“Süfi ile Terapist” kitabından sonra “Terapistin Süfi olursa” isimli yeni kitabıyla okuyucularının karşısına çıkan sevgili Ali Rıza Bayzan dostum, bu ikinci kitabına “Tasavvufa göre kalbimizin halleri” alt başlığını vermiş. Benim, “Süfi İle Terapist” kitabi üzerine yazdığım “Kendine bir ayna ara” isimli köşe yazımda belirtmeye çalıştığım “o aynanın” yansımalarını okuyucularına levhalar halinde göstermiş bu yeni kitabında…
Süfilere göre insanın yaşamında kalbin çok özel bir yeri vardır. Doğal olarak süfiler tarih boyunca kalbin halleri üzerine yoğunlaşmışlar da diyebiliriz… Kalbimizi harekete geçiren duygunun aşk olduğunu, aşksız insanın, tabiri caizse mekanik bir aletten farksız olduğuna inanıyoruz. Zaten Süfi yolunun da  “kalbi hastalıkları” tedavi etmek olduğunu kitabin hemen girişinden öğreniyoruz… “Terapistin Süfi Olursa” çalışması baştan sona kadar insana dair kalbi hastalıkları iyileştirmek için adeta bize resmigeçit sunuyor!
Tasavvufun bir bakıma güzeli arama gayreti olduğunu kabul eden süfiler, o yüzdendir ki sanatın her alanıyla iştigal etmişlerdir. İnsanın hayallerini güzelleştirmesi, kötüye meyl eden duyguların “zihinsel arınmaya” ihtiyacı olduğunu da; kötüye yorulan her şeyin insanı hasta edeceğini Mevlana’nın ifadelerinden öğreniyoruz…
“Kendimizi yitirmemiz, kendimize karşı işlenmiş ilk ve büyük zulümdür” diyen Nurettin Topçu’nun bu tespitini tamamlayan ifadeler Mevlana’nın “Ey kalp hastası, ilaca sarıl; Bütün tedbir, mizacı değiştirmeden ibarettir; ayni silsileyi takip eden duygu ve düşüncelerin devamını Cüneyd-ı Bağdadi’den okuyalım; O da diyor ki; “Halka uymak kirinden arınmak” insanı gerçekten kalp hastalıklarından ve açmazlarından kurtaracak yoldur!..
Hz. Ali’nin “…Her şey de, her zerrede onun kudretini sıfatını görüyorum” sözünün mealini, Beyazid Bıstami’nin;Allah’ı sevdiğimi sanıyordum, dikkat edince gördüm ki, Allah’ın beni sevmesi daha önce imiş” ifadesinde buluyoruz. Bu durum tasavvuf ehlinin bir silsile içerisinde birbirlerini tamamlıyormuşçasına duygudaş olduğunu bize göstermesi açısından enteresan geldi bana…
Ali Rıza Bayzan Üstadın bu kitabını okuyanlar şunu da görecektirler; Kaderci bir anlayışa sahip olduklarına inanılan Süfiler, aksine, Kelabazı’nın ifadesiyle ; “Süfiler, insanların yapıp ettikleri şeyler konusunda irade ve tercih sahibi olduklarında görüş birliği halindedir!” görüşünde olduğu gibi hiç de kaderci olmadıklarına şahitlik edeceklerdir…
“Esma-i Hüsna” eksenli ruhsal egzersizler, manevi bir tedavidir Süfi Yolunun yolcuları için. Bu konuda Ali Rıza Bayzan’ın bir eleştirisi var kitapta. Şöyle diyor dostum; “Son zamanlarda kişisel gelişimciler, yogacılar vb “Esma çalışması” adı altında garip bir moda geliştirdiler! İnsanların manevi arayışlarını dumura uğratıp suiistimal eden bu oluşumları şiddetle ret ediyor Ali Rıza Bayzan!

Bana göre kitapta ki en vurucu iki tespiti de sizinle paylaşmak isterim.

Bir tanesi de şu; “…Allah’a Allah olduğu için kulluk etmiyorsak ciddi bir sorun var demektir!”

