“İnkâr edenler birbirlerinin velisi (dostlarıdır). Eğer siz (onların kendi aralarında dost oldukları gibi) birbirinizin dostu olmazsanız yeryüzünde kargaşalık, fitne ve büyük bozgun çıkar.” (Enfal: 8/73)
Ey iman edenler! Görmüyor musunuz küfür ehlinin nasıl bir birlik ve dayanışma içinde olduğunu?
Askeri, siyasal, sosyal veya ekonomik anlamda birbirleriyle nasıl bir dayanışma içinde olduklarını görmüyor musunuz?
Irkları, dilleri, renkleri hatta coğrafyaları farklı da olsa birbirlerine nasıl kol kanat gerdiklerine, destek çıktıklarına, zulümlerini görmezden geldiklerine şahit olmuyor musunuz?
Bunda şaşılacak bir durum yok. Dünya kuruldu kurulalı bu böyle devam ede gelmiştir. Hz. Peygamber (sav)’in ifadesiyle (El-Küfrü Milletün Vahide) “Küfür ehli tek bir Millettir.”
Onların en önemli özelliği ayet-i kerimeye göre “Birbirlerinin velisi” olmalarıdır. Veli, yardımcı, dost, müttefik, yakın, destekçi anlamına gelmektedir.
“Eğer siz (onların kendi aralarında dost oldukları gibi) birbirinizin dostu olmazsanız yeryüzünde kargaşalık, fitne ve büyük bozgun çıkar.”
On beş asırlık bir hakikat iman eden gönüllere seslenmektedir. Dikkatler çekilmekte, şuurlar uyandırılmaya çalışılmaktadır. Onların birbirleriyle olan dostluğunu Müslüman toplumu olarak aranızda hâkim kılmazsanız Fitne, fesat, kargaşa çıkar.
Yeryüzünde büyük fitnelerin, kargaşa ve fesadın çıkması, “onların birlik olmalarından değil”, “siz Müslümanların birlik ve beraberliğinizin, dostluk, sevgi ve muhabbetinizin kaybolmasından” çıkacaktır.
“Allah’a ve Rasulüne itaat edin ve birbirinizle çekişmeyin; sonra korkuya kapılırsınız da kuvvetiniz gider (rüzgârınız esmez olur). (Enfal: 8/46)
Son zamanlarda gittikçe artan bir “fitneden” bahsetmek istiyorum. Toplumun farklı kesimleri tarafından “baş tacı” yapılan ilim adamlarının Müslüman toplumu önünde birbirlerine “zındık, mülhid, sapık, mezhepsiz vb” gibi sözlerle saldırmaları…
Her bir ilim adamının taraftarlarının da kendi düşüncesine yakın bulduklarına “…Mübarek Hoca Efendi”, görüşünü benimsemediklerine “Sapık Hoca” gibi kelimeler kullanarak ya tam sahiplenme ya da tam reddetme yoluna girmeleri.
Öyle ki, düşüncesini kendi düşüncesine yakın bulduğu Âlim/Hoca’nın bütün görüşlerine tereddütsüz sahip çıkmakta, tüm görüşlerinin doğru olduğunu var saymaktadır. “O söylemişse dorudur, hakikattir ve onun söylediği (haşa) mutlak gerçektir.” Böyle bir tavır:
“Adamın yanlış görüşlerini de kabullenmeyi beraberinde getirir. Bunu, çocuğu seviyoruz diye altındaki pis bezi de sevmeye benzetebiliriz. Çocuğu sevmemiz pis bezini sevmemizi gerektirmez.” (Mustafa İslamoğlu, Ayetlerin Işığında, 115)
Herhangi bir görüşünü beğenmediği bir Âlim/Hoca’nın tüm görüşleri “reddedilmelidir.” tavrı da yanlıştır. “Bunu da altı kirlendi diye, çocuğu da beziyle birlikte kaldırıp çöpe atmaya benzetebiliriz. Bazı yanlış görüşlerinden dolayı bir âlimi tamamen defterden silmek.” (İslamoğlu, age.)
Sonuç olarak, Müslüman toplumunu oluşturan bireylerin farklı mezhep, farklı cemaat, farklı düşünce sahipleri karşısında takındıkları tavır aslında “kendi Müslümanlıklarının kalite veya kalitesizliğini” ortaya koymaktadır.
Böyle bir yol seçmek, bir zamanlar Felsefe ekollerinin yaptığı gibi, “birbirini yalanlamaktan öteye geçmeyen, diğerini karalayarak yükselmeye çalışan” bir anlayıştan öteye geçmez.
Bunun Müslüman toplumda nasıl bir infiale, fitne ve fesada, yozlaşmaya ve değersizleştirmeye, saygı ve sevgi, hoşgörü kaybına sebep olduğunu, yakın zamanda ilçemize gelen kıymetli gönül adamı “Prof. Dr. Nihat HATİPOĞLU” hakkında sosyal medyada yapılan yorumlarda açıkça görmekteyiz.
Ve şunu unutmamalıyız ki; fitne çıkarmak, fitnenin yaygınlaşmasına katkıda bulunmak cana kıymaktan daha büyük bir vebaldir. Yüce Allah (cc) “Fitne çıkarmak insan öldürmekten daha büyük bir suçtur.” (Bakara: 2/191) buyurmaktadır.
Fitne ateşinin İslâm toplumunu nasıl yakıp kavurduğunu hepimiz açık bir şekilde gördüğümüze göre, söz ve davranışlarımıza daha çok dikkat etmeli ve fitne ateşini körükleyen olmamaya çaba sarf etmeliyiz. Yoksa hesabını veremeyeceğimiz bir yola girmiş oluruz.
Kıymetli gönül adamı Prof. Nihat HATİPOĞLU’nu ilçemize getiren başta Savaş BÜYÜKTERZİ olmak üzere, tüm destekçilere bir Pazarlı olarak bir kez daha teşekkür ediyor, ilçemizde nice gönül dostlarını görmek istediğimizi ifade ederek makalemi bitiriyorum.
Tüm öğretmenlerimizin öğretmenler gününü kutluyor, değerli gençler yetiştirmede muvaffakiyetler diliyorum.
Allah (cc) cümlemizi, fitne, fesat kaynağı olmaktan muhafaza eylesin…
 
