RAMAZAN GÜNLÜĞÜ

CÜZ : 24

Sayfa : 461-481

Sureler : Zümer 31. Ayetten, Mümin, Fussilet 46. Ayete kadar.

Konusu: Zümer suresinin ana konusu “tevhittir.” Zıttı olan “şirk” ile birlikte bu konuyu ele alır. Müşriklerin psikolojik durumunu açık eder. “Allah’ın adı ne zaman tek başına anılsa, ahirete inanmayanların kalpleri endişe ve sıkıntıyla çarpar. Ne zaman da O’nun dışında başka varlıklar anılsa yüzlerini hemen bir sevinç kaplar.”(46)

Mümin suresinin bir başka adıdır Ğafir ismi. Surede “insanın Rabbi karşısında haddini bilmeye, yaratılmışlar karşısında da değerini bilmeye” çağrı vardır. Büyüklenme tutkusuna karşı ikaz vardır.

“Onların içinde hiçbir zaman erişip tatmin olamayacakları bir büyüklenme tutkusu vardır, başkası değil”(56) En olumsuz şartlarda bile “iman davasını dava edinenlerin” bulunacağını Firavun ailesi içindeki imanını gizleyen kişi örneğiyle haber vermektedir.

Surenin özü: “Firavunlaşmış her akıl er geç sahibini imha eder.”

“Ayrıntılı olarak açıklandı” anlamındaki Fussilet suresinde, iman ve inkârın özellikleri anlatılmaktadır. İnsanoğlu nefis ve şeytanın tesirinde hareket edince, “gerçeği aramak yerine gerçeğin sesini kısmaya” yönelir.

“O halde sen, tezini en güzel biçimde savun, bak gör o zaman, seninle arasında düşmanlık bulunan biri bile neredeyse sımsıcak bir dost kesiliverir.(53)

Seçme ayetler:

(اَلَّذٖينَ يَحْمِلُونَ الْعَرْشَ وَمَنْ حَوْلَهُ يُسَبِّحُونَ بِحَمْدِ رَبِّهِمْ وَيُؤْمِنُونَ بِهٖ وَيَسْتَغْفِرُونَ لِلَّذٖينَ اٰمَنُوا رَبَّنَا وَسِعْتَ كُلَّ شَیْءٍ رَحْمَةً وَعِلْمًا فَاغْفِرْ لِلَّذٖينَ تَابُوا وَاتَّبَعُوا سَبٖيلَكَ وَقِهِمْ عَذَابَ الْجَحٖيمِ)

“Arşı taşıyan (yani Allah’ın hükümranlık makamına layık bir sorumluluk taşıyan) melekler ve arşın çevresinde bulunan melekler Rablerinin sonsuz yüceliğini överek tesbih ederler. O’na iman edip güvenirler ve iman edenlerin bağışlanması için şöyle dua ederler:

“Ey Rabbimiz! Sen her şeyi rahmetin ve ilminle kuşatmışsın! Öyleyse tevbe edip senin yolundan gidenleri bağışla ve onları gözleri yuvalarından fırlatan dehşetli ateşin azabından koru!”(Mümin: 40/7)

(رَبَّنَا وَاَدْخِلْهُمْ جَنَّاتِ عَدْنٍ الَّتٖى وَعَدْتَهُمْ وَمَنْ صَلَحَ مِنْ اٰبَائِهِمْ وَاَزْوَاجِهِمْ وَذُرِّيَّاتِهِمْ اِنَّكَ اَنْتَ الْعَزٖيزُ الْحَكٖيمُ)

“Ey Rabbimiz! Onları kendilerine vadettiğin Adn cennetlerine (güzelliğin merkezi cennetlere) koy! Atalarından, eşlerinden ve çocuklarından iyi ve dürüst olanları da… Çünkü Sen, evet Sensin her işinde mükemmel olan, her işinde tam isabet kaydeden!”(Mümin: 40/8)

(وَقِهِمُ السَّيِّپَاتِ وَمَنْ تَقِ السَّيِّپَاتِ يَوْمَئِذٍ فَقَدْ رَحِمْتَهُ وَذٰلِكَ هُوَ الْفَوْزُ الْعَظٖيمُ)

“Ve onları bütün kötülüklerden koru! Ki Sen o gün birini kötü duruma düşmekten korursan, bu ona rahmet ettiğin anlamına gelir. Bu, evet, en büyük başarı/en büyük kurtuluş işte budur!”(Mümin: 40/9)

Hadis-i Şerif:

(خَطَّاءٌ آدَمَ بَنِي كُلُّ)

(التَّوَّابُونَ الْخَطَّائِينَ وَخَيْرُ)

“Her insan birçok hata yapabilir. Fakat hata yapanların en hayırlısı çokça tevbe edenlerdir.”(İbn-i Mace, Zühd, 30/4251)