Bir diğeri de; Beyazid-i Bistami’nin ; “Bir adamın havada bağdaş kurup oturacak kadar kerametlere sahip olduğunu gözlerinizle görseniz, o adamın
Allah’ın emirlerini ve yasaklarını muhafaza ve İslam’a uyma hususunda nasıl hareket ettiğini inceleyene dek ona aldanmayınız!”
tespiti. Tabii kitabi okuyanlar benim misallerini verdiğimden başka, insanı yerinden zıplatacak yüzlerce levhalarla karşılaşacaklardır kitabın sayfaları boyunca…
“Mümin müminin aynasıdır” Hadisi Şerifinin işaret ettiği hakikat, Süfi yolunun yolcuları için bir rehber olduğu tevil götürmez bir gerçek. Buna okuduğum her satırda şahsen şahit oldum diyebilirim! Bazen abartı gibi görünen şeylerin aslında ruh dünyamızın incelmesiyle daha bir gerçeğe yakın gibi geldiğini görebiliriz!
İşte bu aynadan yansıyan zenginliklerin tam göbeğinde olanlardan birisi Pir Necmüddin Kübra şöyle diyor; “Allah’a ulaşan yollar, yaratıkların nefesleri sayısıncadır.”

Genç yaşta kaybettiğimiz Dr. İnci Bekçi’ye de vefa göstermiş kitabında Ali Rıza Bayzan dostum. “Dertlere de eyvallah” başlığı altında ki sayfada merhum İnci Bekçi’ye ait olan; “Kaderden ötesine, kaderden berisine eyvallah diyorum. Teslimiyetin her haline, her şeyin sahibi olan Allah’a sığınıyorum” ifadelerini okurken sarsılmadım değil! Bu nasıl bir teslimiyettir gerçekten merhumun bu duruşuna gıpta ettim!

“Terapistin Süfi olursa”
kitabının girişi “Aşk Olsun” başlığıyla başlıyor…

“Aşk, kâinatın hem başlangıcı hem de gayesidir. Allah, mutlak aşkın kendisidir”
diyen Nurettin Topçu’nun bu ifadesi de tarih boyunca Süfi yolunun; düşünce ve duyuşunun ana damarını oluşturuyor diyebilirim rahatlıkla kitabi okuduktan sonra…
Son sözü Süfi Yolunun şairi Fuzuli’ye bırakıyorum; “Aşk imiş her ne var âlemde/ İlim bir kal imiş ancak.”

Görüşmek üzere, Allah’a emanet olun…
 

Salih Yıldırım
31.03.2016 11:57:43
aşk, kâinatın hem başlangıcı hem de gayesidir. Allah, mutlak aşkın kendisidir” ne kadar uzak bir ifade günümüz insanından,bu tür yazıları okumak moral bozuyor .

Osman Aygün
31.03.2016 13:43:35
Güzel bir yazi emeğinize kaleminize sağlık. Rabbim tasavvuf yolunun yolcularından eylesin bizleri..

Ebu Hanife
31.03.2016 14:13:26
Eksikliğimizi hissettiren bir yazı olmuş. En çarpıcı tespit ise "Allah'a Allah olduğu için kulluk etmiyorsak ciddi bir sorun var demektir."

Hikmet Öztürk
31.03.2016 17:28:59
kitabı okumadım ,yazıyı okuyunca kitaba dair çok beklentim oldu.

Aydoğan
1.04.2016 10:53:00
i̇nsanın kalp hastalıklarının şifası yüce kitabımızdadır,ondan gayrisi taklittir. elmas olmak isterse bir insan ona yönelmeli.

özlem
1.04.2016 11:33:55
beyazid-i bistaminin ; bir adamın havada bağdaş kurup oturacak kadar kerametlere sahip olduğunu gözlerinizle görseniz, o adamın Allahın emirlerini ve yasaklarını muhafaza ve islama uyma hususunda nasıl hareket ettiğini inceleyene dek ona aldanmayınız!”. ne yazık ki günümüzde bu çok tehlikeli bir hal aldı. maalesef ki ağızdan çıkanlar ile insanların yüreğinden geçerek yaptığı icraatlar çok çelişmeye başladı. Allah bizi özü-sözü bir kullarıyla karşılaştırsın bizleri de sevdiği kullarından eylesin inşAllah. güzel bir yazı ve yazıda geçen örnekler de çok iyi. kaleminize sağlık

Ayhan Şimşek
2.04.2016 16:02:34
hayatın i̇çinden gibi bu ki teğet geçiyor. dün yaşanan söylenen bu gerçekler neden yaşanmaz yada biz mi göremiyoruz.

“Kömürsen piş ve elmas ol!”

Abdurrahman Akın

31.03.2016 09:19:16

10