BAYRAM SEÇKİSİ: 1-
“Bilin ki (ey insanlar!)
Bu dünya hayatı, sadece bir oyundan, geçici bir eğlence ve güzel bir gösteriden, birbirinizle büyüklük yarışı(na girişmenizden) ve daha çok servet ve çocuk sahibi olma hırsın(ız)dan ibarettir. Bu (dünya)nın durumu, (hayat getiren) yağmurun hikâyesine benzer:
Yağmurun yeşerttiği bitki, toprağı ekenlere sevinç verir; ama sonra kurur ve sen onun sarardığını görürsün; sonunda toprak haline gelir.
Ama öteki dünyada (insanın durumu ile ilgili ebedi hakikat açıkça ortaya çıkacaktır). (Ya) şiddetli azap yahut Allah'ın bağışlayıcılığı ve hoşnutluğu, çünkü bu dünya hayatı, kendini kandırmanın zevkin(i tatmak)tan başka bir şey değildir.”(Hadid: 57/20)
Hadis-i Şerif
Rasul-i Ekrem (sav) buyurdular ki:
“Dünya ahiretin mezrası / tarlasıdır.” (Acluni, Keşfu’l- Hafa, I, 412)
Hz. Ali (ra) buyurdular ki:
'Dünya arkasını dönmüş gidiyor, ahiret ise yönelmiş geliyor. Bunlardan her ikisinin de kendine has evlatları var. Sizler ahiretin evlatları olun. Sakın dünyanın evlatları olmayın. Zira bugün amel var hesap yok, yarın ise hesap var amel yok.'
Biliyor muydunuz?
……..
Yaşın oldu otuz, hayallerin yerini gerçekler aldı,
Günyüzü göremeden ömrün üçte biri geride kaldı.
Dün bebekti otururdu sıcak baba kucağında,
Şimdi baba oldu çocuk büyütmekte kundağında.
Ah zaman… Hiç bitmeyecekmiş gibi duran zaman,
Ayna karşısına geçinde gerçekleri anlıyor insan.
Derken ilerledi yaşın, elliye merdiven dayadın,
Zamanı durdurmak için saçını siyahlara boyadın.
Çocuğun elinde dolaşırsın, oyun oynadığın yerde,
Şeker aldığın bakkal amca, oyuncakların nerde?
Eskiyen yalnız sen değilsin, eskimekte bu şehir,
Yol eskimede, yolcu eskimede, hayat sanki bir nehir.
Dün elli-atmış yaş denilince: “Ne de uzak” derdin,
Hayattan bir şey anlamadan, sende bu yaşa geldin.
Çocukluğunu, geceleri çık ömründen, kaç yıl yaşadın?
Bu kadar kısa zamanda, bunca isyanı nasıl başardın? (Y.K)
