100 yıllık Taş ev tarihe meydan okuyor

100 yıllık Taş ev tarihe meydan okuyor

TURİZM 1.07.2023 11:14:17 158 0
100 yıllık Taş ev tarihe meydan okuyor

Ali Akyıldız 

Çamlıhemşin kazasının 40 km uzağında, rakımı 2800’ ler de olan en son köyüdür. Fırtına deresinin doğduğu noktada yer alan kale köyü; Kaçkarların bir bölümünü oluşturan, Tatos dağı eteklerinde kurulmuş tarihi bir köydür.

Kale-i bala olan ismi Cumhuriyet yıllarında Hisarcık olarak değiştirilmiş ve bu isimle yıllarca anıldıktan sonra, tekrar Kale köyü olarak ismi değiştirilerek bu günkü ismini almıştır.

TAŞ EVLER ZORLU HAYAT KOŞULLARINA DİRENME GÜCÜNÜ KAYBEDİYOR

Domahmutlar ailesine ait olduğu ve Hemşinli olduğu söylenen aile tarafından yaklaşık yüz yıl önce yapılan taş ev ve evler zorlu doğa koşullarına karşı direniyor.

Çok hisseli olan Kale köyündeki bu evde yıllar önce birkaç aile hayat sürüyor ve hayvancılıkla geçiniyorlardı.

Tamamen yayla ve yaşam kültürünü yansıtan bu evlerde yaşayanlar daha sonra ayrılarak günümüz şartlarında evler yapmaya başladılar.

Bu nedenle birçok yaşam ve yerleşim alanları oluştu. Sonucunda ise hem doğa bozularak bunla birlikte tarihi doku ve yapılarla birlikte yaşam kültürü da yok oldu.

Biz yeni nesil ise bu tarihi, doğal ve kültürel varlıklarımız ile yaşam kültürümüzü geleceğe taşıyamadık.

Bu ve buna benzer taş yapılı evler diğer yayla yerleşim alanlarında da hayatta kalmaya çalışıyorlar. Bazıları da sahipsizlikten dolayı yıkılıp geldiği doğaya karışıyorlar.

Oysa bu evler Turizme kazandırabilir ve o yöreler çekim merkezi haline getirilebilirdi. Bu sayede de on binlerce gence iş olanağının önü açılır ve hazine yede ciddi miktarda döviz girdisi sağlanabilirdi.

KÖYÜN ŞECERESİ

Kale-i bala olan ismi Cumhuriyet yıllarında Hisarcık olarak değiştirilmiş ve bu isimle yıllarca anıldıktan sonra, tekrar Kale köyü olarak ismi değiştirilerek bu gün kü ismini almıştır.

Köydeki evlerin yapısal özelliğini incelediğimizde; Kara taş duvarlar üzerini örten toprak damların olduğunu görürüz. Evler, tandır ve ocağın bulunduğu bir bölüm ve Maran denen ikinci bölümden oluşmaktadır. Maran; yatak ve kiler odası olarak kullanıldığı gibi, vartivordan sonra da otların yerleştirildiği alan olarak hizmet verirdi.

Bu kara taş ve toprak damlı evlerin yanı sıra; üst üste dizilmiş 'keran'ların oluşturduğu evlere de rastlamak mümkündü. Keran: Uzunluğu 10-15 mt ve hatırı sayılır kalınlıkta olan düzgün ağaçlara denirdi. Günümüz de birer müze lik olan bu binalar, yerini piri ket taşlarının duvar olduğu ve damlarının saçla örtüldüğü evlere bırakmıştır. Türistik amaçlı gelenleri, hayrete düşüren binalardaki kapı ve pencere üstü taşların ve kocaman kalasların ilkel koşullarda nasıl bu duruma getirilebildiğidir. O nedenle olsa gerek bu eski evlerin fotoğrafları hemen her turist kafilesince tab edilmektedir.

Toprak damların yanında 'harturma' ile örtülmüş damlarda görmek olasıdır. Harturma: Özel olarak seçilen çam kütüklerinin ustaca yarılmasından oluşmuş,ince oluklu tahtalara denirdi.

Önceleri köyde tarım ve hayvancılık yapılırdı. Tarımda tarlalara, Buğday arpa v.s ekilir biçilirken daha sonraları iklim değişikliklerinden olsa gerek bu tahıllar doğru düzgün yetişmez oldu ya da ekilmez oldu. Hayvancılıkta ise her evde 10-15 büyük baş hayvan ve bazı evlerde ise yüzlerle ifade edilen küçük baş hayvan barındırılıp beslenirdi. Bu gün sadece hobi olarak yapılan yaylacılık ekenomik getiri yönünden çok tali kalmıştır.

