“Riyadan/Gösteriş/desinlerden sakınınız!
Çünkü riyakâr öbür âlemde halkın gözü önünde şu dört sıfatla çağrılır:”
Ey kâfir! Ey facir! Ey zalim! Ey şaşkın!
Amelin boşa gitti, ecrin iptal edildi, bugün sana nasip yoktur.
Ey hilekâr! Kim için amel işlemişsen ecrini git ondan iste!
(Müsned, V, 428, 429)
Soru:
Hocam, sosyal medya dünyamıza girdiğinden beri amellerimizdeki “ihlas ve samimiyeti” adeta yok etti. Yaptığımız her hayrı, ibadeti sosyal medyada “ifşa etmeyi” de bir başka ibadet zanneder olduk. Dikkatli olmalı değil miyiz?
Cevap:
Şüphesiz “ameller niyetlere göre değerlendirilir.” Kimin niyeti ne ise ibadet ve yapıp ettiklerinin karşılığı ona göre verilecektir. Ancak ihlas ve samimiyetle yapılan ibadetler “sırf Allah rızasını kazanma” gayesiyle yapılmalıdır.
Ve bu ibadetleri başkalarının görmesine, bilmesine ihtiyaç yoktur. Allah için yapılan şeyler yapılmalı ve rafa kaldırılmalıdır.
Şeytan o kadar sinsidir ki, bizim kalbimizde en küçük bir aralık bulursa “ibadet öncesinde, ibadet esnasında ve ibadet sonrası ve hatta yıllar sonra” bile gösterişe düşürebilir.
Hz. Peygamber (sav), gösteriş ve desinler hastalığına “Küçük Şirk” diyor.
“Kahraman desinler için Şehit olanın, Âlim desinler diye okuyan Hafız’ın, Ne cömert adam desinler diye infakta bulunan kimsenin ahirette cennete gidemeyeceğini haber veriyor.”(Müslim, İmare, 152)
“Nice gece kalkıp ibadet yapanlar vardır ki, bu kalkıştan nasipleri
sadece uykusuz kalmaktır.
Nice oruç tutanlar da vardır ki, bu oruçtan nasipleri sadece aç ve susuz kalmaktır.”
(İbn-i Mace, Sıyam, 21)
İçinde Kadir Gecesinin bulunabileceği bu “Cehennemden azat edilme günlerinde” kötülüklerden daha fazla sakınmamız gerektiği gibi, yaptığımız ibadet ve iyiliklerimizi “ibadet gösterisine dönüştürmekten” de şiddetle kaçınmalıyız.
“Allah’ım! Sen affedicisin, affetmeyi seversin bizleri de affet ya Rabbi”
