“Derken Musa ve kardeşine şöyle vahyettik: “Şehirde toplumunuz için bazı evleri karargâh edinin; kendi evlerinizi ise ibadethaneye dönüştürerek ibadetinizi eda edin! Ve (sen ey Musa!), müminleri (zaferle) müjdele!”(Yunus: 10/87)

İnsan yetiştirmek… Evet, bir milletin geleceğini omuzlarında taşıyacak nesil yetiştirmek elbette en zor sanattır. Bu sebeple insan yetiştirmeyi İslâm, ta “eş seçimine” kadar indirgemektedir.

“(Toprağı) iyi ve elverişli beldenin bitkisi, Rabbinin izniyle bol ve bereketli çıkar. (Toprağı) kötü ve elverişsiz olandan ise, faydasız bitkiden başkası çıkmaz.”(Araf: 7/58) 

Erdemli bir insanın yetiştirilmesinde ailenin önemi çok büyüktür. Çocuğun karakter gelişiminin tamamlandığı dönem ailesinin yanında bulunduğu dönemdir. İlk ayette vurgulanan “evlerin ibadethaneye” dönüştürülme tavsiyesi bu bakımdan önemlidir.

Toplumsal hayatın bozulduğu, fitne ve fesadın yaygın olduğu ve evlat yetiştirmenin zorlaştığı bir dönemde işe nereden başlamalı? Sorusunun cevabı verilmektedir bu ayette.

“Evet, nereden başlamalı? Evlerden, ailelerden başlamalı. Rabbimiz, evlerin insana istikamet açısı kazandıran (kıble), bir iman atölyesi olmasını, bir şahsiyet okuluna dönüştürülmesini emrediyor.”

Sonra cami ve okul şahsiyet merkezleri durumuna gelmektedir. Eğitim ve öğretimim bir “insan öğütümü, şahsiyet zehirlenmesi” hâline gelmemesi için öğretmen ve hocaların karakteri de, misyonu da önemlidir.

Hanne, karnındaki Meryem’i Allah’a adayıp, O’na ısmarladığında Rabbimiz nasıl bir metot ortaya koydu? Allah (cc) haşa yeryüzüne inip Meryem’i himayesine almayacağına göre bakın ne yaptı?

“Rabbi onun isteğini en güzel şekilde kabul etti ve onu Zekeriya’nın himayesine vererek bir çiçek gibi yetiştirdi…”(Ali İmran: 3/37)

Bir Peygamber himayesine verdi Meryem’i. Çünkü insanlığın en büyük öğretmenleri Peygamberlerdir. Hz. Peygamber (sav) “Ben bir muallim olarak gönderildim?” buyurmuştur. Demek ki, öğretmenlik mesleği esasen peygamber mesleğidir ve öğretmenlik kutsal bir meslektir.

Evde, camide ve okulda çocuk yetiştirme yolunda müfredat konusu ne olacak? Hangi müfredat programı işlenecek? Sorular hangi kitaptan çıkacak? İnsan yetiştirme sanatında kullanılacak materyal ne olmalıdır? Bu da çok çok önemlidir.
Sanat erbabının “kem aletle kemalât olmaz” sözü meşhurdur. Kötü malzeme ile iyi bir eser çıkarmak imkânsızdır. “Kötü kumaş dikiş üstünlüğüyle kalite kazanmaz.” Öyleyse insan yetiştirme sanatında müfredat çok çok önemlidir. Onu da Rabbimizden dinleyelim:

“Şüphesiz bu Kur’an, bu vahiy, senin ve kavmin için bir öğüttür, şeref ve itibar kaynağıdır. Ve zamanı gelince ondan hesaba çekileceksiniz, sorumlu tutulacaksınız.”(Zuhruf: 43/41)

Bu, nasıl olacak? “Biz matematik, coğrafya, edebiyat, fizik, kimya, astronomi, biyoloji vs. ilimlerini Kur’an’dan mı öğreneceğiz? Kur’an bir matematik kitabı mıdır? Kur’an bir fizik kitabı mıdır?” itirazları elbette gelecektir.

Kur’an’da matematik, fizik, coğrafya, tıp ile ilgili bilgiler mevcuttur ancak tek başına bir matematik, coğrafya vb. kitabı değildir elbette. Ancak Kur’an, koyduğu evrensel ilkelerle tüm ilimlerin, tüm ilim adamlarının müfredat kitabının sınırlarını çizmektedir.

“Ey oğulcuğum! Yaptığın iyilik ya da kötülük bir buğday tanesi kadar küçük olsa ve bir kayanın içinde gizlense veya göklerde ya da yerin derinliklerinde saklı kalsa her işten en ayrıntısına kadar haberdar olan Allah, onu bulup ortaya çıkaracak (hesabını soracaktır).”(Lokman: 31/16)

Makamın ne olursa olsun, ilmi seviyen ne olursa olsun, şanın şöhretin ne olursa olsun, hangi unvana sahip olursan ol “hesabı verilebilir bir hayatı yaşamak” gibi bir görevin vardır. Ve sonunda bu kitaptan hesaba çekileceksin. Müfredat Kur’an’dır.

Ekonomik hayatla ilgili: “Yazıklar olsun ölçü ve tartıda hile yapanlara!”(Mutaffifin, 1)

Toplumsal hayat: “Ey İman edenler! Kendinizin, ana babanızın ve en yakınlarınızın aleyhine dahi olsa, adaleti titizlikle ayakta tutan, doğru şahitlik yapan olun!”(Nisa, 135)

Çevre: “İnsanların kendi elleriyle işledikleri hatalar yüzünden karada ve denizde bozulma meydana geldi. Yol yakınken dönsünler diye Allah, onların yaptıklarının kötü sonuçlarından bir kısmını kendilerine tattıracaktır.”(Rum, 41)

Tıp: “Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın!”(Bakara, 195) “Eline yetki geçtiği zaman da yeryüzünde fesat çıkarmaya, insanın ürününü ve neslini yok etmeye çalışır.”(Bakara, 205)

Bu sebeple tıpta tüp bebek caizdir ancak “nikâhlı eşlerden alınan sperm ve yumurta, nikâhlı eşin rahminde olmak kaydıyla”
Gıda: “Ey İnsanlar! Yeryüzündeki gıdaların helâl ve temiz olanlarını yiyin!”(Bakara, 168)

Anne baba iyi yetişmiş, aile yuvası bir medrese; öğretmenler baba şefkatiyle kâmil öğrenci yetiştirme sevdasında olursa; müfredat iyi belirlenmişse elbette yetişen nesiller kaliteli olacak. Tıpkı çiftçilerin dönem boyu yapmış oldukları emeklerinin sonunda filizlenen ve bakmaya doyamadıkları ekinler gibi nesiller yetişecek.

“Onlar (Müslümanlar) filizini yarıp çıkarmış, onu kuvvetlendirerek kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş, ziraatçıların hoşuna giden bir ekin gibidir. Allah, inkârcıları öfkelendirmek için onları çoğaltır, sağlam ve dirençli kılar.”(Fetih: 48/29) 
Yeni eğitim-öğretim yılının tüm öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz için hayırlar getirmesini cenabı Hak’tan niyaz ediyorum. 

Murat Yüksel
26.09.2016 22:06:18
Allah razı olsun hocam,selamlar

İNSAN YETİŞTİRME SANATI!

Yusuf KAMBUR

26.09.2016 13:58:56

27