Dağın eteklerinde kurulu olan köyde bu gün kışları kimse yaşamamasına karşın, geçmişte Kale köyü; Kışları da şen bir köydü. Coğrafi yapısı ve ekonomik yapısı gereği, Köylüler, yaşamlarını daha iyi devam ettirebilecekleri çareleri arayıp, çareyi gurbetçilikte buldukları için köyden yoğun göçler olmuştur. İlk etapta sahilde arazi almak suretiyle; Pazarın değişik köy ve mahallelerinde toplanmaya başlamışlardır. buradan da büyük şehirlere göç ederek; Çeşitli iş ve mesleklerde çalışmaya başlamışlar ve ya, kendi işlerini kurmuşlardır.

Gurbetçilikle birlikte, büyük şehirlere açılan köylülerimizde; Ekonomik ve sosyal koşulların elverişliliği sayesinde okuma yazma oranında büyük bir artış olmuştur. Parmakla gösterilen okur yazarlar artık çoğalmış meslekleriyle anılan insanlar Köyü temsil eder olmuştur.

Bu arada bir ayrıntı olarak ta belirtmek gerekirse; Kale köyünden pazara göç edenler; Pazarın Abdoğlu (yeni isimlerini yaz.), Hüdisa, Kuvakçe, Duduvat gibi mevkilerinde oturmaktadırlar.

Bu genel bilgilerin ışığında;

Biraz daha ayrıntılara girip köyün kültürel yapısını incelediğimizde karşımıza şöyle bir tablo çıkmaktadır. Köyde yaşayanlar; Birkaç sülale şeklinde beklenmişlerdir. Bunlardan sayısal kalabalıklarına göre İslamlar (bunlarda birkaç bölüme ayrılmış durumdalar), Kadıoğulları( Bunlarda birkaç bölüme ayrılmışlardır,) Aziz oğulları

(Eyizler) Köseler, Tonyalıler vs .Bu sulalelerde büyüdükçe parçalanmış, değişik sülale gurubu şeklini almaya başlamıştır. Örneğin: İslamlar, Alikalar, ayazlar v.s gibi. Bu durum aile yapılarının parçalanmasını beraberinde getirmiştir. Aynı zamanda geçmişte kapalı bir yapıya sahip olan Kale köyü, bu açılım ve etkileşimler sonucu; yoğun kültür transferi yaşayan köylerden olmuştur. Çeşitli kültüre mensup ailelerle hısımlık düzeyinde akrabalıklar geliştirilmiştir. (Kaleli kızlar önceleri kaleli erkeklerle, kaleli erkeklerde kaleli kızlarla yada hemşinlilerle evlenirdi)

Köyün fiziki yapısına ve mesire yerlerine ilişkin oldukça yazılacak şeyler vardır. Öncelikle; köye ismini veren Kale-i Baladan söz edelim. Köyün vadiye hakim bir noktasında kurulmuştur. Yapıldığı tarihe ilişkin çeşitli tarihler verilmektedir.16 burcu bir gözetleme kulesi olduğu iddia edilen kale, bu gün harabe durumunda olup duvarlarının kalınlığı 0,5 ile 1,5 mt re arasında değişmektedir. Engebeli bir arazı üzerinde kurulduğu için duvarlarının yüksekliği farklılıklar arz etmektedir.

Kaleyle yaşıt olduğu sanılan ancak birkaç kez restore edilen camisi de eski yapılarındandır. Kalenin yakının da şehitlik olduğu iddia edilen mezarlar vardır. Ancak mezarlar gömü olasılığı üzerine kazılmıştır.

Tarihi dokusundan sonra, Kale köyünün mesire yerleri de oldukça fazladır. Dağların tepe noktalarında irili ufaklı krater gölleri mevcuttur. İsim olarak sayarsak; Kumlu, Yıldızlı, Şoroğ ve üç göllerdır.

Çiçekli yaylanın tepesinde yer alan ve Kale ye gelen herkesin özellikle gitmek istediği köylük sırtından tüm köy ve komşu köyler gözlenebildiği için fotoğraf çekme meraklılarının da ayrıca görmek istediği bir yerdir.

Doğal maden suyu olan 'Acı Su' güneşi yakalayan Kalelilerin ilk akla gelen piknik alanı olduğu gibi; Egzama v.s hastalığı olanların da şifa arayıp, yıkandığı bir yerdir. Ancak yıkanmaya musait bir tesisi henüz yapılmamış olup sadece uygun yerler yıkanabilmektedir.

Hüsam suyu özelliği olan bir su dur. Oldukça soğuk olan bu su, kışın bile akmaktadır. Derelerin donduğu mevsimde, bu suyun akabilmesi enteresan bir özelliktir.


Anahtar Kelimeler:
1

ÇAYMER sezonu açtı, kendi yaş çay fiyatını açıkladı

2

Macaristan’dan getirdiler, Rize’de denenmeye başlandı

3

Projenin ilk ayağı Rize Pazar’da başladı.

4

İSTANBUL’DA DÜZENLENEN YÖRESEL ÜRÜNLER FUARI SONA ERDİ.

5

BATUM’DA SINIR TEMSİLCİLERİ TOPLANTISI YAPILDI