“Ve nihayet gemi dağlar gibi dalgaların arasında yol almaya başladı; ve Nuh, kendi başına bir kenarda oturan oğluna dedi ki: “Yavrucuğum! Gel, bizimle birlikte bin gemiye; inkâra gömülüp gidenlerle birlikte olma!” (Hud suresi:11/42)
 
İman gemisi öyle bir gemidir ki, küfrün dalgaları asla zarar veremez ona. Gök delinse, deniz kabarıp kaynasa iman gemisi sessizce yol almaya devam edecektir. Ve her uğradığı limanda karanlıklar içinde yüzen kullara kurtarıcı elini uzatacaktır. “Gel! Bizimle birlikte bin gemiye!” demeye devam edecektir.
 
Yüce Allah (cc) hidayet çağrısını Hz. Nuh’un diliyle yapmıştır: “Haydi gel, bizimle birlikte bin şu iman gemisine ve kurtul!” İmansızlık Hz. Nuh’un oğluyla bedenleşecek, peygamber babasının çağrısına karşı çıkaracaktı. Allah’ın kudret ve gücüne bakacağı yerde, üzerinde durduğu dağın gücüne bakacak ve şöyle diyecekti:
 
“Ben bir dağa kaçıp sığınacağım; o beni sulardan korur.” Küfrün en büyük problemi işte budur. Sığınacağı makamı bilememek, sığındığı yerin uçurum olduğunu görememek.
 
“İnkârda ısrar edenlere gelince… Onların yapıp ettikleri çölde (görülen) serap gibidir: Susuzluktan yanmış olan onu su sanır, fakat ona yaklaştığında orada (sudan) hiçbir iz bulamaz; fakat Allah’ı kendi vicdanında bulur ve bilir ki, O, hesabı tastamam görür. Zira Allah çok seri hesap görendir.” (Nur suresi:24/39)
 
Küfür mantığı, imansızlığın en büyük talihsizlik olduğunu anlayamayacak şekilde kendisini avutur da çölde susuzluktan çatlamak üzere olan kimsenin gördüğü serap gibi her yerde su görmeye başlar. Davranışlarını Salih amel olarak görür. Çok fazla iyiliğinin bulunduğunu düşünür. Fakat ahirette ortaya çıkacak ki, ortada ne bir amel var ne de sevap.
 
“İnsanoğlu olmayan yerde suyu görür de, olan yerde Allah’ı göremez: kendisine “şah damarından daha yakın olan” Allah’ı”(Mustafa İslâmoğlu, gerekçeli meal, 689)
 
“Veya (onların yapıp ettikleri) bir okyanusun derin karanlıkları gibidir; onu üst üste dalgalar kuşatmıştır, derken üstüne bir de kara bulutlar… Birbiri üstüne binmiş, kopkoyu, zifiri karanlıklar… Kişi çıkarıp baksa, neredeyse elini dahi göremeyecek durumda: nitekim bir kimseyi Allah aydınlatmamışsa, onun asla aydınlıktan nasibi olmaz!” (Nur: 24/40)
 
“Yüce Allah bu ayette üç çeşit karanlıktan söz etmektedir. Denizin karanlığı, dalgaların karanlığı ve bulutların karanlığı. Denizin karanlığı inkârın karanlığını, dalgaların karanlığı amellerin karanlığını, bulutların karanlığı da kötü düşüncelerin karanlığını temsil etmektedir. İnkâr bir karanlık, kötü amel de o karanlığa ilave olan karanlıklardır. İnkâr psikolojisinde olan kimseler katmerli karanlık içindedirler.” (Prof. Bayraklı tefsiri)
 
İnkâr psikolojisi hidayet gemisini, ölüm teknesi gibi görür. “Vahyin nurundan mahrum kalmış insan hem ışığı, hem gözünü, hem aklını kaybetmiş, bunun sonucunda da günah karanlığına gömüldükçe gömülmüştür. Sonuçta ne vicdanın sesini duyabilir, ne de fıtratını hatırlayabilir.” (İslâmoğlu, 689)
 
