Tapu-Tahrir Kayıtlarında Pazar-Ardeşen Bölgesi

Tapu-Tahrir Kayıtlarında Pazar-Ardeşen Bölgesi

KULTUR-SANAT 15.01.2020 13:23:35 152 0
Tapu-Tahrir Kayıtlarında Pazar-Ardeşen Bölgesi

Murat Ümit HİÇYILMAZ

(Araştırmacı-Yazar)

Tapu-Tahrir kayıtları; Osmanlı Arşivleri içerisinde yöremizle alakalı bilgiler edindiğimiz en eski tarihli belgelerdir. Osmanlı Döneminden öncesine yani Trabzon Rum İmparatorluğu hâkimiyeti yıllarına ait yazılı arşiv belgeleri elimizde bulunmadığına göre önümüzdeki en eski yazılı belgeler bahsini edeceğimiz Tapu-Tahrir belgeleridir.

Tahrir defterleri bir yerin fethinden sonra Osmanlı devlet görevlileri ve kâtipleri tarafından tüm şehir, kasaba, köy, mahalle, mezra, yaylak ve kışlakların tek tek dolaşılarak vergi vermeye muktedir kişi (hane) adları, üretilen mahsuller, gelir kalemleri, araziler, değirmenler gibi alt ve üst yapıyı kaydettikleri defterlere verilen addır. Bu defterlere göre vergi düzenlemesi yapılır ve alınacak vergi çeşit ve miktarları tespit edilerek deftere kaydedilirdi. Bu defterler sosyal yapıda meydana gelen değişimler veya padişah değişmesi gibi sebeplerle düzensiz aralıklarla güncellenirdi.

Tapu-Tahrir kayıtlarını bizler için mühim kılan en önemli unsur; muhteviyatında o dönemde var olan köylerin tek tek ayrı başlıklarda kayıt altına alınmış ve o köylerde yaşayan hane sahiplerinin baba adı ve sülale adları ile birlikte yazılmış olmasıdır. Vergi kalemleri bölümünde o dönemin yaygın tarım mahsullerini ve muhtemel geçim kaynaklarını öğrenmek de işin cabasıdır. Vergilendirme işlemleri Müslim ve gayrimüslim tebaa için ayrı yapıldığından dönemin dini durumu hakkında da hatıra sayılır bilgiler mevcuttur.

Yöremizle alakalı 1486, 1515, 1530, 1554, 1564 ve 1583 tarihlerine ait tapu-tahrir defterleri arşivlerde ortaya çıkarılmış ve araştırmacılara sunulmuştur. Mevcut durumda en eski defter gibi görünen 1486 tarihli defter II. Bayezid dönemine aittir ve bu halde Fatih Sultan Mehmed dönemine ait ilk defterin henüz ortaya çıkmamış olduğunu da not düşmüş olalım.

Bu makalede; bahsini ettiğimiz tapu-tahrir kayıtlarında Atina bölgesinde geçen köy adlarını özet bir şekilde incelemeye çalışacağız. Böyle bir analize gerek duymamızın sebebi o dönemde kayda geçen birçok yerleşim adının günümüzde bilinmeyişi ve dolayısıyla o adların hangi köyü ya da köyleri ifade ettiğinin muamma oluşturmuş olması. Üstelik tahrir kayıtları siyakat tekniğiyle yazıldığı için okunması oldukça güçtür ve bazı yerel adları yüzde yüz doğru okumanın mümkünü yoktur. Bu yüzden yapacağımız tahlil, asla kesin sonuç olmak iddiasında değil, aksine bu uğurda atılan önemli bir adımdan ibarettir. Şimdi kayıtlarda geçen yer adlarını tek tek tahlil edelim:

Kotanu: Bu adın günümüzde Çayeli’ye tabi olan Kemer köyünün daha eski adı olduğu, 1681 tarihli Avariz Defterinde geçen “Kotyanus nam-ı diğer Kemer” başlığından anlaşılmaktadır. Kotanu başlığı altında mikro bir yer adı olarak geçen “Sinerva” adının da yine aynı bölgede bir ad olduğu kanaatindeyim.

