeye başlandı

3

Projenin ilk ayağı Rize Pazar’da başladı.

4

İSTANBUL’DA DÜZENLENEN YÖRESEL ÜRÜNLER FUARI SONA ERDİ.

5

BATUM’DA SINIR TEMSİLCİLERİ TOPLANTISI YAPILDI