Mimar Sinan, 1490 yılında Kayseri’nin Ağırnas köyünde doğup, 9 Nisan 1588’de İstanbul’da vefât etti. Küçük yaşlarında İstanbul’a gelip tahsilini tamamlayıp orduya katıldı. Çaldıran, Mısır, Tebriz, Bağdat, Rodos ve Belgrad’ın fetihlerine katıldı. Suriye, Mısır, Irak, İran, Balkanlar, Viyana’ya kadar birçok yer gezdi. Sonra baş mimar olarak vazifeye getirildi.
Mimarlık dönemine âit bilinen eserleri: 84 câmi, 53 mescit, 56 medrese, 7 darülkurra, 20 türbe, 17 imaret, 3 Darüşifa, 5 su yolu kemeri, 8 köprü, 20 kervansaray, 36 saray, 8 mahzen, 48 hamam... Hiçbir eseri diğer eserine benzemedi. En büyük eserleri, Süleymaniye ve Selimiye Câmileridir.
Kânunî Sultan Süleyman zamanında İstanbul’un nüfusu çoğalınca su yetmez olur. Padişah Mimar Sinan’ı çağırıp, der ki:

Halkımızın su ihtiyacını karşılamak için su lâzım.
Sultanım siz müsaade buyurun, ben İstanbul’un çevresini bir dolaşayım sonra size bir cevap veririm.
Ve Sinan Ağa atına biner, yanına yardımcılarını da alır, Çekmece’den başlayarak çevreyi dolaşır. İstanbul’un derelerini, akan sularını tespit eder. Bunun günlerce hesabını yapar ve Kânunî’nin huzuruna çıkar. Sultan durumu sorunca der ki:

Mümkündür. Ancak, altın dolu keseleri uç uca dizmek şartıyla İstanbul’a su gelebilir.
Ben keseleri uç uca değil, yan yana dizmeye râzıyım.
Bunun üzerine Mimar Sinan kolları sıvar ve İstanbul’un dışındaki suları Kağıthane civarında belli yerlerde toplar. Oradan da İstanbul’a getirir ve şehrin belli meydanlarında umumî çeşmeler yaparak suyu akıtır. Bu çeşmeler kırkı bulur. Kırk Çeşme suları akmaya başlar. İstanbul’da ilk defa lüle denilen musluk çeşmelere takılır.
    

MİMAR SİNAN'IN VEFATI

Bayram Ali KAVALCI

13.03.2014 17:14:55

37