Vânek: Günümüzde telaffuzu “Venek” şeklinde olan ve sadece Örnek köyünün eski adı olarak bilinen bu ad, tahrir kayıtlarında daha geniş bir bölgeyi ifade etmekteydi. İlk dört tahrir defterinde Vânek adının hangi köyleri kapsadığını tespit etmek zor ancak son iki defterde detay alt yer adları da zikredildiği için Vânek başlığının muhteviyatı açıkça ortaya çıkmaktadır. Şöyle ki söz konusu yer adları; Melya, Anapya Avram ve Zelek Berocasivat adlı üç köydür. Bu isimlerin sırasıyla Melyat, Avramit ve Zelek köylerini ifade ettiği açıkça gözükmektedir. Buradan günümüze Örnek, Merdivenli, Güneyköy ve Balıkçı köylerinin tahrir kayıtlarında Vânek başlığı altında kayıt edildiği ortaya çıkmaktadır.

Zevandos: Günümüzde bu yer adı kullanılmayıp unutulmuştur. Nereye tekabül ettiğine dair ipucunu son iki tapu-tahrir defterinde tespit etmekteyiz. Şöyle ki iki farklı yerde geçen bu yer adının alt başlıklarında Hançkuni ve Surmina isimleri geçmektedir. Bu adlar şüphesiz Alçılı ve Kuzayca köylerinin eski adları olan Hançkun ve Surminat’tır. Bu bilgi coğrafi olarak değerlendirildiğinde bugün ki Subaşı (Haçapit) ile Şendere ve Tektaş köylerinin bulunduğu Bogina bölgesinde o tarihlerde yerleşim söz konusuysa, o bölge insanının da Zevandos başlığı altında kayıt edildiğini düşünüyorum.

Laroz: Günümüzde de kullanılan bu yer adı hemen hemen tüm tapu-tahrir kayıtlarında geçmektedir. Hatta bu isme M.S. 136 yılına ait Arrianus’un Seyahatnamesinde dahi rastlamaktayız. Tahrir kayıtlarında Laroz başlığı altında kayıt edilen sülale unvanları içerisinde Todorva ve Kokseva gibi iki kalabalık ailenin var oluşu, o dönemlerde Koksovat (Hisarlı) ve Tordevat (Sivrikale) bölgelerinin de Laroz başlığı altında kayıt edildiğini göstermektedir. Bu halde arada kalan Cumbat (Yeşilköy) köyünün de Laroz dâhilinde olduğunu kabul etmek gerekir. Ayrıca Laroz’un o dönemde Kukulat (İkiztepe Mah.) civarını da kapsadığını düşünmekteyim.

Anaraş: Günümüzde telaffuzu “Aranaş” şeklinde olan ve sadece Darılı köyünün eski adından ibaret görünen bu yerleşim adı tapu-tahrir kayıtlarında çokça geçmekte ve oldukça geniş bir bölgeyi ifade etmektedir. İlk dört tahrir kaydında tam olarak hangi köylerin Anaraş başlığı altında kayıt edildiği bir detay bilgi olarak belirtilmemiştir ancak 1564 ve 1583 tarihli defterlerde bu yer adlarına temas edilmiştir. Bu alt yer adlarından bir kısmı köy adı olarak günümüze kadar ulaşmış, bir kısmı ise hiç duyulmamış adlardır ve tam olarak nereye tekabül ettiği halen daha muammadır. Bu adlar; İsula, Perono Papa, Pupula, Lolod, Melesmana, Biğan, Şilerit, Kidat, Zağnat ve Nohadiğa. Bunlardan son dördü sırasıyla Soğuksu Mahallesi, Aktepe köyü, Derinsu köyü ve Cumhuriyet Mahallesinin eski adlarıdır. Diğer altı yerleşim adının neresi olduğu tam olarak tespit edilememiştir lakin bu yer adlarının daha çok Çitat-Aranaş hattıyla sahile kadar olan bölgeleri kapsadığı tahmin edilmektedir. Zağnat adı ise bu noktada tamamen kafa karışıklığına sebep olmaktadır. Çünkü coğrafi olarak Şilerit-Nohadiğa-Aranaş-Çitat-Hunar hattına oldukça uzak bir bölgede olan Zağnat köyünün adına Tavalvat başlığı altında da tesadüf edilmektedir. O halde Anaraş başlığı altında kayıt edilen Zağnat isminin bugünkü Derinsu köyünden başka bir yeri kast ettiği tarafımca değerlendirilmektedir. Buna ilaveten Anaraş’a bağlı alt yerleşim adlarından Biğan’da “Caba” diye bir aile adının var oluşu günümüzde Cabat (Sulak) köyünün de Anaraş dâhilinde olduğunu göstermektedir.

