Yöremizin yetiştirdiği birçok ilim ve bilim adamı mevcut.Bunların birçoğunu tanımıyoruz.
Kaçkar53.com olarak ulaşabildiğimiz tüm değerli ilim ve bilim adamlarımızı sizlere tanıştıracağız.
İlk olarak Pazar'lı Yrd.Doç.Dr. Ömer Morgül ile yöremiz gazetecilerinden Faruk Çakır'ın yapmış olduğu Röportajı sizlerle paylaşıyoruz.
Hemşehrimiz Y. Doç. Dr. Morgül'le eğitim üzerine bir sohbet yaptık. Morgül, yıllık izinlerinde ekseriyetle Karadeniz'e, Pazar'a gittiğini söylüyor. Üniversite yıllarından beri tanıştığımız Ömer Morgül ağabeyimizin, geçen yıl Senoz'a, Ormancık Köyü'ne de geldiğini bu arada ifade edelim.
Kendinizi kısaca tanıtır mısınız?
Esasen Rize, Pazarlıyım. Dedemin dedesi Çayeli Büyükköy'denmiş. 1982'den beri Sakarya'dayız. Liseye kadar İstanbul'daydım. Üniversiteyi Trabzon'da Makina Bölümünde okudum. Ondan sonra Yıldız Üniversitesinde master yaptım. İTÜ'de doktora yaptım ve 1982'den beri de Sakarya Üniversitesinde araştırma görevlisiyim. Memleketimize, Pazar'a gidip geliyoruz her zaman. Yaz tatillerini mümkün olduğunca orada değerlendiriyoruz.
*Eğitim en çok şikâyet edilen konulardan birisi Türkiye'de. Herkes şikâyetçi ama çare bulunamıyor. Sizce Türkiye eğitim noktasında nereye doğru gidiyor?
Sakarya Üniversitesi bu konuda ciddi bir öncülük yaptı. Uzaktan eğitim, yani teknolojinin eğitimde kullanılması noktasında iyi bir yerdeyiz. Ve bunu ilk başlatan üniversite Sakarya Üniversitesi. O zamanki rektörümüz 40 kişilik bir ekiple bu işe start verdi ve Türkiye'de uzaktan eğitimi ilk biz başlatmış olduk. Dünya serbest üniversiteye doğru gidiyor. Bunu da teknolojinin getirdiği bir nimet olarak görüyoruz. Ve bunun da kullanılması gerekiyor. Artık illa sınıf, bina, kara tahta değil; eğitim her yerden alınabiliyor olmalı. Şuan bu noktaya doğru gidiliyor.
Artık e-öğrenmenin ötesinde 'm-öğrenme' dediğimiz mobil öğrenme başlıyor. Cep telefonumdan internetteki bilgiye, sınıfa ulaşabiliyor; cep telefonuyla, evindeyden hocasına, ders ortamına istediği anda ulaşabiliyor. Randevulu bir ders istiyorsa hocasıyla beraber dersi sınıftaymış gibi işleyebiliyor.
Bunun dışında internetteki ders notları tekrar tekrar izlenebilir şekilde gerek animasyonlu, gerek simülasyonlu şekilde bulunuyor. İstendiği zaman, istenildiği kadar eğitim alınabiliyor. Canlı olarak hem görüntülü, hem sesli bir sistemle beraber sınıf ortamını internet ortamında oluşturabiliyorlar. Sakarya Üniversitesi ilk başlandığı zaman (1997), 2000'den sonra ÖSS üzerinden öğrenci kaydettik ve şuan 10.000'in üzerinde öğrenci var. Tamamen uzaktan eğitim alanlar var, haftada bir gün gelenler var. Bütün bunlara baktığımız zaman fiziki ortamları hiç değiştirmeden öğrenci kapasitesine bire, ikiye, üçe katlama imkânımız var. Erasmus ve Farabi adlı öğrenci değişimlerini de destekliyoruz. Şu bir gerçek, dünyada bir çok şirket bayi veya çalışan personelini uzaktan eğitim aracılığı ile eğitiyor. Gelinen nokta bu.
*Liseden nasıl öğrenciler geliyor?
Öğrenciler lisede eğitim almaktan çıkmış, direkt kurs eğitimi alarak üniversiteye giriyorlar. Geçtiğimiz senelerde karşılaştığımız bir şey vardı; öğrenci basit bir fizik kuralını bilemedi. 'Sen bu kuralı öğrenmeden nasıl üniversiteye gelebildin?' diye sorduğumuzda; 'Hocam, ben hiç fizik sorusu çözmeden geldim' dedi. Yeni sınav sistemiyle bunun önüne geçildi, makina bölümüne girmek isteyenler belli bir miktar fizik sorusu çözmeli. 'Giremezsem ne olur, girersem ne olur, mezun olunca ne olacağım, işsizlik kaygısı' gibi konular ciddi bir şekilde problem.
(Görüşen: F.Çakır, Y.Çakır)
