Yollar çoğaldı ve gözler karardı. Acaba sonu gelmeyecek bir gecenin kucağına mı düştük? Hüsran perdesi sımsıkı etrafımızı sarıyor. Kuvvet şeririn, hak kavinin, hüküm gaddarın elinde. Yeni doğan çocuk bile merhametten habersiz. Sabi ecdadına bir nesil kendi kurtarıcısına saldırıyor. Kardeşlik düşmanlığa değiştirildi.

Hakkın düşmanları, kurtuluş arayan kardeşlerini kahretmek istiyorlar. Din ile kin, vecd ile zevk hiçbir zaman bu kubbenin altında böylesine boğuşmamışlardı. Hepimiz hakkın yetimi olarak yaşamaya mahkûm gibiyiz.

Güneşi arıyoruz. Bizi hakikate götürecek yol hangisidir?

Bu yol, yaşayış ufkumuzu saran pek karmaşık yollardan biri midir acaba? Önümüzde hilenin, hünerin, siyasetin yolları var. İhtirasın, servetin, şöhretin, şiddetin yolları var. Zulmün, taassubun, kahrın, fitnenin yolları var.

Dünyamızı çepeçevre saran bu yolların yolcusu yüzlerce kafile etrafımızda dolaşmakta iken bize ilham verecek aydınlık kalbimizdedir. Şaşkın fanilere gıpta etmekten sakınalım. Gafil düşmanların kin ile doldurduğu bu kalbi ibadetle, aşk ile, sabır ile durmadan yıkamak zorundayız.

Yoksa bir yolun ortasında mahvolacak gibiyiz. Yolumuz, zalim kardeşlerimize merhamet yoludur. Gaflet içerisinde kendini helak eden zalim neden insan düşman olsun? Ona sevmesini, onu severek öğretelim.

Hocasına kin ile saldıran delikanlıdan daha çok merhamete muhtaç olan kimdir?

Güneşi lanetleyen bir putperest duydunuz mu hiç? Varsa eğer güneşin mucizesi onu aydınlatmak olacaktır. Şayet güneş yakarsa o cehennem ateşi olur. Ancak ısıtan, aydınlatan güneş gerçek güneştir. Zulmün üniversitesi olur mu? Mezarcıya doktor denildiği nerede görülmüştür? Dostlarım, zalimi ve mezarcıyı da affedemezseniz siz güneşi göremeyeceksiniz.

Hakikat güneşine götüren yol, dosdoğru, dümdüz bir yoldur. Lakin insanlar içinde bu yolun yolcusu azdır da karmakarışık, dolambaçlı yolların yolcusu çoktur. Ve bu yolların üstünde yüzlerce kafile birbirleriyle yarışmaktan hiç usanmayacaklardır.

Hâlbuki düz yol, aydınlık yol, saadetin ve gerçek zaferin yoludur. Kalbe çevrilen gözlerin ilk bakışta buldukları yoldur. Bu yolda yürüyüş kumandası veren kalp ile yolun sonunda murada eren kalp ayni kalptir. Baştaki emirle sondaki muradı birleştiren ve ayni kalbe bağlayan bu yol gerçek saadetin yoludur. Lezzetle devletin uzağından geçen bu yol, dost ile düşmanı dostun kalbinde birleştiricidir.

Zulmü zalimin kalbinde eriticidir. Gerçek ve ebedi saadeti arayanlar, hesabın hileleri ve zekânın tuzaklarıyla eğrilmeyen, bilakis kalbin dosdoğru uzanan aydınlığında hakikat güneşine götüren yolu tutsunlar. Kulların duasını Hakk’a ulaştırmak istersek Hakk’ın muradını kullarına tanıtalım. Hakikat güneşi karşımızda parlamakta iken gözlerimizi kapatmayacak kadar kuvvetli ve cesur olalım.

Bizim gibi düşünenlerin; “Ey Millet Uyan!” çığlığı, maalesef uyutulmuş ve şartlandırılmış beyinlere ulaşmamıştır bugün ki Türkiye’de!

Zaman zaman dün ki Türkiye’yi de, o gün ki düşünce adamlarımızın kaleminden okuyor ve bugün ki Türkiye ile mukayese imkânı buluyorum.

Düşünce dünyamızın önemli sımalarından olan Nurettin Topçu’nun 1963 yılında yayınladığı makalesini bir kez daha okuyunca anladım ki “dert dün de bugün de hep aynı!”

Değişen sadece zaman ve insanlar!

Merhum Topçu’nun; “Zulmün üniversitesi olur mu? Mezarcıya doktor denildiği nerede görülmüştür? Dostlarım, zalimi ve mezarcıyı da affedemezseniz siz güneşi göremeyeceksiniz.

“Hakikat güneşi karşımızda parlamakta iken gözlerimizi kapatmayacak kadar kuvvetli ve cesur olalım” cümlesi sizin için ne ifade ediyor bilmem ama benim için çok şey ifade ettiğini söylemeliyim!

Görüşmek üzere; Allah’a emanet olun…


Alper Yılmaz
17.10.2017 16:31:38
değişen bir şey yok demek ki akın abi.

Neslihan
17.10.2017 18:28:17
siyaset toz duman, sizin daha çok düşünceye vurgu yaptığınız köşe yazınız okuyanı düşündüren bir tarafı var. toplum da karşılığı olan günlük siyaset,kavgalar, dış işleri ,vize, melih gökçek, futbolu da unutmayalım.

Nurten
18.10.2017 13:07:34
milletin yolu sizin anlattıklarınızdan geçmiyor

Ahmet Mert
18.10.2017 14:10:11
dostlarım, zalimi ve mezarcıyı da affedemezseniz siz güneşi göremeyeceksiniz...bu cümleyi düşündüm de düşündüm,sonuç biz de acıma eksikliği olduğuydu

HAKİKATA GİDEN YOL

Abdurrahman Akın

17.10.2017 10:52:33

17