Tavalvat: Günümüzde telaffuzu “Talvat” şeklinde olan ve sadece Tütüncüler köyünün eski adından ibaret olarak bilinen bu yerleşim adı da tapu-tahrir kayıtlarında çokça geçmekte ve tıpkı Anaraş gibi oldukça geniş bir bölgeyi ifade etmektedir. İlk dört tapu-tahrir defterinde Tavalvat başlığı altında kayıt edilen yerleri tespit etmek mümkün değilken, son iki defterde detay yer adlarına yer verilmesi sayesinde alt yer adlarını da öğrenmiş oluyoruz. Bu alt yer adları; Abso, Çemuvat, Boçan, Papaskirid, Homrekit, İksenit ve Zağnat’tır. Bu adlardan Abso ve Zağnat’ın günümüzdeki Suçatı ve Derinsu köylerine tekabül ettiği ortadadır. Boçan adı ise Tütüncüler köyündeki Boçoğlu ailesinin yerleşik olduğu mahalleyi işaret ediyor olabilir. Diğer adlardan bazılarının tahrir kayıtlarında hiçbir şekilde geçmeyen Nohlapsu-Sulet bölgesine ve doğu tarafında Kuzika’nın (Elmalık) büyük bir kısmına tekabül ettiği kanaatindeyim.

Hudisa: Günümüzde Kesikköprü köyünün eski adı olan bu ad, tüm tapu-tahrir kayıtlarında geçmektedir. Kayıtlarda nüfusun kalabalık olmasından ötürü kuzeyde Nohadiğa’nın (Cumhuriyet Mah.) dereye yakın kısımlarının ve güneyde Kuzika’nın (Elmalık) bir kısmının Hudisa dâhilinde kayıt edildiğini değerlendiriyorum.

Ulak: Günümüzde hiç bilinmeyen bu adın nereyi kapsadığı, son iki tahrir defterinde alt yer adlarının belirtilmesi sayesinde güçlükle anlaşılabilmiştir. Şöyle ki Ulak başlığı altında “Kivsane, Mesimana ve Godri” adları geçmektedir ki, bunlardan “Godri” adının günümüzde Hotri (Kocaköprü) ve Mesimana adının ise Mesemit (Topluca) köyünün adı olabileceği görüşü ağır basmaktadır. Ancak burada Ulak adının tüm defterlerdeki yazılışları göz önüne alarak Olak/Ulaka/Olaka/Avlak/Avlaka formlarında da okunabileceklerini tarihe not düşmüş olalım.

Papat: Günümüzde sadece Papatya köyünün eski adından ibaret görünen bu yerleşim adıyla tapu-tahrir kayıtlarında daha geniş bir bölge kast edilmektedir. Yine son iki tapu tahrir defterinden öğrendiğimiz bu yer adları Kale, Kudyan, Cigetori, Lamğo ve Pağniki’dir. Bu arlardan Kale isimli yer adıyla şüphesiz Ciha Kalesi dolayısıyla da Yücehisar’ın “Çarişka” mahallesi kast edilmiştir. Lamğo adı zaten Yücehisar köyünü, Cigetori ismi Boğazlı köyünü ve Pağniki ise Kocaköprü’nün Paniçi Mahallesini ifade etmektedir.

Petre: Günümüzde Başköy köyünün eski adı olan Petre adının deşifresi son iki tahrir defterinde açık bir şekilde “Petre nam-ı diğer Başköy” şeklinde yazıldığından rahatlıkla tespit edilmiştir.

Mamakivat: Günümüzde Irmak köyünün eski adı olan bu adın; Irmak köyü dışında Skefanos adlı bir ailenin var oluşu sebebiyle Skefenat (Sivritepe) köyünün de kapsadığı rahatlıkla söylenebilir.