 

osmanlı
26.11.2014 09:23:24
kendi mezhebini ve gerçek fikir ve düşüncelerini gizleyerek muslüman toplumunu oluşturan farklı mezhep ve farklı düşünce sahıplerını ifsat etmeye kalkması onun kalitesine veya kalitesizliğine dair bir fikir verebilir.

Yusuf KAMBUR
26.11.2014 10:31:48
arkadaşlar, benim yazımın üzerinden tartışmaya gerek yok kanaatindeyim. ben düşüncelerimi isimler üzerinden değil (isim de vermedim. i̇slamoğlu'nu eleştiren sadece cübbeli hoca değildir) algılar üzerinden ortaya koymaya çalıştım. sen-ben algısının koyu bir taraftarlığa ve bu arada isim kim olursa olsun olumlu/olumsuz yönlerinin görmezden gelindiğine dikkat çekmek istedim. ayrıca benim i̇slamoğlu'nu kaynak verdiğim için onun taraftarı, bağlısı, yanlısı olmak gibi bir durumum yok. ben hakikat yolunda güzel bulduğum fikirlere sahip çıkar, güzel bulmadıklarımı almam. çünkü biz "onlar sözü dinler ve en güzeline tabi olurlar" ayeti gereği hareket ederiz, etmeliyiz. benim gizli gündemim, gizli mesajım yoktur. i̇slam adına derdim ve davam şudur ki, "birbirimizin görüşlerini ilmi olarak eleştirelim ancak itibarsızlaştırma, yerin dibine geçirme ve linç girişiminde bulunmayalım" çünkü, biz ne kadar müslüman isek onlar da o kadar müslümandır. saygılarımla...

takkeli
25.11.2014 12:42:36
vucüdümuzda ölümcül bir mikrop teşhiş edilse en iyi doktorlara gidip mikrobu bertaraf etmeye çalışırız.bizi dinimizden edecek bozuk fikir ve düşüncelere mukavemet etmezsek sikintıya gireriz. (bizi fitneye düşürme diyenler fitneye düşmüştür.tevbe/49).fitne varsa tanımlamalı ve korunmalıyız.

osmanlı
25.11.2014 17:02:29
mustafa islamoğlu'nun tefsirlerinden bölümler aktararak sen,ben kavgasını izah ederken cübbeli hocamızın muteber kaynaklara bağlı kalarak ona yaptığı reddiyeler tüm görüşlerine değil çok önemli yanlış olanlarına yaptığını görmeyerek sulandırmaya çalişmanız gerçekten üzücü.

Yalnız Adam
26.11.2014 08:42:53
Müslüman toplumunu oluşturan bireylerin farklı mezhep, farklı cemaat, farklı düşünce sahipleri karşısında takındıkları tavır aslında “kendi Müslümanlıklarının kalite veya kalitesizliğini” ortaya koymaktadır.

Takkeli
26.11.2014 12:23:08
peygamber efendimizi (s.a.v) ima ederek veya açıkça itibarsızlaştıracak söz ve yazılanlara sessiz kalıp bunu yapanların güzel sözlerini seslendirenlerin ne yapmak istediklerini anlayamıyorum...

cansıncan
21.10.2019 23:44:24
Takkeli Firavun'a:Firavun gibi piramidi dikilecek adamsın.Firavun Ku Fu eline su dökemez.

SEN BEN KAVGASI!

Yusuf KAMBUR

25.11.2014 09:39:16

13