Sonbahar, kış derken bahar aylarına ulaştık.

Şimdi gelin hep birlikte baharın müjdecisi “kar çiçekleri” eşliğinde hoş geldin diyelim bahara!

Daha önce kaleme aldığım “Kar çiçeklerine selam olsun” yazımda demiştim ki; “…evlerimizin önündeki kar yığınlarının kuruması ve ardından yağan yağmurdan sonra bahçelerimizde çıkan ilk “kar çiçeklerinin tomurcuk açması adeta baharın müjdecisidir bizim memleketimizde Ben her yıl bu mevsimde çocukluğumuzun geçtiği o güzelim yurt köşesinde baharın gelişini müjdeleyen “kar çiçeklerini” düşününce içimden ah çeker hüzünlü bir duyguya kapılırım…”

Kırmızı, sarı, pembe, yeşil renkte olan bu çiçekler adeta benim çocukluğumda ki güzel günlerden hatırımda kalan en ayrıntılı detayı olarak zihnimde yer bulmuştur.

Biz biliyoruz ki; bu güzelim “kar çiçeklerinin” gelişi baharın, ardından yayla zamanının da en güzel habercisi idi.

Aslında “kar çiçeklerinin” bizim coğrafyamızın yeniden dirilişinin de müjdecisiydi desek hiç de abartmış olmayız!

Şimdi biz gurbetteki Rizeliler o güzelim coğrafya parçasından uzaklardayız ve çevremizde de renk renk çiçekler açmakta ve onlarla her gün yüz yüze gelmekteyiz, ama memleketimizde ki heyecanı duyduğumuz söylenebilir mi?

Şahsen ben çalıştığım işyerinde ve evde çiçekler yetiştirmeye çabalıyorum ama maalesef aynı lezzeti almadığımı görüyor, yaşıyor ve hissediyorum!

Tahminim odur ki bu yazıyı okuyan hemşerilerimde benimle aynı düşüncededir.

Nasıl ki Çayeli’n de “Şişkonun fırınında yediğimiz “Çayeli simidinden” aldığımız lezzeti başka hiçbir yerde alamıyorsak, Rabbimizin bize bu coğrafyada bahşettiği tabii güzelliklerin tadını da hiçbir yerde almamız mümkün olmuyor.

Bu duygulara rağmen, bizim kişiliğimizi oluşturan ve anlamlandıran bu harika coğrafyamıza karşı gerçekten de adı konulmamış bir kayıtsızlığımız var!

Ben “kar çiçekleri” derken onlara hayat veren güzelim coğrafyamızın birçok vadisi, “HES tasallutu” altında kaderine terk edilmiş biçimde boynu bükük hayat sürme peşinde!

Karların erimesiyle birlikte başını dışarıya çıkaran, her birimize selam vererek bize baharı müjdeleyen “kar çiçekleri” Rizeliler tarafından hiç mi vefayı ve sahiplenmeyi hak etmiyor!

Bu doğa katliamı devam ettiği müddetçe korkarım ki bu selamlamadan mahrum kalacak olan bizler, yarınki günlerde “kar çiçeklerine” ağıtlar yakacağız!

Bir kışın daha sonuna, baharın kar çiçeklerimizle birlikte selamına şahit olduk.

Her zaman ifade ettiğim gibi; elbette bu hasret, içi kof bir duygudan ibaret değil bizim için!

Bizim hamurumuzun yoğrulduğu bu harikulade tabiat coğrafyası ruhumuzun şekillenmesinde, kişiliğimizin oluşmasına büyük katkı sağlamıştır. İşte bugün bu satırları yazan benim gibi sizlerin de “kar çiçeklerini” özlemenin duygusuyla nefes alıp veriyorsunuzdur yaşadığınız şehirlerde.

Bir an için kendimizi yaşadığımız çocukluk günlerimizden yani kar çiçeklerinin açmadığı günlerden sıyırıp alalım, bakın bakalım geriye hatırlayacak neyimiz kalıyor!

Ben sürekli şu çağrıda bulunuyordum; lütfen ”kar çiçeklerini” yaşatmak için elimizden geleni yapmayı kesintiye uğratmadan devam edelim!

On yıllarca çay bahçelerine 'Avrupa gübresi' vura vura toprağı zehirleyip öldürdük!

Benim çocukluğumda hayvancılık hala geçer akçe olduğu için 'inek gübresi' bu zehirlenmeyi ertelenmişti. Fakat organik gübre bahçelere atılmamaya başladıktan sonra toprak resmen öldü!
Bir kaç yıldır 'Senoz ve Hemşin Vadisinde' 'organik çay tarımına' geçildiği için doğa yeniden kendine gelmeye başladı.

Özellikle yüksek dağ köylerinde bile bazı kuş türlerini göremez olmuştuk.

Birkaç yıl önce bende köye gittiğimde hiç karatavuk görememiş ve çok üzülmüştüm.
Geçen yıl bizim Senoz Vadisinde Avrupa gübresi yüzünden köylerimizi terk eden bazı kuş türlerinin “organik tarım” sonrası geri döndüğüne şahit olduk!

Çay bahçelerinde, ağaç dallarında yuva yapmaya başlayan “karatavuk” gibi kuş türleri ümidimize ümit kattı!

Eşsiz bir doğaya ve harikulade bir güzelliğe sahip bir coğrafyada yaşıyoruz. Bunun kıymetini bilelim ki doğanın süsü olan her türlü hayvan ve kar çiçeği gibi bitki türleri bizim coğrafyamızda yaşamaya devam etsin!

Her bahar ayında yeniden kar çiçeklerine selam yollamama vesile olan her umuda da müteşekkirim!

Doğduğum Senoz Vadisinde” kar çiçeklerinebelestig çiçekleri” deriz.

Temennim o ki; bu sene ve bundan sonra ki senelerde de daha huzurlu açsın belestig çiçeklerimiz” ve ben her yıl yeniden bıkıp usanmadan büyük bir umutla selam yollamaya devam edeyim!

Görüşmek üzere; Allaha emanet olun…


Bir kez daha selam olsun “Kar Çiçeklerine”

Abdurrahman Akın

10.03.2020 10:38:29

17