On iki yıldan beri iktidarda bulunanlar; bugün ki maddi ve manevi sıkıntılarımızdan sorumlu değilmişler gibi hala geçmişi eleştirerek iktidarlarını biraz daha nasıl sürdürebiliriz diye olmadık bahanelere sarılmaları, doğrusu inanılır gibi değil!
Bugün ülkemizde sosyal-siyasal-ekonomik meselelerimizin her biri kangren haline dönüşmüştür ama mevcut iktidar ve onun borazancıları her şeyin yolunda olduğunu ifade etmekten geri durmamaktadırlar…
Hayretle takip ediyorum doğrusu!…
İktidar ve şakşakçıları ülkemizde olup bitenleri görmemezlikten gelerek hala Türk Milletini nasıl kandırmaya devam edebilmektedirler diye!
İktidarın her alanda on iki yıllık iddiası; mevcut uygulamaları nedeniyle bugün temelden çökmüştür!
Bu iktidarın iddiası; “Türkiye şaha kalkıyor”,sosyal adaletin, barışın, kardeşliğin, özgürlüklerin, üretimin tavan yaptığı bir iktidar süreci yaşandığıyla ilgiliydi…
Yaşanılanları tarafsız ve objektif bir değerlendirmeye tabi tutan her insaflı kişi, bu durumun adını Türkiye şaha kalkıyor değil ancak ”Türkiye’nin, çözülme ve yıkılma süreci” adı verilmesi gerektiğini idrak edebilmektedir!…
Ülkemizde bir gelişmeden çok bir çözülmeden ve sıradanlıktan söz ederken, gerçekten de büyük bir ıstırap duymaktayım...
Ama buna rağmen olup bitenleri görmemezlikten gelerek bazıları gibi hayal kurmadan ve gerçekler ne kadar acı da olsa tespit etmek durumunda olduğumu söylemeliyim!
Türkiye olumlu anlamda değişiyor demek için ortada önemli gelişmeleri tespit etmek, görmek gerekmez mi?
Bu iddialar da bulunan iktidar sahipleri ve onların destekçileri elle tutulur ne gösterebilirler Allah aşkına...
Bakın bu iktidar zamanın da Ülkemiz de neler olmuştur kısaca bir göz atalım ne demek istediğim daha iyi anlaşılabilir…
Bu iktidar döneminde sosyal adalet kavramı yerlerde sürünmektedir!
Devletin hukuku artık adalet dağıtmamaktadır!
Devletin kurumları arasında ki güven ortadan kalkmıştır!
Ülkemizin bir bölgesinde her gün ayaklanma provaları yapılmaktadır. Ve bugün geldiğimiz noktada artık özerklik ilan edecek kadar da hadlerini aşmışlardır!
Ülkemizin bir bölgesinin kamu düzeni bir terör örgütüne havale edilmiştir!
Dün mevcut olan çatışma alanlarına bu iktidar sayesin de yenileri eklenmiştir!
İnsanımız işsizlik ve ona bağlı olarak sefaletle boğuşurken iktidarın tek yaptığı kimlik belirlemeye çalışmasıdır!
Ülkemizde ki manevi çöküntü bu iktidar dönemin de daha da derinleşmiştir!
İktidar kendi tabanı üzerinde ki otoritesini basın-yayın ve devletin diğer bağımsız olması gereken kurumları üzerine de kurma gayreti sonuç vermiş!
Bugüne kadar ki tüm başarısız işlerini tek bir kalemde silmek için bütün suçu uydurdukları ve bir türlü de sonuç alamadıkları “paralel yapı yalanı üzerine” boca etmişlerdir!
Bütün bunlardan sonra iktidar olanlar ve onların sözcüleri hala Türkiye iyi yönetiliyor, her şey yolunda diyebilmeleri akıl ve izanla bağdaşır mı, sorarım size?
Ülkemizin bu iktidar eliyle geldiği noktayı iyi analiz etmeliyiz…
Türkiye kabuk değiştiriyor sloganlarıyla her alanda çağ atlıyoruz demenin mantığını ben şahsen anlamakta güçlük çekiyorum!
Cemil Meriç;”Kulun bütün haysiyeti mümin oluşunda. Kul mümin olunca hukuki bir hüviyet kazanır. Dilenciyle halifeyi eşit kılan bir hüviyet” demişti…
Gelin görün ki; bu iktidar döneminde yaşadıklarımız bu eşitliğin tamamen tersini bize yaşattı ve yaşatmaya devam etmektedir!
Paranın, statünün, koltuğun ve gücün şımarttığı , kalibresi düşük bir sürü insanın yönettiği bir Türkiye ile karşı karşıyayız!
Bu durumu gören ama ses çıkarmamakta özenle imtina eden insanımızın ruh muvazenesi de gittikçe bozulmuş ve sağa sola yalpalamalar başlamıştır…
Öyle sanıyorum ki; tarihimizin hiçbir dönemin de bu kadar feci bir şekilde ruh dünyamızın ahengi bozulmamış olsun!
İşin acı olan tarafı ise; kendisini “İslamcı parti” diye ifade eden bir iktidar dönemin de bütün bunların olmuş olmasıdır!
Ben kişisel olarak yanılmak isterdim doğrusu. Hatta temenni ederdim ki, benim gibi düşünmeyenler haklı çıksın…
Maalesef üzülerek ifade ediyorum ki on iki yıllık iktidarları süresince ülke menfaati adına yapılan hiçbir şey ortada yoktur; fakat yapılamayan ama “ÇÖZÜLEN” çok şeyimiz vardır!…
Görüşmek üzere, Allaha emanet olun…
