Gece vaktiydi..
Arkana yaslanmış kalbini dinlerken seyre dalmış ki gözlerin gökyüzündeki yıldızlarla. Sanki hicret yolculuğuydu bu en içten içe..Kalbini dinlercesine bir yakarıştı ..Geceni en aydınlık vaktiydi .Gelin hep birlikte dinleyelim bu biçare kalplerimizi ne durumdalar ?!
Düşünelim ;
Allah kelimesini bizler dünyadayken kimlerden duymuştuk ilk? Bizlere ne şekilde anlatılmıştı ve ne şekilde ruhumuzda aklımızda yer etmişti. Bilinçaltımıza yerleşen hangi duygularla sevmiştik onu. Bebekten iki yaşına kadar hiç unutmadığımız Rabbimizi sonra nasıl benlik yaşlarımızla unutmaya başlamıştık. Nasıl ruhumuz sadece ben olmaya başlamıştı? Nasıl şekil almış ruhumuz nasıl besledik onu önce sene önce zaman?
Yıllar sonra kendi kalplerimizi incelediğimizde içimizdeki tüm haykırışlarımızın , tüm hüzünlerimizin tek sebebi değil midir ki yaradanı tam tanıyamamak..İçimizdeki tüm çıkmazlarımızı kendimizi bile tam anlayamamamızın nedenlerini düşündüğümüzde yanımızda her daim hazır ve nazır olan Rabbimiz’e tam teslim olmadığımızdan değil midir? Hoş görmek lazımdır ki kainatı yoktan yaratan bizleri yoktan yaratan rabbimize olan arayışı ta ezelden başlar. Zerrelerden yıldızlara atomdan büyük galaksileri yaratan Rabbimiz(c.c) nasıldır bizlerden ne istiyor neden buradayım nasıl ve nereye gideceğim sualleriyle başlayan arayışların ilk sinyalleriyle başlar Rabbimizi tanıyışımız..
Dünyadaki maddi arayışların çok üstündedir bu arayış. Dünyadayken yerini çeşitli sevgilerle(eş ,evlat, alışveriş sevgisi vs.)doldurmaya çalıştığımız Allah sevgisinin hiç bir şey ile dolmayacağını ancak ve ancak onu görmekle onu aramakla onu bulmakla son bulacağını anladığımızda ruhumuzdaki boşlukları dünyadayken ne ile dolar düşünmek lazım..Onun sevdiği şekilde yaşamak onun sevdikleriyle sevinmek ne mutlu bir bahtiyarlık..
Şanlı tarihimizde onun sevgisiyle yoğrulmuş birçok insanlar vardır ki en yakından tanıyan alim insanlardır. Günümüze bıraktıkları miraslarla tüm bunları görebilmekteyiz. Günümüzde bizlere en yakından yön gösteren bizlere Rabbimiz’i en yakından en manidar ve istifade edeceğimiz şekilde bıraktığı en değerli eserleriyle Mehdî-i Âzam olan Aziz Üstadımız Bedîüzzamân Saîd Nursî(r.a)’ın kıymetli eserleri olan Risâle-i Nurları okudukça ruhumuzun ne kadar nurlara ihtiyacımız olduğu anlıyoruz..Allah’ın nimeti olan bu iman ilmini en kıymetli şekilde anlayıp öğrenip ihlasla yaşayabilmek duası ile..
Selamlar
Hediye arıbeniz
