Dünyanın gözü önünde pentagonlarında yetiştirdikleri sinsileri ile (Sisi) darbe yaptırdılar. Fakat gelin görün ki, bu ikiyüzlü batı ve onlarının Ortadoğu'daki satılmış, mevcut saltanatlarını sürdürmek için kardeşi kardeşe kırdıran ve seyreden bu dünyalık kralları, sözde dünyanın en demokrat geçinen devletleri darbeye “BU BİR DARBEDİR” diyecek kadar demokrat ve namuslu davranmadılar. Bu darbenin hemen ardında kendi halkını kadın-çocuk demeden kendi kardeşleri tarafından katletmeye başlamalarına da aynı bu dünyanın iki yüzlü devletleri ve başlarında ki vicdansız, hain insanlıktan nasibini almamış liderleri, BM ve onlarca sözde İslam ülkesi liderleri zerrece rahatsız olmamayı sürdürmektedir. Olsun, seyretmeye devam etsinler. Geçmişte bu gibi zulümleri halkına ve insanlığa reva görenlerinde sonları ve akıbetleri geçmiş ve çok yakın tarihlerde görülmüştür. İnşallah son gülen iyi gülecektir. Davası için yaşayan ve davasına inanmış insanların azmi önünde hiçbir kuvvet Allah'ın izniyle duramaz. Mazlumlar ve haklılar er veya geç kazanırlar. Zalimler kalleş ve korkak olduğu için fazla dayanamazlar. Mısır inşallah yakın gelecekte gerçek, ihlaslı ve ahlaklı Müslümanların dualarıyla kurtulacaktır. Yüzleri ve kalpleri sinsileşmiş zalimlerin, hainlerin, kardeş katillerinin hepsi er veya geç döktükleri bu masum kanda boğulacaktır.

Şu unutulmamalı ki öldüren zalimler, en büyük kötülüğü öldürdüklerine değil, kendilerine ve ülkelerine yapmaktadırlar.

            Müslüman kardeşim Eyüp Aleyhi Selamının sabrına talip olacaksın. İslam'ı yaşayacak ve her an küffara karşı duada olacaksın. 'KARANLIĞIN EN KOYU OLDUĞU AN, ŞAFAĞA EN YAKIN ZAMANDIR' o zamanda yakındır İnşallah!

Şahadet herkese nasip olmayan ve hele gençler başta olmak üzere ebedi hayata, ebedi olan Allah’a ve Sevgililer Sevgilisi (S.A.V) inanmış olanlara ilâhî bir armağandır.

İmanı Nil nehri kadar berrak, kalbi Akdeniz kadar zengin olanlar, içi firavun mezarları gibi karanlık olanlara elbette galip gelecektir...

İmanı Nil nehri kadar berrak, kalbi Akdeniz kadar zengin olanlar, içi firavun mezarları gibi karanlık olanlara elbette galip gelecektir... Allah'ım bu zalimleri sana havale ediyoruz. Büyük bir imtihandan geçen Mısırlı kardeşlerimin yaşadıkları bu zulümlere karşı, Allah’ın Eyyûb Aleyhisselâmı sabırla imtihanını hep birlikte bir kez daha okuyalım.

'Eyyûb Aleyhisselâmı, çok zengin iken, bütün malları çeşitli sebeplerle, yok oldu. Koyunlarını sel götürdü, ekinlerini rüzgâr telef etti. Velhasıl elinde dünyalık bir şey kalmadı.

Bundan sonra Allahü Teâlâ Eyyûb Aleyhisselâmı bedenine bir hastalık verdi. Hastalığı gittikçe şiddetlendi. Yakınları, akrabaları, onu yalnız bırakmışlar, kimse yardım etmiyordu. Sadece sadakatli, şefkatli hanımı Rahîme Hâtun onu terk etmemişti. Eyyûb Aleyhisselâmı, hanımının yaptığı kulübede yedi yıl sıkıntı ve ıstırap içinde, hâlinden hiç şikâyet etmeden yaşadı.

Bir gün Cebrail Aleyhisselâm gelerek, Allahü Teâlâ’nın; “Ey Eyyûb! Sıkıntı verdim sabrettin! Şimdi ben sana sıhhat ve nimet vereceğim.” haberini getirdi. Kur’an-ı kerîmde bildirildiği üzere Allahü Teâlâ; “Ayağını yere vur! Çıkan sudan guslüyle ve soğuğundan iç!” buyurdu. Bunları yapan Eyyûb Aleyhisselâm, genç bir delikanlı hâline geldi. Cebrâil Aleyhisselâm, kendisine güzel elbiseler giydirdi. Bu sırada hanımı geldi. Eyyûb Aleyhisselâmı kulübede göremeyince, çok şaşırdı. Eyyûb Aleyhisselâm sordu:
- Ey hanım! Kimi ararsın?
- Bir hastam vardı. İsmi Eyyûb idi. Onu kaybettim, arıyorum. O benim can yoldaşımdı.
- O nasıl bir kimseydi?
- Sağlıklı iken aynen sana benzerdi.
- Ey Rahîme! O hasta olan Eyyûb işte benim. Allahü Teâlâ bana sıhhat verdi.

Sonra, şükredip ağlaştılar. Şehre dönerlerken, halk onları sevinçle karşıladı. Yıkık evlerinin yenilenmiş olduğunu ve daha önce elinden alınan mal ve çocuklarının geri verildiğini gördüler.

 

    

Mısır halkına Allah Eyyüp Aleyihselam sabrı versin

Bayram Ali KAVALCI

18.08.2013 20:36:34

18