Tavğat: Günümüzde hiç bilinmeyen bu yerleşim adı tapu-tahrir kayıtlarında çokça geçmekte ve oldukça geniş bir bölgeyi ifade etmektedir. Tavğat başlığı altında yazılan yer adları Ahçina, Sapuvat, Ciğertore, Sukit, Timisla, Mispotamya ve Papa Komilo’dur. Görüldüğü üzere bu adlardan sadece Sukit ismi günümüzde Çukita (Derebaşı) olarak bildiğimiz köyü ve Sapuvat ismi Ocak köyünü işaret ediyor. Buradan Tavğat isminin Çukita-Sapu civarlarını kast eden büyük bir bölge olduğunu anlıyoruz. 1681 tarihli Avariz kayıtlarında Tavğat ismini “Papilat nam-ı diğer Tavğat” şeklinde görüyoruz. 1835 tarihli nüfus kayıtlarında ise bu isim söz konusu alanın (Bulep-Fırtına arası) nahiye adı olarak karşımıza çıkıyor. 1850’lerden itibaren daha hiçbir belgede geçmiyor ve böylece tarih sahnesinden çekiliyor. Tahrir kayıtlarında Tavğat başlığı altında geçen Ciğertore ismi ise kanımca bizim Cigetore (Boğazlı) diye bildiğimiz köy olmasa gerek, çünkü o köy Papat başlığında zaten geçiyor. Üstelik 1681 tarihli Avariz kaydında “Kostanivat” başlığı altında Ciğermihal” diye garip ve bilinmeyen mikro bir yer adı geçiyor, bu iki yerin aynı yer olduğunu düşünüyorum. Sonuç olarak Tavğat adının Çukita (Sessizdere), Papilat (Derebaşı), Çereçivat (Yeniırmak), Sapu (Ocak), İlastas (Yemişli), Kvakçe (Beyaztaş), Dudivat (Güzelyalı) ve hatta Bulep (Kirazlık) gibi köyleri kapsadığını düşünüyorum.

Ğavralit: Günümüzde hiç bilinmeyen bu yerleşim adı da tapu-tahrir kayıtlarında geçmekte ve geniş bir bölgeyi ifade etmektedir. Ğavralit başlığı altında kayıt edilen alt yerleşim adları Dadivat, Kordit ve Papaket’tir. Bunlardan Dadivat ismi günümüzde Handağı köyünün eski adıdır. Papaket ismi ise 1681 tarihli Avariz kayıtlarında geçen Bakos başlığı altında Papanyat adıyla kayıt edilen yer olabilir. Her halükarda Ğavralit adlı bölgenin, Tavğat’ın yüksek kesimlerini işaret ettiği ortaya çıkmaktadır.

Vulak: Yine günümüzde hiç bilinmeyen bu yerleşim adı tapu-tahrir kayıtlarında çokça geçmektedir. Vulak başlığı altında Kostanivat ve Armihal adlı yer adları kayıt edilmiştir. Buradan Vulak’ın günümüzde Dernek köyü civarlarını kapsadığı ve kanımca Hamidiye ile Ardeşen’in Kvançarer (Elmalık Mah.) mahallesinin de Vulak başlığına dâhil olduğu kanaatindeyim.

Vakos: Günümüze az bir değişimle Bakoz şeklinde gelen bu ad tüm tahrir kayıtlarında geçmektedir. Yamaçdere köyüne tekabül etmektedir.

Felağrivat: Bütün tapu-tahrirlerde geçen bu ad, günümüze Pelegivat şeklinde gelmiş olup Ardeşen’in Akkaya köyü civarına tekabül etmektedir. Felağrivat başlığı altında Lorbet adlı mikro bir yer adı daha kayda geçmiştir ancak bu ad günümüze kadar varlığını devam ettirememiştir. Ayrıca belirtmekte lüzum görüyorum ki Felağriva aile adı, özellikle Ardeşen’in birçok köyünde geçen yaygın bir isimdir.

Meşobalak: Bu isim de günümüzde bilinmeyen ancak oldukça geniş bir bölgeyi ifade eden bir yer adıdır. Meşobalak başlığı altında kayıt edilen mikro yer adları; Çayat, Cibis, Selaniki, Feleğriva, Mateskir, Tolikçet ve Boğat’tır. Bunlardan Çayat adı günümüzde Siyat Mahallesinin (Kahveciler/Cami/Baş Mahalleleri), Cibis adı Cibistas Mahallesinin (Çiftekavak/Kavaklıdere/Müftü Mahalleleri) ve Mateskir adı da büyük olasılıkla Metisti Mahallesinin (Barış Mah.) eski adıdır. Tolikçet adı ise bariz bir şekilde Duygulu köyünün eski adıdır. Tolikçet köyü merkeze oldukça uzak kaldığı için doğal olarak tereddüt oluşturuyor lakin bu başlık altında “Franciva” adlı bir ailenin oluşu tereddüde mahal bırakmıyor. Felağrivat adına buruda da rastlıyoruz. Diğer isimleri ise tespit etmiş değilim lakin Meşobalak isminin Ardeşen’in merkez bölgelerini ta Tolikçet civarlarına kadar ifade eden eski bir ad olduğu ortaya çıkmış görünüyor.

