Süfyan-ı Servi, dünyalık elde etmek için devlet adamlarına yakın duran, onların hizmetlerine koşan birine bu halden uzaklaşmasını, dalkavukluğu terk etmesini tavsiye etti…

Adam “o zaman ailemi nasıl geçindiririm?” diye sorunca Süfyan-ı Servi dedi ki; “Sübhanallah!

Kendisine isyan ettiğin hallerde bile rızkını kesmeyen Allah, kendisine itaat ettiğinde mi rızkını vermeyip kesecek?”

Her hangi bir siyasi partinin, cemaatin, grubun hassasiyeti iledeğil, “Türk Milletinin ve Devletinin” hassasiyetleri üzerine yazı yazmaya çalışan birisi oldum bugüne kadar!

Hassasiyetim; milli şuurdan kaynaklanan ve kişisel düşüncelerimden beslenen bir hassasiyettir…

Onun için rahatımızı kaçıracak şekilde meselelere yaklaşmamızın tek ve geçerli nedeni, inandıklarımız etrafında yazı yazmamızdır!

Bir düşünürün söylediği gibi “kararlılık insan iradesini uyandırma zilidir.” İşte, ben de düşündüklerimi sizlerle paylaşırken, beni harekete geçiren o şuura hep minnettar oldum! 
 

Ülkemizin iç meseleleri, idari ve toplumsal sorunları, her gün biraz daha dibe vuran insanımızın ahlaki durumunun doğurduğu bunalımlar ortada dururken bizim al gülüm ver gülüm babından yazılar yazmamız zaten düşünülmemelidir!

Ben de kolay olanı seçebilirdim.

Bu soruları sormak ve irdelemek yerine başka şeylerin hesabını yapar üstelik çok da rahat ederdim!

Uzun zamandır yazdıklarıma ve onlara gelen yorumlarla ilgili eleştiri ve övgülerin genel de doğru okunup anlaşılmadığım kanaati oluşturdu bende, bunu söylemek isterim!

Her birimiz kafamızda oluşturduğumuz şablonlarla yazıyı okuyup ona göre hüküm verme telaşı içerisindeyiz

“Okuru çok iyi okunmadan yazanın yazdığı okunmaz” prensibi ne hikmetse her yazımda delik deşik ediliyor!

Bir kez daha ifade etmek isterim…

Ben hakikatleri, kendi hakikatlerim içinde aramayı gaye edinmiş ve ona göre sizlerin huzurunuza çıkmış birisiyim. Bu durumu anlamak istemiyorsanız, doğrusu bu benim sorunum olmaktan öteye, okuyucunun anlama ve idrak etme zorluğu içinde olduğundandır!

Açık seçik yazıyorum “girift” ifadelerden oldum olasıya kaçmaya çalışıyorum her yazımda… 
Her yazım düşünülerek ve ülkemizin gerçeklerini dile getirmek, çözüm yolları aramak noktasında ki hassasiyetlerle kaleme alınmıştır.

Aslında ben biliyorum; okuyucunun benden eleştirilerimi yazmamı beklediklerini, fakat zülfü yâre dokunduk mu, hani bizim iltifatımız diye bu sefer eleştiri oklarını tarafıma yönlendirdiklerini!

Belki içinizden büyükçe bir bölümünüz, iktidarı ve onun icraatlarını eleştirmememi isteyebilir yazdığım konular hoşuna gitmeyebilir, hatta diş de bileyebilir!

Maalesef uzun zamandır dünya gündeminden düşmeyen, ”yenidünya düzeni” daha doğrusu emperyalizmin mazlum dünya halklarına dayattığı “BOP”, siyasetin en üst noktasından başlayarak aşağıya doğru; insan olma erdemlerimizi ve hikmet arayışımızı dumura uğrattı!

Ve maalesef bu gerçek, cemiyetin her kademesinde fikir üreten, söz söyleyen her birimizi tesiri altına aldı!

Bu durumu tersine çevirmek için, filozofun ifadesinde hayat bulan gerçeğe sarılmaktan başka çaremizin olmadığını düşünüyorum. “Herkes küllerin karşısına geçip ağlayacak yerde, ocağa kendi dağarcığından çıkardığı odun parçasını atsa, insan topluluğu ne harika bir şey olurdu!”

Âcizane benim yapmaya çalıştığım, giriş cümlemde “Süfyan-ı Servi” örneğini vermemde ki asıl gaye de budur! İbret alabilecekler için ne güzel bir misaldir…

Değerli okuyucular; aslında yazı haline gelen düşüncelerimde, olumlu düşünmeyi, olumlu kelimeler kullanmayı şuur altım bana sürekli dikta eder!

Fakat bu kadar olumsuzluğun için de, zaman zaman da olsa sizlere ve kendime haksızlık ederek bu düşüncelerimin dışına çıkabiliyorum işte!

Ama siz kabul etseniz de etmeseniz de; karşımızda inkâr edilemez gerçekler dururken nasıl olumlu yazılabilir ki!

Son cümle olarak; hakikatlerin karşılığının yalanlar olamayacağı gerçeğinden hareket ederek; bu yazımda hedefine ulaşmış ve anlaşılmış olmuş olsun isterim…

Görüşmek üzere, Allah’a emanet olun…


Alper Yılmaz
21.04.2017 12:23:14
ben de öyle zannettim akın abi :) kalemin susmasın ne olursa olsun.

Mustafa Aydın
8.05.2017 09:03:49
yeni yazı ne zaman sn akın?

“Bu bir referandum yazısı değildir!”

Abdurrahman Akın

21.04.2017 11:08:37

7