kalp ve akciğer hasarı ciddi olan hastalar için umut oluyor.
Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Başkanı Yrd.Doç.Dr. Ahmet Şen, yaptığı açıklamada, “Rize’nin Fındıklı İlçesine bağlı 48 yaşındaki Celal Aslan, yüksekten düşme sonucu omurga kırığı, kafa travması ve iki taraflı tüm kaburgalarda yaş ağaç kırıkları nedeniyle hastanemize geldi. Omurga kırığından opere edildikten sonra yoğun bakıma alındı. Hastamızı akciğer hasarı ileri düzeyde olduğu için uyutarak solunum cihazı ile takip ve tedaviye aldık. Beş gün geçmesine rağmen akciğer hasarından dolayı hedeflediğimiz oksijenasyon düzeyine ulaşamadık. Hastaya venö-venöz ECMO uyguladık, takiplerinde istediğimiz klinik durum oluşmaya başlayınca ilaç ve sistem ayarlarını azalttık. Dokuzuncu gün sistemi hastadan ayırdık. Yaklaşık 2 hafta sonra hasta iyice kendine geldi. Kooperasyon kurmaya ve ağızdan beslenmeye başlayınca hastayı servise çıkardık” dedi.
Bu venö-venöz ECMO sistemi bizim kliniğimizde uyguladığımız ikinci hastamız olduğunu söyleyen Şen, şöyle devam etti: İlk hastada farklı bir klinik vardı ve hasta ani ve aşırı kanama nedeniyle kaybedildi. İkinci yani bu hastamızın akciğerlerindeki ileri düzey hasardan dolayı cihaza rağmen solunumu düzelmemekteydi. Bu sistem ile hastanın akciğerleri dokuz gün boyunca dinlendirildi. Hem akciğer dokusunun iyileşmesi için zaman kazanıldı hem de bu arada hasta oksijenlenmesi tam olarak desteklendi. Bu sayede hayati organlar desteklenmiş oldu. Sistemin uygulanmasından takip ve sonlanmasına kadar tüm aşamalarda dikkatli ve yoğun bir süreçte kalabalık bir ekip olarak çalıştık. Türkiye’de sayılı anestezi klinikleri tarafından uygulanmakta olan bu sistem ile hem hastamız şifa buldu hem de bizler bu tekniği başarıyla uygulamanın ve uygulanabilirliğini göstermenin mutluluğunu yaşadık “ diye konuştu.
Ekstrakorporeal membran oksijenasyonu (ECMO) cihazı hakkında da bilgi veren Şen, “ kalp ve akciğer hasarının ciddi düzeyde olduğu hastalarda kalbe destek olmak ve akciğerde gaz değişimini desteklemek amacıyla kullanılıyor. Hastanın kanı boynun her iki yanı ve kasıklardaki toplardamarlara ciltten geçilerek yerleştirilen kanüller(devre) aracılığı ile bir pompaya gelmekte, buradaki filtrede karbondioksit tutulmakta ve daha sonra sisteme entegre bir oksijenatör ile gaz değişimi sağlanıp tekrar devrenin gidiş hattından hastaya oksijenlenmiş kan geri iletilmektedir. Bu devrede aynı zamanda kan ısıtılabilmektedir” diye ifade etti.
Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Ülkemizde de kullanımı yaygınlaşmakta olan bu sistem ile solunum cihazına bağlı hastalarda oluşacak istenmeyen etkilerden akciğer fonksiyonları korunmakta, kandaki karbondioksit düzeyi azaltılmakta, kan oksijen düzeyi yükseltilmekte, dokuların oksijenlenmesi artırılmakta, kalp ve akciğer dinlendirilerek dokulara zaman kazandırılmaktadır” diye konuştu.
Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi ve Yöneticisi Doç.Dr. Hasan Türüt ise; Hastanemizde, alanlarında yetkin öğretim üyelerinin marifetiyle kaliteli işler yapılmakta ve Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi olarak sadece bölgenin değil ülkenin önemli merkezlerinden biri olmaya aday haline gelmiş bulunmaktayız. Bu yapılan işlem hastamızı hayata bağlamaya vesile olmuş ve Türkiye’de çok az örneği olan bir uygulamadır. Sadece bu alanda değil pek çok branşta da hastanemizde üst düzey hizmet verilmektedir.