Zühre: Bütün tapu-tahrirlerde geçen bu ad günümüze Zülğe şeklinde Kurtuluş köyünün eski adı olarak gelmiştir. Zühre başlığı altında Pazine ve Cigertora adında iki alt yer adını da kapsayan Zühre adının Sifat (Pirinçlik) köyünü de muhteviyatı altına aldığını düşünüyorum lakin Sifat’ın Meşobalak dâhilinde olması da ciddi bir seçenek olarak önümde duruyor.

Timirsivat: Bütün tapu-tahrirlerde geçen bu ad günümüze Timisivat şeklinde Köprüköy köyünün eski adı olarak gelmiştir. Yine de bu adın, bazı tahrir kayıtlarındaki değişik yazılışları dikkate alarak Dersivat şeklinde okunabileceğini belirtmek istiyorum.

Ağvani: Bu ad Ardeşen’in Seslikaya köyünün eski adı olup, tahrir kayıtlarında iki farklı yerde geçmekte ve alt yer adları Eğsifal ve Ciğam şeklinde okunmaktadır. Bu noktada Eğsifal isminin okunuşunun oldukça tereddütlü olduğunu itiraf etmeliyim. Ancak Ciğam isminin günümüze Ziğem olarak gelen yer adı olduğu açıkça anlaşılıyor. Burada ilginç olan kayıtlarda zaten Ciğam diye bir köyün ayrıca kayıt edilmiş olmasıdır. Buradan Ağvani başlığı altında kayıt edilen Ciğam adının günümüzde Ziğem’in aşağı bölgeleri olan Şankul (Doğanay) ve Yanivat (Bayırcık) civarlarını kapsadığını değerlendiriyorum.

Ciğam: Bütün tapu-tahrirlerde geçen bu ad günümüze Ziğem/Zğem şeklinde ulaşmıştır. Yukarıda da belirtildiği üzere Ciğam adı ayrıca Ağvan başlığı altında da yazılmıştır. Sadece Ciğam olarak kayda geçen adın Ziğem vadisinin yukarı bölgelerini kastettiği anlaşılmaktadır.

Dutha: Bu ad Ardeşen’in Tunca beldesinin eski adı olup defterlerde sadece bir yerde geçmiş ve herhangi bir mikro adla birlikte anılmamıştır.

Ğire: Bütün tapu-tahrirlerde geçen bu ad günümüzde Işıklı köyünün eski adı olan Ğere şeklinde ulaşmıştır. Ğere ismi tapu-tahrirlerde Işıklı vadisinin tamamını kast etmektedir. Ğire başlığı altında Yovanvat ve Haldi alt yer adları geçmektedir. Bu iki isim de günümüze ulaşmamıştır ancak 1681 tarihli Avariz kaydında geçen “Yovanvat nam-ı diğer Mutafi” başlığından Yovanvat adının Mutafi (Gündoğan) ve Ortaköy (Ortaalan) civarlarını kast ettiği anlaşılmaktadır. Doğal olarak Haldi adının da Ğere vadisinin sahil kesimlerini işaret ettiği ortaya çıkmaktadır.

