“Bu güzel haslete/makama ancak sabredenler ulaştırılır ve buna ancak (hayırdan ve olgunluktan) büyük payı olanlar kavuşturulur.” (Fussılet: 41/35)
“Bu güzel haslete/makama ancak sabredenler ulaştırılır ve buna ancak (hayırdan ve olgunluktan) büyük payı olanlar kavuşturulur.”
(Fussılet: 41/35)
“Sizden biriniz oruç tuttuğu gün kötü söz söylemesin ve kavga etmesin! Şayet biri kendisine söver ya da çatarsa: ‘Ben oruçluyum’ desin.”
(Buhari, Savm, 9; Müslim, Sıyam, 163)
Soru:
Hocam, bugüne kadar orucun hep şekil şartlarını konuşuyor, emredilme sebebini ve hikmetlerini göz ardı ediyorduk. “Oruç bize ne kazandırmalı hocam?”
Cevap:
“Oruç ibadeti şekil olarak yeme, içme ve cinsel isteklerden ve nefsani arzulardan uzak kalmak” demektir. Bu orucun şekil yönünden çerçevesidir.
“Oruç, Mideyi ta’amdan (yeme içme) vücudu haramdan uzak tutmaktır.”
Oruç bizi, takva bilincine ulaştırarak önce yüreğimizdeki imanı oruç gibi bir ibadetle “takviye” ediyor. “İmanlarına iman katsınlar, imanlarını perçinlesinler diye”(Fetih: 48/4)
İman eğer ibadetlerle takviye edilmezse yakıtı biten uçak gibi tepetaklak olur. Yüreğimizdeki bu imanı oruç “pasiflikten aktifliğe” geçiriyor.
Bu aktifliktir ki nefsani tüm arzular karşısında “direnç ahlâkı” geliştiriyor. Yani sabır kanallarını açıyor.
Soru:
Oruç ibadeti bedenimizi, öfkemizi, nefsani arzularımızı teskin etmeli değil mi? Neden bizler daha fazla asabi oluyoruz?
Cevap:
Vücudun alışkanlıkları vardır. Bedenimizi yani (hayvan-i nefsimizi) nasıl alıştırdıysak o her zaman onu ister. Yemekten sonra sigara içen kimsenin daha sofra başında kıvrandığını görmemiz bundandır.
Nefs-i hayvani bir an önce alışkanlığına kavuşmak istiyor. Oruç ile bedenin isteklerine set çekilince huysuz bir at gibi debelenmeye başlar. Bu da sahibini asabi yapar.
İşte tam da bu manada oruç bedenin isteklerine “dur!” deyip ruhun isteklerini karşılamaktır. Bu da sabır ve direnmekle gelişen bir özelliktir.
“Size biri sataşırsa ‘ben Oruçluyum’ desin!” Ben oruçluyum demek, “Bak zaten oruçluyum, kafam bozuk, moralim yerinde değil, öfkem başımı aşmış patlamayayım sana” demek değildir. Ya ne demek?
“Arkadaş boşuna beni sinirlendirmeye kalkışma bunu asla başaramazsın çünkü ben oruç kalkanımı giymişim. Boşuna sataşıp ta kendini ve enerjini boşa harcama!” seviyesidir.
Kardeş, oruçla “bedenin suyu kesilince Ruhun manevi muslukları açılmaya başlar. O zaman da melekliğe doğru yükseliş başlar…”
Selam ve sevgilerimle…
