Annem....

Anneler günü münasebetiyle rahmetli anneme...

KÜLTÜR 13.05.2014 08:46:45 35 1
Annem....
Aradan tam dokuz yıl geçti.
Yani 3240 gün, 468 hafta...
Sensiz geçen gün, hafta ve yıllar...
Ya senle geçen senelerim; Nasıl geçti? Ne çileler yaşadın benle annem...
Küçük bir köy evinde doktorsuz, hemşiresiz doğurdun beni.
Hastalandım yanımdan ayrılmadın. Sabahlara kadar başımda bekledin.
Ağladım sana ninni geldi. Bağrına bastın sustum. Çektin yine ağladım.
Nasıl bir yerdi başımı koyduğum bu mutlu yer. O zaman anlayamadım bunları.
İki kız çocuğundan sonra dünyaya geldim. Erkek olduğumdan mı ehemmiyet verdin?
Ne yoksulluklar çekip beni büyüttün. Aç kalıp tok gezdirdin.
Gururundan kimseye derdini ve çektiklerini anlatamadın.
Tarlalara arkana bağlayarak gidip çalıştın. El bebek gül bebek büyütün.
Kendini ihmal ettin. Hastalandın. Beni düşündün. İşe gittin beni hatırladın.
Ah bu sevgi. Hem de karşılıksız. Ben, o zamanlar bilemedin kadir kıymetini.
Babamın gurbet hasretini yaşatmadın bana. Kol kanat gerdin üzerime.
Bir gün hastalanınca sırtında doktora yetiştirmek için 28 km karda yaya taşıdın beni.
Ne ağırlığım yordu seni, ne de yolun geçilmez karları.
Bir an evvel doktora yetiştirmek için dağları aşıp geldin hastane kapısına.
Gün geldi büyüdük. Hayatı tanımaya başladık. Unuttuk bizim için çektiklerini.
Karıştık aileye, çoluk çocuğa. Sen ise yaşlandın. Ağrılar içinde günlerini geçirdin.
Bizim için çekilen uzun çileli yıllar çöktürdü seni.
Ah anneler, neden sağlığında kıymetinizi anlayamıyoruz.
Acıların duvarlara yankılandığı hastane odalarında senle sabahladım.
Hakkını helal ettin. Dua ettin. İhya ettin beni.
Senin hakkından nasıl gelebilirim annem...
Bir gün ansızın bıraktın gittin bizi. Düşünmedin geride kalan yavrularının öksüzlüğünü.
Elbette her hayat sahibi bir gün göç edip gidecektir.
Baki kalan ömür ise yeniden, yeni bir alemde devam edecektir.
Sen ölünce iki metrelik kabrine koyduk. Yani geçici küçük evine yerleştin.
Ağladık, üzüldük. Bırakıp döndük evlerimize. Baş başa kaldın rahmet meleklerinle..
Her Cuma kabrine gelip dualar okudum sana.
Zaman geçti dünyanın hay huyuna dalıp her hafta geldiğimiz kabrine iki haftada bir uğrar olduk.
Ne anlaşılmaz ve sırlarla dolu dünyada yaşıyoruz.
Zaman oluyor öyle bunalımlar yaşıyorum ki anne; ‘Yüzümü koyup dizlerinde ağlayacak annem nerde?’ Diyorum.
Ne hanıma ne de evlada sana anlatacaklarımı anlatamıyorum.
Sen, annesin. Ben ne kadar büyük olsam da yanında yine çocukluğum aklıma geliyor.
Saçlarımı okşamanı, bir iki söz yapıp beni rahatlatmanı ne kadar özledim anne...
Şimdilerde senin ve diğer annelerin kutlama günleri düzenleniyor.
Sen, bir güne sığacak kadar değersiz değilsin.
Sen, benim için her gün kutlanacak bir değersin.
Günümüz dünyasında anasını, babasını kimsesizler yurtlarına bırakan vefasızlar türedi anne.
Bir gün yolum o mekânlara düştü. Dayanamadım. Gözümden akan yaşlar sel olup gitti.
Nasıl kıyarlar bu analara ve babalara diyerek, içimden geçirip bunu yapanlara hayret ettim.
Ah şu düzen! Biz böyle bir neslin torunları mıyız?
Neden bu kadar bozulup yozlaştık.
Gelecek nesilden herkes ümidini kesse de ben ümitliyim.
Gençlerimizin mayası sağlamdır.
Bozulmaya yüz tutan bu sağlıksız yapı mutlaka düzelecektir.
Anne sen önce gittin. Bizi ve diğerlerini bekliyorsun.
Bir gün biz de aynı akıbeti yaşayıp geleceğiz aynı mekâna.
Allah’tan dileyeceğim; anne ve babamı bana verin diye. Rabbim kabul eder dileğimi.
Ümitliyim, sabırlıyım. Ben istemekle görevliyim. Verecek olan Rabbimin işine karışmam.
Senin için yaptığım duaların, okuduğum Kur’anların, Cevşenlerin yüzü suyu hürmetine.
Rahmeti rahmana kavuşmuş tüm ana ve babaları rahmet ve dua ile anıyorum.
Tüm ana ve babası hayatta olanlara şunu hatırlatmakta yarar görüyorum; Varlığında kıymetini bilemediğiniz ana ve babanız için yokluğunda göz yaşı dökmeyin.
Onun helalliğini almadan ahirete göçmeyin.
Dünyanın serveti sizin olsa bile ahirette hiçbir değeri olmayacaktır.
Hani derler ya “Mal da yalan mülk de yalan al biraz da sen oyalan”.
Biz, dünyaya oyalanmak için gönderilmedik.
Ne mutlu anne ve babasının kıymetini bilen evlatlara. 

Anahtar Kelimeler:
mustafa babal
14.05.2014 13:03:02
abdullah bey ellerinize sağlık, bizleri anlattınız gibi, yaşayan anne babamızın kıymetini daha çok anladım. allaha emanet olun, sağolun...

1

ÇAYMER sezonu açtı, kendi yaş çay fiyatını açıkladı

2

Macaristan’dan getirdiler, Rize’de denenmeye başlandı

3

Projenin ilk ayağı Rize Pazar’da başladı.

4

İSTANBUL’DA DÜZENLENEN YÖRESEL ÜRÜNLER FUARI SONA ERDİ.

5

BATUM’DA SINIR TEMSİLCİLERİ TOPLANTISI YAPILDI