Lorobit: Bütün tapu-tahrirlerde geçen bu ad günümüzde hiç bilinmeyen bir addır ve nerenin kast edildiği tam bir muammadır. Ancak son iki tapu-tahrir defterinde “Lorobit nam-ı diğer Kusivat” şeklinde geçtiğinden ikinci bir isim karşımıza çıkmaktadır. Kusivat isminin aile adından türeme bir yer adı olduğu göz önüne alındığında, aile kök adının “Kus” olduğu ve böyle bir aile adının sadece “Mekaleskirit” köyünde var olduğu ortaya çıkmaktadır. Kaldı ki gerek Mekaleskirit, gerekse Çamlıhemşin’e bağlanan diğer Laz köylerinin (Çano, Ğvant, Abişho, Komilo) adları tapu-tahrir kayıtlarında geçmiyor. Tamamı kadim bir geçmişe sahip olan bu beş köyün o dönemlerde var olmaması imkânsızdır. O halde günümüze ulaşmayan farklı adlarla kayda girmiş oldukları sonucu ortaya çıkmaktadır. Şimdiye kadar yapılan tahlilde Atina kazasına tabi tüm köylere değinilmiş, sadece bu beş köyün bahsi yapılmamıştır. Üstelik tapu-tahrir kayıtlarında neresi olduğu doğrudan belli olmayan beş yerleşim adı kalmıştır. Bunlardan birincisi de Lorobit’tir. Lorobit’in de Kusivat alt adından esinlenerek Mekaleskirit (Dikkaya) köyü olduğunu düşünüyorum.

Çarçivat: Bu yer adı ilk bakışta Pazar’ın Cacivat (Akmescit) köyünü andırsa da, kayıtlarda Ardeşen tarafının köyleriyle yazılmış olmasından ve muhteviyatındaki aile adlarından aslında Ğvant (Çayırdüzü) köyünün kast edildiği anlaşılmaktadır. Şöyle ki kayıtlarda bu köyde Hacit adlı bir ailenin oluşu, günümüzde bu köyde “Hacit” adlı bir mevki adıyla örtüşmekte; ayrıca Ğvant’ın en kadim ailelerinden Kaçalinoğlu ailesinin eski adı olan Koput isminin tapu-tahrir kaydında geçmesi, Carcivat adlı bu yerin Ğvant olacağı ihtimalini güçlendirmektedir.

Çimorit: Bu yer adı da, ilk kez duyulan ve neresi olduğu tahlile muhtaç olan yer adlarındandır. Bu yüzden aile adlarından yola çıkarak bir tahlil yürütmek durumundayım. Çimorit’in tahrir kayıtlarına göre en kalabalık ailesi Berğa/Perka adlı bir aile olup, bu aile adına 1835 tarihli nüfus kayıtlarında Çano (Topluca) köyünde Berğaloğlu şeklinde tesadüf ediyoruz. Ayrıca Çano köyünün yine kadim ailelerinden Mabuçoğlu aile unvanına Çimorit başlığı altında Mubuç şeklinde rastlıyoruz. O halde Çimorit isminin Çano köyünün daha eski adı olduğunu iddia edebiliriz.

Çokalvat: Bu yer adı da, ilk kez duyulan ve neresi olduğu tahlile muhtaç olan yer adlarındandır. Bu yüzden yine aile adlarından yola çıkarak bir tahlil yürütmek durumundayım. Günümüzde Komilo köyünün kadim ailelerinden birinin Çokutoğlu oluşu, Çokalvat ismi ile ilişki kurmama sebep oldu. Bu yüzden Çokalvat adının Komilo’nun eski adı olduğu kanaatine vardım.

Haçalvat: Bu yer adı da, ilk kez duyulan ve neresi olduğu tahlile muhtaç olan yer adlarındandır. Ancak bu başlık altında kaydedilen iki aile adı da herhangi bir ipucu barındırmıyor. Yaptığımız genel tahlilde sadece Abişho (Köprübaşı) köyüne karşılık gelen bir yer adı karşımıza çıkmadığından, buranın Abişho’nun eski adı olabileceğini düşünüyorum. Ancak Abişho köyü Komilo ile müşterek kaydedilmiş olabilir. Eğer böyle bir şey söz konusu ise Haçalvat adı farklı bir yeri işaret ediyor da olabilir.

Sonuç olarak Atina kazası başlığında kayıt edilen tüm yerleşim yerlerinin neresi olduğuna dair elle tutulur bir çerçeve çıkarmış olduk. İtilaflı olan yer adları üzerine gerek belgeler üzerinde, gerekse yerelde kaybolmuş mikro yer adları üzerine ciddi araştırmaların yapılması gerekiyor.


Anahtar Kelimeler:
1

Projenin ilk ayağı Rize Pazar’da başladı.

2

İSTANBUL’DA DÜZENLENEN YÖRESEL ÜRÜNLER FUARI SONA ERDİ.

3

BATUM’DA SINIR TEMSİLCİLERİ TOPLANTISI YAPILDI

4

Z kuşağını anlamanın önemi!

5

Tarım Fuarındaki Yerini Aldı