Seçime giderken ; sandığın bir tarafında memleketin evlatlarının yoklar için de kıvrandığı, sandığın diğer tarafında ise sefahat sofrasında maddi geleceğini garanti altına alanların haz ve gururunu yaşadığı bir Türkiye tablosuyla karşı karşıyayız!..
Dilimizin döndüğünce, yıllardır “uyanan yok mu?” diye avazımız çıktığı kadar feryat etsek de, “uyananlarımızın” sayısını öğrenmeye şunun şurasında birkaç gün kaldı…
İnanılır gibi değil, milletimiz kör ve sağır gibi!
Bugüne kadar inandığı ne varsa gözünün önünde suiistimal edilirken, elleri patlarcasına bu sıradanlığa alkış tutan yığınlar olarak karşımıza çıkıyor ve kalbimizde ki son umudu sandığa gömecek mi hep birlikte göreceğiz bu seçimde!..
Allah’ın emri olan din; meydanlarda insanları tehdit ve kandırma aracı olarak kullanılıyor ve bunlara kanan halkın içler acısı hali vicdanları yaralıyor!
Bu acı, belki de birçok dostumu üzen ifadeleri kullanmama sebep olan hikâyeyi hepimiz yıllardır izliyor ve yaşıyoruz…
Bu hikâyeyi gözü kara ve büyük bir hazla izleyenlerin iç dünyalarını bilemem! Ama dışardan bakan objektif bir göz olarak rahatlıkla şu tespiti yapabilirim; iç dünyanızda ki, sizi siz yapan kırmızıçizgilerinizi çoktan maddi çıkarlara terk etmiş, gözünüz gerçeklere kapanmıştır!
Hala görmüyor musunuz?
Kalplerinizde ki sıcacık din duygusunu istismar ede ede öldürdüklerini?!
İç dünyamızda ki bu samimi duyguları terk ettikten bu yana; aramızda ki muhabbet bitti, yerini nerdeyse düşmanlık aldı!..
Milletin içinde ki samimi din duygusunu istismar edenler ; milletin bir kısmını diğer kısmına düşman edeceğini gizlemeden açık açık ifade etmekteler artık!..
Ben hala inanmak istiyorum ki; Anadolu Coğrafyasında, dine, tüm mukaddesata ve vicdana sahip büyük bir çoğunluk var. Zaten bu umuttur bana bu satırları yazdıran!
Birilerinin ham hayal peşinde koştuğu bugün ki Türkiye’de, “hayal perdesini” indirmek için önümüze konulan seçim sandığında bu hayal ve din tacirlerine “Osmanlı tokatı” atmanın zamanı çoktan gelmiş, geçmek üzeredir de!..
Bu ülkenin namuslu, dürüst, inançlı insanları size sesleniyorum!..
Kazanç hırslarıyla kalplerini çürüten, bu çürümeye sizi ortak eden istismarcılara mecbur değilsiniz…
Kendi dışındakileri dışlayan, küçümseyen, aşağılayan, hakaret eden, sadece kendi siyasetini takdire şayan gören, milyonlarca insanın dini duygularını istismar edenlere cevabınızı sandıkta bu defa verin. Yoksa “hesap gününde” bu olup bitenlerin hesabını veremezsiniz!
Meydanlarda, tv ekranlarında ve gazetelerde ki dini yağmaya dur demenin zamanı gelmedi mi? Vicdanlar yağma edilirken elimize geçen bu fırsatı bu defa heba etmeye hakkımız var mı? Sorarım size?
Bir tarafta, şaklabanların, kutsal dinimizi alenen kendi çıkarlarına alet ettiği bir kesim, diğer tarafta bu ülkenin birliğine kast edenlerin parlatılarak halkımızın gözünü boyama çabası, başka bir tarafta da ayağı yere basmayan ve ne dediğini bilmeden siyaset yapanların olduğu bir ortam da seçime gidiyoruz…
Eğer bütün bunları görecek göz ve ferasetimiz varsa; bizi her türlü istismar eden taraflara bakarak, ülkemizi selamete kavuşturacak olan ve milletimizin gelecek sorununu kökünden çözecek olan partinin safında yürümemiz en doğru olan yol olacaktır!..
Görüşmek üzere, Allah’a emanet olunuz…