İman yoksa hiçbir güzellik kalmamış demektir. Hacı-hocanın oğlu, kızı, gelini olmak insanı asla kurtaramaz. Peygamber oğlu dahi olsanız kurtuluşunuz asla mümkün değildir. İman gemisine mutlaka binmelidir insan. Nuh (as) oğluna ve tüm insanlığa: “Yavrucuğum! Gel, bizimle birlikte bin gemiye; inkâra gömülüp gidenlerle birlikte olma! Bu gün Allah’ın belâsından, O’nun rahmet ettikleri hariç, kimse için kaçıp kurtulma ümidi yoktur…”
 
“Derken, aralarına dalga giriverdi… artık o da boğulanlardan biri oldu.” (Hud:11/43)Hz. Nuh, oğlunun kâfir olarak boğulup gideceğini görünce, babalık duyguları kabarmış olacak ki şöyle dua etmeye başladı:
 
“Rabbim! (Ey Allah’ım!) O benim oğlumdu, ailemden biriydi!” Yani, peygamberinin hürmetine, peygamber çocuğuna yardım etme imkânı yok muydu? Nefsine uyup ta inkâr hastalığına yakalanan oğluma bir kurtuluş kapısı olamaz mıydı? Cevap kesindir:
 
“Allah buyurdu ki: Ey Nuh! O asla senin ailenden değildir. Çünkü onun yaptığı kötü bir iştir. O halde hakkında bilgin olmayan bir şeyi benden isteme! Ben sana cahillerden olmamanı tavsiye ederim.!” (Hud suresi:11/46)
 
O halde, kurtuluş için iman gemisine, müminlerle birlikte binmekten başka bir yol bulunmamaktadır. İman gemisinde bütün peygamberler, veliler, şehitler, Salihler, sıdıklar ve kâmil müminler bulunmaktadır. Bütün peygamberler çağırıyor bizi:
 
“Yavrucuğum! Gel, bizimle birlikte bin gemiye; inkâra gömülüp gidenlerle birlikte olma! Bu gün Allah’ın belâsından, O’nun rahmet ettikleri hariç, kimse için kaçıp kurtulma ümidi yoktur…” (Hud:11/42)
 
Üç-beş Allah desen hemen sayarsın,
Birkaç rekât kılsan, hesap koyarsın,
Bunca yıl esas duruş nefse uyarsın,
Nefis putunu yıkıp, kulluğa gel kulluğa.
 
Boş şeyler uğruna ömrünü harcadın gitti,
Vücudun yoruldu, yıprandı, takatin bitti,
Bu inadın seni aldattı, hayatını mahvetti,
Hırsı, kibri bırakıp, kulluğa gel kulluğa.
 
Yolcu! Bu yol sarp yokuş, hani azığın nerde?
Eli boş rezil, rüsva olursun, bu ıssız yerde,
Yarın yaparım dersin, yine her seferinde,
Günahlar boynuna dolanmadan kulluğa gel kulluğa.
 
Hayırlı cumalar…. 

osman kamil bursa
27.03.2014 20:20:21
hocam teşekkür eder saygılar sunarım

ahmet
27.03.2014 20:21:16
sizi kutluyorum.usanmadan yazıyor ve bizi bilgilendiriyorsunuz.nezdinizde sizden ve siteden allah ebeden razı olsun

ersan
27.03.2014 20:22:59
teşekkürler hocam.her cuma farklı yazılarla bizleri bilgi sahibi ediyorsunuz. hocam nuhun gemisi nerededir.ondan çok bahsediyorlar.müsait olursan cevap yazarsan memnun olurum.

m.kazdal
27.03.2014 20:56:21
hocam allah razı olsun...rabbım cumlemızı iman gemisinde yerini alabilenlerden eylesıon...

oktay geniş
27.03.2014 21:28:54
hocam senin buyazılarını içten okuyorum ve çok dugulanıyorum bıan kendım yaşiyorum allah sinin gibi bilgıli insanları başimizda eksik etmesın saol hocam

S.KAMBUR
28.03.2014 09:01:22
verdiğin bu değerli bilgilerden dolayı teşekkürler hocam her yazında ayrı dersler almak mümkün başarılarının devamını diler hasretle selamlarım

gönül çokokumuş
28.03.2014 11:26:16
hocam yüreğinize sağlık,herzamanki gibi yine büyülediz beni...cani gönülden tşklr hocam

Nuh'un Gemisi; Tevhid Gemisi

Yusuf KAMBUR

27.03.2014 18:57:18

13